- Kategori
- Güncel
Tarihte bugün: Çalışanın emeği kutsaldır
İbni Haldun'a göre Topal Kasırga Timur (1336-1405)
Felaketleri dışarıda değil içimizde aramalıyız.
Atalarımızın binlerce kez yaşamış olduğu gibi kale içinden ele geçirilir.
Pek çok örnek gibi savaşmanın gerekliliğini ve savaş hilesini anlatan Truva Atı öyküsü ile
Otrar Kalesi’nin anahtarını canının bağışlanması dışında hiç bir karşılık beklemeden yabancılara gizlice veren Bağdat’a okumuş bir vezir ile Topal Timur’un gerçeği öğrenme sancısı kulağımıza küpe olsun.
Ayrıca atalarımızın düşmana karşı gerçekleştirdikleri geri çekilmeli, pusulu Kurt Kapanı saldırıları ile
Diyar-ı Rum için girişilen bir savaşta yine onların gerçekleştirdiği Karamanın Koyunu nasıl unutulur?
Ülkemizde yıldan yıla kökleşerek kol kola ilerleyen ticaret ile siyasetin nice işlerini de
Kendi bencilliği ve çıkarı için kardeşlik değerlerini bile yok sayan Bizans Oyunlarını da unutmayalım.
Sağlıklı yaşamak ve size sinsice yaklaşanları gerektiğinde azarlayabilmek için bilginizi artırınız.
Bilgi, görgü, tecrübe en büyük gücümüzdür.
Emeğiniz gücünüzdür.
Emeğiniz olmadan nasıl yükselir gökdelenler?
Emeğiniz, sanatınız olmadan
Hangi köprü
Hangi fabrika
Hangi televizyon dizisi
Hangi ürün
Hangi işlenmiş demir
Hangi tünel çıkar ortaya?
Elma kurdu da dişlerimiz de için için çürür.
Eğer dişiniz ağrıyor ise suç sizin.
Elmayı olgunlaştığında yemediğiniz için de suç sizin.
İşte o çürüyen
Çürüdükçe acılar veren
O sömürgen dokuları kesip atmak gerek.
Kanser bile içimizde yuvalandıktan epey sonra başımızın belası olmuyor mu?
Tez elden kan tahliliniz için koşmaya başlayınız.
Yaşamak için en gerekli sularımız bile zehirli imiş.
Fabrikalar, ilaçlar, aşırı kazanç hırsı tehlike saçıyor.
Hazır gıdalara güven yok.
Tüccar her alanda en az %400 kazanmak için ayakta.
Bir Devlet adamı da
Bir siyasetçi de
Bir işveren de
Bir polis müdürü de
Bir subay da
En küçük fırsatta bir bardak suda fırtınalar kopartabilir.
Bu onların kişiliğine işlemiştir.
İşin içinde bir de kendisinin
O ğlunun kızının
Ya da bir yakınının
Çıkarı var ise yandınız demektir cayır cayır.
Çalışanlar işçi, hizmetli ya da iş gören değil birer köle sanki.
İş sözleşmelerinin varlığı kuşkulu
Paraları elden ödenir
Çalışma saatleri düzensizdir.
Devlete sunulan her bir projenin içeriği belirsiz değildir.
Bunu ancak tepedeki üç beş kanka bilir.
Her bir projenin içinde kimin ne alacağı yazılı olsa bile
Hiç bir işçi, emekçi, sanatçı ve alın teri göz nuru dökenler bilemez.
Gösterilmez
Söylenmez
Elden ödenen paralar için belki uyduruk bir belge imzalarsınız
Bu yüzden hiç bir resmi belgede adınız sanınız geçmez.
Çalışanların emek sömürüsü budur.
Ortada pek çok iş var olsa bile gerçek işçiler belli değildir.
Yasalar ne kadar sağlam olsa da uygulamalar böyledir.
Güler yüzlü tatlı dilli de olsa işveren kayır dışı çalışmak ister.
İş veren vergi kaçırmak
İşveren az verip çok kazanmak ister.
Bu yüzden çoğu kez bir iş sözleşmeniz yoktur.
Ark sıra gidip çay sıra gelirsiniz aylarca.
Ne zaman işten çıkartılacağınıza iş veren karar verir.
Ne bir proje
Ne de bir ihale kapsamındaki bir belgede adınız bulunur.
Sanılır ki işler gökten inen bir kaç yüz melek tarafından yapılmıştır.
Oysa çoğu iş verenin Devletteki belgelerinde onlarca yakınını da içeren birileri vardır.
Her işi onlar görür
Her işin altından onlar kalkar
Her türlü ödüle onlar koşar
Sen ise kayıt dışı olarak aldığın üç beş kuruş ile yaşasın sürünür gibi.
Devletin anlı şanlı Hukuk Devleti yaftasına güvenme
Kanma kimi işlerin sıkıya alınmasına.
Senin tek silahın var; o da kutsal emeğindir Sümer’den beri.
O çağlarda köle bile olsan kutsaldır emeğin
Değerin büyüktür Tanrı Kralın yanında
Çünkü onlar bilirlerdi ki onların avları da kent surları da senin emeğinledir.
Sana biçilen bir tek tavırları var, o da her şeye 'peki' deyip boyun bükmendir unutma.
Sanal ortam dünyada ne olup bitiyor bilmemizi sağlıyor.
İletişim çağı bilgi çağını aştı bu yönü ile.
Yine de fotoğraf dahil bilgi olmadan ne taşıyacak bilgisayarlar?
Tek başına haberler, müzikler yeter mi?
Sevindiğimiz gibi üzüldüğümüz durumlar da yaşanıyor.
Her patırtıya bir yorum yapıştırmayınız.
Bu konuda aşırıya gidiyorsanız bir ruh doktoruna gitmeniz salık verilebilir.
Çünkü gelmiş geçmiş hiç bir tiran da onların gönüllü kulları da buna dayanamaz.
Kendi beden sağlığınız ile ruh sağlığınız için yarından tezi yok yola çıkınız.
Bugünlere şükür ki bir tek kimliğin yetiyor
Eğer bir işin var ise
Eğer çalıştığın yerdeki iş veren düzenli olarak sigorta ödemelerini yatııryor ise
Hastalıklar bakımından yere gelmez sırtın.
Ya milyonlarca işsizin ve sigorta yatıramayan fakirin durumu ne olacak?
Oysa siz eli ayağı
Kafası kolu
Yılların deneyimi
Düşünceleri ve tasarımları ile
Türk milleti için olduğu kadar her bir iş veren için de çok değerlisiniz.
Yaşanılan açmazları onlar bir fırsat olarak görürler.
‘Çalışmasaydın, çekip gitseydin, mahkemeye baş vursaydın’ derler.
Bilmezler mi ki hiç bir iş veren hiç bir emekçiye açık vermez
Yeri geldiğinde utanmadan ‘ağabey’ dese bile hiç bir emekçiye gerçek bir belge imzalatmaz.
Bu tür haksızlıkları eğer bugüne kadar anladılar ise suç onların olduğu kadar
Durumu gerektiği gibi anlatmaktan korkan vekillerin yüzündendir.
Yaşanılan bu güvensiz durumu kovuşturmayan Devlet yetkilileri de
Ucuz emekten yana olan kimi meslek odaları da suçludur senin sömürülmenden.
Bana göre ilgili projedeki çalışma için gerekli iş sözleşmesi olmadan çalışmaya başlamamak gerek.
İkinci belge olarak içeriği açık açık yazılı ödemelerin bir bankadan yapılmasını istemelisin.
Üçüncü belge ise her ay yatırılan sigorta bedelini gösteren belgeyi almalısın.
Olması gerekenler bunlar olsa da
Özellikle işvereni bağlayan bu belgeler
Kimi yasalarda
Kimi yönetmeliklerde yer bulsa da
Her bir çalışan için bunları yerine getirmekten kaçınır işverenler.
Onlar için en kestirme yol ‘git mahkemeye başvur’ demektir.
Ne güzel değil mi?
İşte o zaman gel de ayıkla pirincin taşını.
Elde belge olmadan mahkeme ne yapabilir değil mi?
İşte kurmazlıkların birbirini kovaladığı bir Hukuk Devleti düzeni size.
Bu gidiş düzeltilebilir mi?
Belki bugün belki yarın düzeltilebilir.
Çıkmadık canda bir mumut var, demiş ya atalarımız.
İçine düşülen açmazları çözmek zor.
Her şey varla yok arası bir gizli elin emrinde.
Her şey her alanda yürekli denetimleri öngörebilecek bir yasaya bağlı.
Bence kimi çalışanlar için yarın çok geç olabilir.
Emeğin kutsallığına ayırdığımız Tarihte Bugün burada bitti.
Kalabalıkları ilgilendiren bir başka Tarihte Bugün’de buluşmak umudu ile esen kalınız.