Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

14 Mayıs '11

 
Kategori
Aşk - Evlilik
 

Tartışmayı biliyor muyuz?

Tartışmayı biliyor muyuz?
 

İkili ilişkilerde tartışmak bazen yararlıdır


Hiçbir aşk, insanın kendinden ve özgürlüğünden daha değerli değildir. Sağlıklı bir ilişkide veya evlilikte önemli olan güven ortamının oluşması ve duygusal anlamda kişinin tatmin olmasıdır diye düşünüyorum. İnsan önce kendisini sevmelidir.  

Kendi değerini fark edemeyip ya da kendini değersizleştirip, sadece karşısındakini mutlu etmeye çabalayan kişi, kendi özgünlüğünü de bir tarafa bırakacaktır ve bu da zaman içinde kişiliğinin yara almasına sebep olacaktır. Belki de böyle bir ilişki içinde yavaş yavaş yok olacaktır. Hiçbir zaman tek taraflı çaba yeterli olmaz.  

Aşk ve evlilik, karşılıklı sevgi ve saygı çerçevesinde ve paylaşmakla varlığını sürdürür. Saygı ve sevginin kalmadığı ortamlarda aşkın ve evliliğin sürdürülebilmesi açısından zorlanmalar, beraberinde tartışmalar da getirir. Çiftler arasındaki tartışmaları doğru kullanıldığı sürece yararlı buluyorum ben. Yoksa iletişim koptuğu zaman ne kadar çaba sarf edilse de eski bağ yeniden kurulamıyor.  

Tartışmalar, belki iletişimin sağlanması açısından yararlı olabilir ancak tartışmayı çatışmaya dönüştürmemek gerekir. Bundaki amaç, eşler arasındaki farklı görüşler ve düşüncelerin bir ortak noktasını bulup uzlaşmayı sağlayabilmek olmalıdır. Ancak anlaşmamakta inatlaşan çiftler, kendi fikirlerinin doğruluğunu inatla savunacak, karşısındakine söz hakkı bile tanımayacaktır.  

Uzlaşmadan uzaklaşıp sadece yenmek ve yenilmeye konsantre olmak, tartışmayı da amacından uzaklaştıracaktır ve sadece öfke nöbetlerine sebep olacaktır. Tartışmanın yapıcı olması için güven ortamının oluşması sağlanmalı ve yenme yenilme haline getirilmemelidir. Yargılayıcı olmadan, kırıcı olmayan sözler kullanmak, rencide etmeden karşındakini anlamaya çalışarak kendini ifade etmek, iyi iletişim sağlayacaktır.  

İlişkilerdeki esas sorun karşısındakini dinlememektir. Sözünü bitirmesine bile fırsat vermeden, ne söyleyeceğini biliyormuş gibi atılıp sözünü kesmek, muhatabına konuşma fırsatı vermemek, dolayısıyla onu anlamaya çalışmamaktır. Böyle yaparak tartışmayı kısa kesmek istese bile karşısındaki kendini ifade etmek için daha fazla konuşmaya çabalayacaktır. Tartışma esas amacından uzaklaşıp saygısızlık boyutlarına gelecek ve daha büyük sıkıntılara sebep olacaktır.  

Tartışma sürecinde konu, esas yolundan sapmış başka yollara gitmiştir. Kimin başlattığı önemli olmaz, başka konular üzerinde başka sözler sarf edilecektir. Bu da kişilere hiçbir yarar sağlamaz. Konu sapınca eski anlaşmazlıklar da ortaya gelecek, sumen altı edilmiş diğer konular da ortaya dökülecektir bir bir.  

Bunun başka bir boyutu da hesap sorma ile bilgi alma arasındaki farktır. Bu ince çizgide hangi tarafa geçilirse o boyut şekillenecektir. Bunda ses tonu ya da beden dili çok önemlidir. Örneğin “neredeydin” sorusu bir hesap sorma gibi de sorulabilir, merak etme sonucu da olabilir. Bunu anlamanın yolu karşındakini ve beden dilini çok iyi tanımaktan geçer. İlkinde rahatsız olan kişi ikincisinde böyle merak edilmekten memnun bile olacaktır.  

Çiftler birbirini tanımak için zaman zaman tartışabilirler. Bu, eşinin hangi sözde nasıl tepki vereceğini zaman içinde daha iyi tanımasına fırsat verir. Tanıdıkça karşılıklı toleranslar oluşacak, eşinin nerde nasıl davranacağını bilir duruma gelecektir. Yeter ki kırıcı, rencide edici, toplum içinde utandırıcı şekilde davranılmasın.  

Nedensiz tartışmaların özünde daha evvelki çözülemeyen sorunlar, çözümsüz konular, hazımsızlıklar, anlaşmazlıklar vardır. Sonucu olmayan tartışmalar nedensiz kavgalara sebep olacaktır. Zaman içinde birikim sonucunda birden alevlenen kavgalar daha büyük ayrılıklara kadar gidecektir.  

Zamanla yok sayılan, arkaya atılan, çözülemeyen, üzerinde durulmayan birçok sorun yeniden ortaya çıkmaya mahkumdur. Tartışma kendini ifade biçimidir ancak amacından sapmadan olursa faydalı olur. Tartışamayan çiftler iletişimsizlik içinde yok olurlar.  

Hz. Mevlana’nın dediği gibi “Aynı dili konuşanlar değil, aynı duyguyu paylaşanlar anlaşabilirler”.  

 

Şükran Demirtaş  

 
Toplam blog
: 249
: 3042
Kayıt tarihi
: 19.03.11
 
 

Doğup büyüdüğüm şehirde, İstanbul'da yaşıyorum. Emekliyim. Gezmeyi, görmeyi, keşfetmeyi sevdiğim ..