Tarihin deli hükümdarları

Bir bilenin siyasi literatürümüze kazandırdığı dille ifade etmek gerekirse,'iktidarın başı'; hem siyasi hem de magazin gündemini elinde tutmanın keyfini çıkartıyor. Ulusal ve yerel basının gözleri önünde cereyan eden insaf ve akıl ötesi konuşmalar, hakaret,  sataşma, tehdit ve Ceza Mahkemeleri usul kanununun tanımı ile darp ve müessir fiil olarak tarif ettiği suçlar sosyal medyanın çerezi.

Türk Milleti tarih boyunca çeşitli şekilde imtihan edilmiş, sınava tabi tutulmuş. Girdiği her sınavdan,  yüz akı ile çıkmayı başarmış! 

Bilirsiniz sınavlar sınava giren için her zaman çetin geçer. Sorunun zor ya da kolay olması sınav heyecanını azaltmaz.

Düşünüyorum da Türk milleti son yılların en zor en kazık soruları ile karşı karşıya.
Sabır,  zekâ, bilgi, sezgi ve sağduyu testi yanında bir de darp ve müessir fiil var.
Sınav salonunda, eldeki sınav kâğıtları toplanana kadar, sınav heyecanı dorukta olur.

Tarihi yazanlar, Milletleri yöneten 'Kral, Padişah, Çar, Şah' gibi diktatörlerden söz ederken Demokratik kurlarla seçilmiş olanları da yazar.

Devlet adamlarını, aklı zekâsı 'devlet adamı kumaşı' yönetme biçim ve tarzıyla da kaleme alır.

Akıllı, yürekli, yöneticilerden sitayişle söz eder, övgü ile bahsederken; akıl ve ruh sağlığı bozuk olanları da unutmaz, es geçmez.

Türkiye'yi acı ve eleme boğan, Dünya'nın ilgi ve odağı olan Soma faciasının üstünde hala buram buram acı tüterken; oluk oluk gözyaşı akmaya devam ediyor.

Türkiye yaralı, Türkiye yaslı! 

Böyle durumlarda siyaseti yönetenlerden, iktidarı elinde tutanlardan ne beklenir? 
Tekme tokat kavga mı, yoksa bir yanağına tokat vurulunca,  öteki yanağını mı uzatması gerekir? 

Akıllı, sağduyulu bir devlet edamı; zannederim kavga yerine yanağını uzatmayı seçer.

17 Aralıktan günümüze Soma faciası da dahil, bu noktada tersi görüldüğü için, tarihe bir göz atmayı düşündüm.

Bakın Krallar, kraliçeler, padişahlar arasında bizim başımızdakileri mumla aratacak ne cevherler varmış.

Bu cevherleri sadece ismen yazacak, yaptıkları akıl dışı eylemlerini siz okuyucuların irade ve incelemesine havale edeceğim.

Sıkılırsanız isimleri tek tek okumanıza gerek yok! Birini alın inceleyin öbürlerini vurun birini ötekine.

Yok, birinin ötekinden farkı. Sadece isimler icraatlar akıl ölçüsü.

-Portekiz Kraliçesi Maria'a, Fransa Kralı 6. Charles, Almanya Kral'ı Otto, Eflak Voyvodası 3. Vlad, (kazıklı Voyvoda) İspanya Kraliçe'si Juana, İsveç Kral'ı 14. Erik, Rus Çarı 1. Fyonor, Bavyera  Pirensesi Alexandra Amalie, Osmanlı Padişahı 1. Mustafa, Alman Prensesi Maria Eleonora  ve daha kim bilir kimler...

Osmanlı İmparatorluğu tarihine damga vurmuş 'Deli İbrahim'i'  hesaba bile katmadım. Düşünün, kim bilir daha tarih yazan, akıl ve ruh sağlığı bozuk ne çok hükümdar geldi geçti şu yalan dünyadan.

İsimlerini yazdığım Kraliçe ve Kral'ların yaptıklarını inceleyince başımızdakileri nereye koyacağıma karar vermekte, tereddüde düştüm, zorlandım!

Türk'ün ebedi düşmanı kazıklı Voyvodo'yu anmaktan hicap duydum.

Beterin de beteri vardır atasözümüzü andım ve Atalarımızın zekâsı, sezgisi önünde bir kere daha şapka çıkarttım.