Tamara’nın mezarı Türkiye’de mi?

Seyyah Tamara Efsaneleri’ni anlatmaya devam ediyor… Kraliçe Tamara, ölmeden önce, ülke sınırları içinde dokuz ayrı bölgede, dokuz ayrı mezar hazırlatmış. Ölünce de bu "dokuz mezardan birine" gömülmüş. Ama hangisine gömüldüğü hala meçhuldür… Hala, ülkenin pek çok yerinde bulunan, pek çok türbe ve mezara sahip bölge insanları da bu durumu sahiplenme çabasına devam eder. “Tamara bizde yatıyor” der. Bu dokuz mezardan altı tanesinin Türkiye sınırları içerisinde olduğu söylentisi ise ayrı bir inceleme konusudur bence. Türkiye’de “Gogo Mezar” diye tabir edilen mezarlar, bölgeler ya da yıkıntıların buna işaret ettiği kabul edilir. Benim doğduğum ve büyüdüğüm köyde de (nigia) böyle bir mezar var. Hazine avcıları tarafından her tarafı eşilerek tahrip edilmiş ve çevreye yayılan kireçli taşlardan ibaret sadece ne yazık ki.

Tamara’nın mezarı hakkında dilden dile dolaşan bir başka efsaneye göre ise... Tamara, "dört şövalyeye" görevlendirir. Onlara, "Ölünce cesedimi saraydan çıkarın... On gün, on gece yürüyün... En ulaşılmaz diye düşündüğünüz yere beni gömün... Ve kimseye görünmeden dönün” der. Kraliçe Tamara ölür... Bir süre sonra, bir çoban, Tiflis'in duvarlarının dibinde, göğüslerinde hançer saplı, dört ceset bulur. Dört şövalye "görevi" yerine getirirler ama... Kraliçe Tamara'nın "sırrını" da beraberinde götürürler. (Kafkasya Halkları-Alexandre Grigoriantz) Son bir söylenceden bahsedeyim, Rum Prensinin uğruna intihar ettiği Tamara, adını bir beldemize vermiş. Rivayete göre, şu an Murgul sınırları içerisinde bulunan belde Damar’ın adının da Thamar’dan (Tamara) geldiği söylenir. Tam da burada aklınıza bir soru takılmış olmalıdır. Tamara’nın mezarının bilinmemesinin ne gibi bir ehemmiyeti olabilir? Neden yattığı yer bilinmemeli? Diye soruyor olma ihtimalinizi düşünerek kendimce-yorumumla cevaplamak istiyorum. Kraliçe o kadar çok sevilen biridir ki; Ölümünü vatandaşları bilmemelidir. Birincisi, bütün halk perişan, sersefil olur. İkincisi, devletinin bekası ve geleceğinin tehlikeye girmesi işten bile değildir. Üçüncü ve son olarak da, ona hayran diğer ülke kral ve prenslerinin kraliçenin cesedini ele geçirme korkusudur. Tamara efsanelerinden bir tanesinden kısaca bahsettik önceki yazımızda. Ancak bu topraklarda bayağı Tamara efsanesi olacak ki yaz yaz bitmedi… Ya bilmediklerimiz, duymadıklarımız… Yazamadıklarımız…