Taksim'e çıkan yollar,"Demir Ağlarla Örüldü"

Başbakan Erdoğan, asıl biz Türkiye’yi “Demir ağlarla ördük” demişti. Doğru söylemiş!

1 Mayıs İşçi Bayramı ‘nda işçilerin, Taksim’e çıkışlarını engellemek amacıyla Taksim’e çıkış yolları, “demir ağlarla örüldü.” Erdoğan iktidarı, Türkiye’yi demir ağlarla örmede, günümüzün tüm gelişmiş teknolojilerine, olanaklarına karşın Atatürk dönemi kadar demiryolu yapamamış ama Taksim’e çıkış yollarını, “demir ağlar” la örmede başarılı! 

Başbakan Tayip Erdoğan kısa süre önce Kadıköy-Kartal metrosunun açılış töreni sırasında “10. Yıl Marşı”ndaki “Demir ağlarla ördük anayurdu dört baştan” sözlerine atıfta bulunarak Cumhuriyet döneminde demiryolu yapımında kat edilen mesafeyi “‘Demir ağlarla ördük’ falan. Neyi ördün? Hiçbir şey örmüş falan değilsin” diyerek küçümsemişti. Erdoğan’ın bu sözleriyle başlayan tartışmaya Devlet Demiryolları Genel Müdürü Süleyman Karaman Berlin’deki açıklamalarıyla ilginç bir katkıda bulundu. AKP iktidarının demiryolu yapımında; Atatürk döneminin çok gerisinde kaldığını, sayısal verilerle kanıtladı. 

1923 ile 1950 arası 3 bin 764 km demiryolu yapıldığını belirten Karaman, bu 27 yıllık sürecin Atatürk’ün liderliğindeki bölümünde çok daha fazla yol yapıldığına vurgu yaptı. 27 yılın ortalamasının 134 km olduğunu belirten Karaman, “Ama çoğu ilk yıllarda yapılmış. Atatürk döneminde yıllık 250 km yapıldığı olmuş” diye konuştu. 1950–2003 arasında demiryollarının ihmal edildiğini ve sadece 945 km yol yapılabildiğini belirten Karaman, kendi yönetimleri altında 2004’ten bu yana ise 1086 km yol yaptıklarını kaydetti. Karaman 2 bin 199 km’lik demiryolu yapımının da sürdüğünü ifade etti.(https://t24.com.tr/.)

Başbakan Erdoğan, Cumhuriyet’in ilk yıllarına 2014’lü yılların penceresinden bakıyor. O yıllar, yol yapımında, makinenin bile olmadığı yıllar

1 Mayıs İşçi Bayramı’nın, Taksim’de kutlanmasına gelince;2010’da,2011’de,2012’de 1 Mayıs İşçi Bayramı kutlamaları yapılmadı mı? Yapıldı. Bu yasaklamanın amacı ne? Bana göre iktidar,”Gezi Olayları”nın rüzgârından korktuğu için Taksim’de kutlamaları yasakladığı kanısındayım. Bu yasaklama, toplumda, özellikle isçi kesiminde gerilim yaratmış; maliyeti de ülkeye pahalıya patlamıştır! TV kanallarında; Erzurum, Van, Kars’tan destek polis birliklerinin getirildiğini duyurdu. Haberlerde, sadece İstanbul’da 39 000 polisin görevlendirildiğinden söz ediliyor.(Eski İç İşleri Bakanı Hasan Fehmi Güneş, bir konuşmasında bakanlık yaptığı 1979 yılında tüm ülkedeki polisin 40 000 olduğunu söyledi).

Her halde, bu durumda, her işçiye bir polis düşüyor. Yaşasın Erdoğan iktidarı! İşçileri Taksim’e çıkarmadı; diyenler olacaktır. Bu durum, Türkiye Cumhuriyeti’nin artık bir polis devleti olduğunun kanıtıdır. …

Bu ülkede; Ramazan Bayramı, Kurban Bayramı var. Bir de son yıllarda “Kutlu Doğum Haftası” var ki tüm bayramların önüne geçti.23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nın yerini aldı. Çünkü 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı, Atatürk’ün çocuklara armağanıydı. AKP iktidarı, Atatürk ilkelerini, devrimlerini yok etmek için ne gerekliyse yapıyorlar. Varlıklarının nedeni, Atatürk ve Atatürk Cumhuriyeti değil midir?

Bu iktidar, yakında 1 Mayıs İşçi Bayramınıda kaldırır; çünkü bu iktidarın emeğe, üretene saygısı yok. Bir yılda, bir gün işçiye çok görülüyor. Oysa ekmeğimizde onların alın teri var.

İstanbul’da Taksim’e çıkan yollar kapalı da Ankara’da kutlamalar nasıl diye saat 13 sularında Kızılay’a yürüdüm; Güven Park’ta polisler küme küme sohbet ediyorlardı. Bu alanda, işçi göremedim; yalnız yoldan elinde bayrağıyla bir bayan geçti, nereye gidiyordu, bilmiyorum. Maltepe-Tandoğan yönünde yürüdüm, elinde Türk bayrakları, sendika flamalarıyla, Tandoğan’dan dönen gruplarla karşılaştım. Tandoğan Alanı da çok sakindi. Bir grup, Diyarbakır türküleri eşliğinde oynuyorlardı. Çoğunluğu Türk bayraklı, Türkiye İşçi Partisi flamalı gruplar da oyunlara katılıyor ya da izliyordu.

Son söz

İsçinin üstüne tüm gücüyle giden AKP iktidarı, Güneydoğu’daki PKK’nın yol kesmesini, adam kaçırmasını, kentlerde olaylar çıkarmasını görmemezlikten gelmektedir.