Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

08 Nisan '17

     
    Kategori
    Gezi - Tatil
     

    Tarih kokan CUMALIKIZIK

    Tarih kokan CUMALIKIZIK
     

    Cumalıkızık


    Bizim Bursa’da ilk rotamız çok merak edip görmek istediğimiz Uludağ’ın eteklerine kurulmuş tarihi güzellikleriyle merak uyandıran Cumalıkızık Köyü oldu.

    Bursa Merkezden yaklaşık 30 dakika sürmektedir. Uludağ tüm güzellikleriyle kendini göstermeye başladı o anda yaklaşmış olabileceğimizi anladık. Çok sürmedi ki Cumalıkızık Köyü’ne gelmiş bulunuyoruz.

    Arabamızı hemen yol üstüne bulunan bir okul bahçesini andıran otoparka park edip başlıyoruz gezimize. Aslında araba ile köyün içine de girilebiliyor fakat biz arabayı girişe bırakıp tabana kuvvet deyip turumuza başladık. Burası Bursa gezinizde mutlaka gidip görmeniz gereken yerler arasında başı çekecektir.

     

     

        İlk girişte bizi kocaman Anıt Çınar Ağaçları ile köyün 2014 yılında UNESCO Dünya Miras Listesine girdiğini bildiren bir tabela karşılıyor.

     

    Cumalıkızık Köyü’nün Tarihçesine gelecek olursak Uludağ’ın yamaçlarında beş kızıklı köyden biridir. Orhan Gazi Vakfiyesi’ne bağlı bir köydür. Osmanlı dönemi konut dokusunu günümüze kadar koruyan nadir köylerden olan 700 yıllık tarihi Cumalıkızık köyü, Osmanlı dönemi kırsal mimarisinin önemli örneklerinden biri olup, halen geleneksel yaşam biçimini korumaktadır. Cumalıkızık Köyü dokusunun korunması amacıyla 1980 yılında koruma altına alınmıştır. Köyde bulunan evlerin birer odalarının restore edilerek ev pansiyonuna çevrilmesi çalışmaları sürmektedir.

     

    Uludağ’ın kuzeyindeki dik etekler ile vadilerin arasında sıkışıp kalan yöre köylerine bu konumlarından dolayı “Kızık” adı verilmiştir. Köylerin birbirlerinden ayrılması için de dereye yakın olanına “Derekızık”, fidye verene “Fidyekızık”. Bir rivayete göre de Kızık köylerinden topluca gidilerek cuma namazı kılınan köye de “Cumalıkızık” adları verilmiştir. Tabi başka bir deyişle de Cumalıkızık Köyü Cuma günü kurulduğu için Cumalıkızık isimi de verilmiş diyenler oluyor.

     

    Tarih kokan o evlerin arasından geçerken eskilerden bu yana ne kadar çok anıyı bünyesinde sakladığını düşünmeden geçemiyoruz. Cumalıkızık evleri, Osmanlı Türk mimarisinin özelliklerini taşımaktadır. Ünlü Cumalıkızık evleri moloz taş, ağaç ve kerpiçten yapılır, genelde üç katlıdır. Üst katlardaki pencereler kafesli veya cumbalıdır.

     

     

    Ana giriş kapılarındaki kulplar ve tokmaklar dövme demirden yapılır. Evler sarı, beyaz, mavi, mor renklere boyalıdır. Evlerin arasında kaldırımsız, taş döşeli, çok dar sokaklar bulunur.

     

    Bu sokakların arasında gezerken akıp giden mini bir dereyi anımsatan erimiş kar suları ve kaynak suları aktığını görüyoruz. Genelde bu su akıntısı her sokakta var. Köy 270 evden oluşmaktadır. Günümüzde bu evlerden sadece 180’i kullanılmaktadır. Bu tarihi evlerin bazıları restore edilip ufak dükkân ve kafe, restoran olarak hizmet veriyor.

     

    Birde misafirperver koca yürekli insanlarıyla meşhur olmalı bence. Her sokağını köşe bucak gezerken her evin avlusunda veya önünde geçimlerini sağladıkları yaptıkları gözlemeler, köy ekmeği, doğal reçeller, birbirinden güzel el işleri konuklarını karşılamayı bekliyor. Köyün meydanında da hafta sonu mutlaka Pazar kurulmaktadır. Cumalıkızık’ta bulunan halkta geçimini bu şekilde kazanmaktadır. Mutlaka sohbet etme fırsatını yakalamaya çalışın onlarla konuşmak insanı eski zamanlara alıp götürüyor.

     

    Biz Semih Gözleme Evini tercih ettik.  Girişteki teyze çok tatlı ve bizi büyük bir ilgiyle davet edince kendimizi gözleme evinde bulduk. Tadı ve misafirperverlikleri çok güzeldi. Kesinlikle tavsiyemizdir. 

     

     

        Ama tercih edebileceğiniz birçok kahvaltı ve gözleme evi mevcuttur.

     

    Cumalıkızık Camisinin 300 yıl önce yapılmış ve 20. yüzyılın başında onarım geçirmiştir. Caminin ahşap direkler, başlıklar, kemerler ve kalem işleri son derece mükemmeldir.

     

     

        Cin Aralığı tek kişinin bile zor geçebildiği dar bir sokaktır. Bizde merak edip o aralıktan geçmeyi başardık.  Ne kadar tüylerimiz ürperse de… ??

     

    Dünya’nın en dar sokağı olarak bilinen Cin Aralığı efsanesi şu şekildedir;

    Efsaneye göre Kurtuluş savaşı zamanında Cumalıkızık köyünü basan Yunan askerleri tüm köylüleri camiye toplar ve camiyi yakmaya karar verirler. Köylüler bir fırsat yakalayıp camiden kaçar. Girdikleri sokakta, iki evin bittiği noktada bir aralık vardır. Bir insanın geçebileceği büyüklükte olan aralık, sokak girişinden bakıldığında çıkmaz yol olarak görülmektedir.

    Köylüler, bu aralıktan geçmeyi başararak Türk askerlerinin olduğu tepeye ulaşırlar. Yunan askerleri sokağın girişine geldiğinde gözlerine inanamaz ve şöyle derler: “Bu insanların buradan kaçması imkansız. Bu olsa olsa cinlerin işidir.” O günden bugüne buranın adı Cin Aralığı olarak kalmıştır.

     

    Cumalıkızık Köyü’ne geldiyseniz bizce köy müzesine ’de bir göz atmanızı tavsiye ederiz. Köy Halkının eskiden kullandığı yaklaşık 18. Yüzyılda kullanılmış bakır şamdanlar, eskilerden kalma telefon ve daktilolar kahve kavurucusu, şimdiler de sunum ve dekor amaçlı kullanılan fenerler eski güzelliklerini korumaktadır.

     

    Alt katına indiğimizde ise çalışkan kadınlarımızın yaptığı el emeği sepetler mevcuttur.  Evlerin inşasında kullanılan çiviler, çim biçme makinaları, teraziler bulunmaktadır.

     

     

    Biz Cumalıkızık Köyünü gezerken çok eğlendik. Köy havasını özlemişiz. Bizden tavsiye mutlaka yapılacaklar listenize Bursa’ya gelip bir Cumalıkızık Köyü gezisi eklemeyi unutmayınız

     
    Toplam blog
    : 1
    : 170
    Kayıt tarihi
    : 08.04.17
     
     

    Biz Rotasızlar Çağla ve Mustafa. Fotoğraflamayı çok seven çekirdek bir aile olarak tüm anılarımız..

     
     
     
     
    Toplam blog
    : 1
    : 170
    Kayıt tarihi
    : 08.04.17
     
     

    Biz Rotasızlar Çağla ve Mustafa. Fotoğraflamayı çok seven çekirdek bir aile olarak tüm anılarımız..