Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

Erdoğan Özgenç DOST MECLİSİ

http://blog.milliyet.com.tr/erdoganozgenc

14 Nisan '13

 
Kategori
Güncel
 

Taşeron işkencesi...

Halkın arasında “taşeron sistemi” daha ucuza hizmet alımı diye bilinir, bu bir düşüncedir, bizi ilgilendiren hukuki adıdır. Ancak yaptığım araştırmalarda “taşeronluk” sisteminin hukuki bir yapısının olduğuna rastlayamadım, daha doğrusu ben ikna olmadım. Bir hukuk kitabında taşeronluk nedir sorusuna verilen cevap aynen şöyledir;

“Taşeronluk (Alt-Müteahhitlik, Alt-Yüklenicilik, Alt-Üstlenicilik) bir alt-sözleşme ilişkisidir ve genellikle yanlış olarak fason ve yan sanayi yerine kullanılır, fakat bu ikisi arasında çok temel bir fark vardır; Taşeron, bir firmanın işçilerinin bir başka firmanın (ana firmanın) üretim mekânında, ana firmanın işinin bir kısmını yapmasıdır.”

Yani fiili olarak ana firmanın kadrolu işçilerinden farksız çalışırlar ama yasal olarak farklı bir firmaya bağlıdırlar. Taşeron bir ana firma-bağlı firma ilişkisidir ve yan sanayi ve fasonda üretim bu firmaların kendi mekânlarında yapılır. Taşeronların her biri, üretimi örgütleyen ana firmanın üretim zincirinin eksik halkasını tamamlayan firmalardır…” Hukuk sitesindeki tanımı aynen böyledir.

Öyle anlaşılıyor ki işçilik sistemi artık iki konumda tanımlanmaktadır. Kadrolu işçilik ve taşeron işçiliği…

Belediyelerde sağlık kuruluşlarında sıkça kullanılan sistemin adı taşeron işçiliğidir. Bildiğiniz gibi kadrolu işçiler yasalar ışığında işe alınmış kişilerdir. Taşeron işçiliğinde ise işçi çalıştıracak firma kendi idaresinde bir tabela şirketi kurar, ihtiyacı olan personeli bu firmaya alır ve buradan belirli bir süreyle çalıştırmak üzere geri alır. Al gülüm ver gülüm…

Kadrolu işçilerin çalışması dedim ya yasalarla belirlenmiştir. Onun için kafanıza göre işçi alamazsınız.

Canınızın istediğini istediğiniz zaman işten atamazsınız, bazen atabilirsiniz ama yasalar gereği çalıştığı yıl X maaşı kadar tazminat ödemek zorunda kalırsınız. Kadrolu işçilikte yasalar maaş sistemini belirlemiştir buna göre de herkesin maaşı aynıdır, diyebilirsiniz…

Kadrolu işçileri hafta sonları çalıştırmanız yasalarla belirlenmiştir, buna göre hafta sonları çalıştırılırsa iki kat resmi ve dini bayramlarda çalıştırılırsa üç kat yevmiye ödenir.

Kadrolu işçiler da hasta olunduğunda rapor alınır ve işe gidilmez buna karşın da yevmiyeleri kesilemez.

Kadrolu işçilerin yasalarla belirlenmiş ikramiye ile başlayan birçok sosyal hakları vardır çalıştığı sürece hepsinden tıkır tıkır yararlanır…

Kadrolu işçilerin maaşları yüksektir, yasa gereği bazen bir işçi kendi amirinden daha fazla maaş alma hakkına sahiptir.

Kadrolu işçiler sendikaya üye olabilir herhangi bir siyasi partinin görüşüne katılabilir ya da iktidar partisini destekleyebilir, desteklemeyebilir.

Kadrolu işçi görev sırasında vefat ederse veya sakat kalırsa kesinlikte tazminat ödenir.

Bunlar öne çıkan dikkat çeken maddeler olduğu için yazdım aslında daha fazla madde yazılabilir.

Taşeron İşçiliği ise resmen işkencedir. Taşeron işkencesi dememin yukarıda saydıklarımın karşılığında taşeron işçilerine reva görülenlerdir.

Taşeron firmaları hiçbir yasaya tabi olmadan istedikleri kişileri işe alabilirler. Buna bağlı olarak da istedikleri zaman işten çıkarabilirler. İşiniz iki dudak arasındadır ve çıkarılmanız çoğu kez de keyfidir.

Taşeron işçi çalıştıranlar iki ayrı firma kurarlar. Birinden aldığı işçiye asgari ücret öderken diğer firmadan alınan aynı işi yapan işçiye çok yüksek oranlarda maaş ödenebilir, böylece yandaşlarınıza fazla maaş yandaş olmayanlara asgari ücretten ödeme yapabilirsiniz.

Taşeron işçileri rapor alamazlar hastalanamazlar izin alamazlar buna karşın yasak olmasına rağmen hafta sonlarında ve resmi ve dini bayramlarda “gizlice” çalıştırılırlar. Ama resmiyette çalışmadı diye gösterilir hatta maaşlarında yevmiyeleri kesilir.

Taşeron işçilerinin ücreti asgari ücretten gösterildiği için de SGK primleri de bunun üzerinden ödenir.

Taşeron işçilerinin sendika üyesi olması mümkün değildir hele hele iktidar partisinin görüşünün düşünce ileri sürmesi mümkün değildir, bir nevi kulu kölesidir.

Taşeron işçileri ölürse öldüğü ile kalır tazminat alamaz, sakatlanırsa kusur oranında işverenin vicdanına göre yanıt bulur ki çoğu zaman sakatlık bile yanına kar kalır…

Geçen hafta Belde belediyelerimizden birinin başkanı olan bir değerli dostumla görüşmüştüm bu konuyu bana aynen şöyle dedi; “ Belediyemiz taşeron işçi çalıştırmak suretiyle personel giderini azaltmaktadır…”

Bir yazımda hastanelere başhekimin dışında “CEO” atandığını söylemiştim. Bazı dostlarım çok iyi oldu, demişlerdi. Oysa bana göre CEO ların atanma sebebi maliyetlerin düşürülmesi özellikle de personel giderlerinin taşeron işçi çalıştırılarak azaltmaları için yasa dışı yetki vermektir.

Diyeceksiniz ki taşeronluk kalkar mı? Bana sorarsanız kalkmaz, bugün hangi kurumun müdürüne genel müdürüne CEO’suna giderseniz gidin kadrolu işçi yerine taşeron işçilerini tercih ettiklerini görürsünüz…

İşsizliğin had safhalara vardığı bugünlerde köle gibi çalıştırılan, gençlerimize reva görülen, asla iş garantisi ve geleceği olmayan bu sistemin adı “Taşeron işkencesidir” başka bir şey değil…

Bir başka ve uygun tanımlamanın adı; yandaşlık=taşeron işçiliği, yazıklar olsun, bunu yapanlar hala oy alabiliyor hayret doğrusu. Aklıma rahmetli Başbakan Ecevit’e yapılanlar geldi, utandım…

İyi pazarlar…

Erdoğan ÖZGENÇ                                            

 
Toplam blog
: 846
: 425
Kayıt tarihi
: 26.06.12
 
 

Emekli banka müdürüyüm ama kart vizitimde "insan" yazıyor. Adana'da ikamet ediyorum. Herk..