Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

18 Nisan '13

 
Kategori
Felsefe
 

Tanrı'nın varlığı inanç mı yoksa bilgi konusu mudur?

Tanrının varlığı sentetik a priori bilgidir

1.“Herşeyin bir nedeni vardır,

2. Evrenin de bir nedeni vardır,

3. O neden Tanrı’dır

4. Tanrı’da her şeyin içine girer

5. O halde Tanrı’nın da bir nedeni vardır

6. Dolayısıyla Tanrı’nın varlığında duramazsınız”

şeklindeki akıl yürütme hatalıdır.

Çünkü her şeyin bir nedeni yoktur. Sadece sonradan var olan şeylerin bir nedeni vardır. Sonradan var olan şeylerin birbirlerini nedenlemeleri ise nihai bir açıklama sağlamaz. Bundan dolayı neden aramanız sonradan var olmamış bir varlıkla sona ermek zorundadır. Sonradan var olmamış bir varlığın ise bir nedeni olmaz. Yukarıdaki akıl yürütmenin doğrusu şu şekildedir.

1. Sonradan olan şeylerin bir nedeni vardır

2. Evren de sonradan olmuştur

3. O halde evreni nedeni Tanrı’dır.

Bu akıl yürütme sonradan olan şeylerin nedensel olarak sonsuza dek gitmeyeceği üzerine dayanır. Çünkü sonradan olan şeylerin nedensel olarak sonsuza gideceğini düşünmek açıklamayı tamamlamaz. Diğer bir deyişle siz nedenlerin sonsuza dek gideceğini söylerseniz hiçbir şeyin kendi kendisinin nedeni olmadığı halde nerden geldiğini açıklamamış halde kalırsınız. Hâlbuki eğer bir şeyler, kendilerin nedeni değilse onların nedeni olacak fakat kendisinin de bir nedeni olmayacak nedende durmanızı akıl gerektirir. Bu ilk neden ise artık kendisinin nedeni olmayan sonsuz bir ilk nedendir.

Burada nedenlerin sonsuza gitmesini kabul etmezken, Tanrı’nın sonsuzluğunu kabul etmeyi bir çelişki olacağı sanısı doğabilir. Fakat nedenlerin sonsuza gitmesi akıl açısından açıklamayı tamamlamayı engelleyen bir eksikliktir. İlk nedenin sonsuz olması ise nedenlerin sonsuza gitmeyeceği ilkesinin doğrudan bir sonucu olarak Tanrı hakkında gerekli zorunluluktur. Dolayısıyla nedenlerin birbirini takip etmeleri hakkında sonsuzluk varsaymak yanlış iken ilk nedenin kendinin nedensiz olması bakımından sonsuz olması zorunlu olarak gerekir.

Bu akıl yürütmeyi, tren örneği ile gösterelim. Siz bir vagondasınız ve vagon gidiyor. Öndeki vagonun sizi çektiği en basit ve yakın açıklamadır. Ama bilirsiniz ki onu da bir vagon çekmektedir. Çünkü vagonlar kendinden hareket etmez. Vagonların birbirini çektiğini ve bunun sonsuza gittiğini söylemeniz vagonların hareketini açıklamaz. O halde sizi çeken bir lokomotife ihtiyacınız vardır. Dolayısıyla bir lokomotifin var olması gerektiğini sonuçlamanız gerekir. Bundan sonra lokomotifi neyin çektiğini sorarsanız sorunuz yanlış olur. Çünkü lokomotifi neyin çektiğini sormanız onu vagon olarak tanımlamanızı gerektirir. Halbuki lokomotifi hiçbir şeyin çekmemesi gerekir. Bu nedenle vagonları çeken lokomotifi neyin çektiğini soramazsınız. Bu sorunuz anlamsız olur. Elbette böyle bir lokomotifin varlığını deneyle ve gözlemle tespit etmeseniz de akılla bu sonuca ulaşmanız zorunludur. Diğer bir deyişle ulaştığınız bu zorunlu sonuç, matematiksel ya da apriori bir bilgidir. Matematiksel bilgi yani 2+2=4 ne kadar kesinse o da o kadar kesindir. Matematiksel önermeler ne kadar bilgi ise Tanrı vardır önermesi de o kadar bilgidir.

Kant “Tanrı vardır” önermesinin sentetik a priori olmadığından dolayı bilgi ifade etmeyeceği iddiasında yanılmıştır. 2+2=4 önermesini sentetik a priori kabul ederken “Tanrı vardır”ın sentetik a priori olmadığını söylemesi çelişki yaratır. Çünkü her iki önerme de öncelikle a priori yani akla dayalı ve deneyden türetilmemiş bir önermedir. Yine her iki önerme de analitik değildir yani yüklem konu tarafından içerilmemektedir. Dolaysıyla iki önerme de bize yeni bir bilgi verir.  

 
Toplam blog
: 17
: 1104
Kayıt tarihi
: 20.07.11
 
 

Ankara üniversitesinde felsefe doktorası yaptı. Halen bir devlet üniversitesinde yrd. doç. dr olarak..