Takım oyunu!

Takım oyununa kafamız sarmıyor arkadaşlar!

Güreş, Boks gibi ferdi sporlarda iyiyiz Allah var!

Güreş olsaydı Almanları yenmiştik! Hem de 11-0!

“Volkan oğlum, Mesut yavşağını bir dakikada tuşa getiriyorsun oğlum! Hadi!”

“Tamam Abi!”

“Ben Abi?”

“ Oğlum Emre, sen de Klose’le kapışıyorsun oğlum! İki dakika müsaade sana!”

“Klose’den sonra Müller’e girişeyim mi Abi?”

“Olmaz! Onu Hamit halleder!”

Dedim ya 11-0 galiptik!

Bir serbest atış olacak ya da bir karambol olacak ki birinin ayağına çarpsın top da gol olsun! Yoksa olmuyor!

Bu aksak noktamızı ilk çözen Battal Gazi olmuş biliyor musunuz?

İkincisi Fatih Sultan Mehmet! (tarihçilerimizin kategorisine girdim, özür dilerim!)

“Battaaal! Biz de gelelim karındaşım! Bizans tekfurundan intikamını beraber alalım!”

“Gelmeyin! Gelip de işi karıştırmayın! Ben kendi işimi kendim hallederim! Dönüşte prenses Soniya’yı da getireceğim! Ganimete göz dikersiniz bakarsınız!”

Fatih de kaç ay uğraşmış İstanbul’u fethetmek için!

“ Padişahım, Haliç’e girmemiz için gemileri karadan yüzdürmemiz lazım!”

“Ulan, işi yokuşa sürüyorsunuz gibi geliyor bana Lala!”

“E, tabi Hünkârım; ama sonra bayır aşağı kolay olacak!”(bugünlerde buna benzer müthiş bir proje daha geliyor! Gemilere yol için Haliç’e kanal açılacak kuzeyden!)

Sonra baktı ki vezirlerin aklıyla bir iş olmuyor, tuttu Kara Murat’ı çağırdı!

“Murat, sen bu beyni sulanmışlara bakma oğlum! Tek başına git Mora yarımadasını fethet! Valinin kızı da senin!”

Orduyla alınamayacak yeri gitti Kara Murat aldı tek başına geldi!

Malkoçoğlu’nu anlatmaya gerek yok sanırım!

En iyisi bitireyim bu yazıyı!