Taş devri.

Taş Devri, insanın ortaya çıkışının ardından taştan araçlar yapmasıyla başlayan ve M.Ö. 5000 yılına kadar süren bir tarih öncesi dönemdir. 

M.Ö. 5000 ile M.Ö. 3000 arasındaki dönem de Bakır Taş Çağı olarak anılır. Bu dönem ilk ön kent kültürlerinin başladığı dönemdir. Bakır Taş Çağındaki ilk yerleşim yerlerinden birisi de bugün Diyarbakır İli Ergani İlçesi sınırları içerisindeki Ekinciler Köyüdür. 

Ekinciler Köyünün eski adı Ekinciyan'dır. Şu anda höyüklerin üzerinde tarım yapılan köyün, 1963 yılında İstanbul Üniversitesi Prehistorya Kürsüsü ile ortak kazı çalışmaları yapan Amerikan Chicago Üniversitesi Doğu Bilimleri Enstitüsü raporlarında da, ilk yerleşim sırasındaki isminin Girikihaciyan olduğu ifade edilmektedir. 

Kısa bir tarih incelemesinde bile görülebilir ki, bugün halkının hakkını arama iddiasıyla polisine tokat, askerine kurşun, devletine taş atılan Diyarbakır, bundan yaklaşık 5000 yıl önce Bakır Taş Çağında, daha 1960'lı yıllarda bile Amerikan Chicago Üniversitesinin de tescilleyip tarihe not düştüğü üzere bir Ermeni yerleşim bölgesiymiş. 

Tarih aslında biraz da 'etme bulma dünyası' gibidir. Atılan her taş bir gün bumerang misali atana geri döner. Er ya da geç ama mutlaka döner. Savaşta koz olarak kullandığın taşlar da zaman içerisinde düşmanının elinde biriktirip gerisin geriye sana yuvarlayabileceği kayalar haline dönüşebilir. 

Planlı programlı tertiplenip sahneye konulan olaylara dikkat edip gözden kaçırmamamız gerekir ki, bugün Türkiye Cumhuriyeti Devletini karşılarına alıp 'anadilde eğitim ve daha sonra da ayrılık' isteyenler emellerine kavuşurlarsa yıllar sonra birileri de çıkıp '' İşgalci Kürdistan, topraklarımızdan defol'' diyebilirler. 

Kürt polisine tokat atan Ermeni Milletvekili, Kürt Devletinin binalarını taşlayan Ermeni çocuklar olabilir. Amerikan Parlementosunda bu sefer ''Türkler bize soykırım yaptı'' diye değil de ''Kürtler topraklarımızdan bizi attılar, anadilde eğitim hakkı vermiyorlar'' şeklinde pankartlar taşıyan Ermenilerle karşılaşmak çok da şaşırtıcı olmayabilecektir. Hazır ellerinde Chicago Üniversitesi'nin Kürdistan'ın kurulduğu toprakların ilk sahiplerinin Ermeniler olduğunu kanıtlayan belgeleri de varken işleri daha da kolay olacaktır. 

Asırlarca kardeşçe yaşayan, yaşayabilen bunu beceren insanların, birbirlerinden vazgeçebilmeleri, vazgeçmeyi istemeleri için ellerinde daha sağlam dayanakları olması gerekir. Provokatif güçlere bilinçli ve ücretli hizmet eden uzaktan kumandalı hainler dışında her iki halkın da daha uyanık olması gerekir. Haklarını savunmak ve isteklerini demokratik çerçevede ortaya koymak ile bir oyunun piyonu olmak arasındaki farkı anlayan ve bunu hayata geçirebilen halklar gelecek yüzyıllarda yaşayacak torunlarına karşı görevlerini yerine getirmiş olacaklardır.