Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

12 Ocak '10

 
Kategori
Deneme
 

Takvimlerden haberin var mı senin ?

Takvimlerden haberin var mı senin ?
 

Gece gibi örttü üzerimi yokluğun..


Neye yarar tüm saatleri bozsam, takvimleri yırtsam.

Nasıl önlenir ki akrep ile yelkovanın amansız koşuşturması. Hem biz değil miydik en güzel günlerimizi yaşamak için ondan medet uman. Yıllar sonra yine onu yad ederek uzun uzun dalmayacak mıydık uzaklara. Kirpiklerimiz ıslanacak, içimiz titreyecekti. Nasıl olurda şimdi o zamana acımasız diyebilirim ki.

Bilmem farkındamısın ama gidişinden sonra yüzüme en tanıdık sima oldu kolumdaki saat.

Birden onikiye, onikiden bire.

Ve farkındayım.

Takvimlerden haberin yok senin.

Gideli çok oldu. Geçiyor yıllar. Aklına gelir miyim bilmem ama yine de aklında bulunsun. Eski ben değilim artık. Senin gibi küstü aynalarda. Bakmaz oldular yüzüme.

Yoruldum.

Gidişinin ardından giriştiğim o amansız varolma savaşı yordu beni. Her güne ' İşte..! Tam zamanı..' diyerek başlıyorum. Akşamında yüzüm asık, omuzlarım çökmüş ' Yine olmadı ' diyerek hayıflanıyorum.

Vurgun yedim o derin sularında.

Oysa ki tüm günahlarımdan arınmak için soluksuz atlamıştım mavi sularına. Her kulaç meğer biraz daha uzaklaştırıyormuş seni benden, nerden bilirdim. Vücudumdaki uyuşukluk aşktan değil, vurgundanmış. İsyanım kendime aslında, farkında olamama gerçeği ile her yüzleştiğimde içim içimi yiyiyor. Şimdi bakıyorumda; aslında ne kadar ayan beyanmış aynı yerden aynı suyun iki kez akmayacağı.

Kahretsin. Farkedemeden geçti yıllarım.

Yine olmadı diyerek anahtarı sokuyorum kapının kilidine. Yalnızlık daha ilk adımda patlıyor tokat gibi yüzümde. Gecenin bir vakti sigaramın eşliğinde o süt beyaz kağıtların başına oturduğumda, o yürek yangınını körükleyen pişmanlık dökülüyor parmak uçlarımdan.

Hayat uzun bir yoldur derlerdi. Yol dönülmezmiş, nerden bilirdim. Kanımdaki alkol karıncalandırıyor beynimi. Kelimelerim havada uçuşuyor ama takatim yok toplamaya. Dumanımı her üflediğimde biraz daha bulanıklaşıyorlar zihnim gibi. Hani o eskiden gece olmasını beklediğim anlar vardı ya, koyun koyuna uzanıp bedeninin gizemini çözdüğüm anlar.

Şimdi elim tetikte bekliyorum. Menzilime girerse vuracağım alnının ortasından senli geceleri.

Ömür dediğin nedir ki ? Bir bakmışsın kundakta, bir bakmışsın mezarda. Kimisi bulmuştur aradığını, memnundur son nefesi azrailin elindeyken. Kimisi bütün hayal kırıklıkları ile bitki gibi yaşamıştır zaten, sadece soluk alarak. Ne ölümden korkusu vardır, ne azrailden.

Ömrü ölümün avuçlarında geçenlerden olarak çizik attım dünyanın ortasına. Bir umuttu sadece beşikle mezar arası.

Medetse eğer bu, evet !..

Yalvarırcasına umdum bunu.

Elim tetikte beklediğim anılarımı koyuyorum şimdi ceplerime.

Kimbilir, belki lazım olur.

 
Toplam blog
: 36
: 603
Kayıt tarihi
: 24.03.09
 
 

..