Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

31 Mayıs '12

 
Kategori
Güncel
 

Tasmalı yaşam ya da halkalı kölelik...

 

Hangi açıdan, hangi pencereden, hangi ideolojiden bakarsanız bakın “tasma” kavramı bağımsızlığın, özgür düşüncenin olmadığı tüm görüş, davranış ve tüm yönetimler için kullanılabilir...

Başbakan’ın “tasmalı yazarlar” ifadesi yine gündeme oturdu...

Yandaş medya, Candaş medya kavramları zaten ülkemizin gündemindeydi...

Hükümet yanlısı gazeteler ve gazetelerin köşelerini tutmuş yazarlar yıllardır Başbakan’a övgüler yağdırıp duruyorlar... Başbakan’ın kastettiği tasmalı yazarlar bunlar olmasa gerek... Geriye pek yazar kalmıyor, çoğu hapiste, susturulmuş, gazetelerinden kovulmuş durumda... Başbakan kendisine, düşüncelerine, icraatlarına muhalefet yapanlara karşı bu tanımı kullanıyor olmalıdır...

Özgür bireyler ve özgür ülkeler için “tasma” söz konusu değildir...

Kendi ideolojisini, düşüncelerini tüm engellere karşı savunanlar için de “tasma” kavramı uygun değildir...

Her devrin adamı durumunda olanlar, nabza göre şerbet verenler, başbakanın yanağından makas alanlar, dün söylediğini yalayan dönekler, parayı kim verirse onun kapısını çalanlara “tasma” daha çok yakışır...

Özgür ve laik düşüncenin gelişmediği ortamlarda tasmalı anlayış gelişir...

Öncelikle insanoğlu bu durumlarda, dogmatik anlayışlarla önce tasmayı kendi beynine vurmuş oluyor... Beynindeki tasma onun düşüncelerine bir kalıp getiriyor ve o kalıbın dışına çıkarmıyor... Hep dini düşünen, dinlerin emirlerine uymak için gayret gösteren anlayışlar da bu kategoriye girerler...

Sömürge ülkelere, uydu ülkelere de tasmalı ülkeler diyebiliriz...

Dış politikalarını bir ülkenin görüşüne bırakan ve bunun dışına çıkamayan ülkeler de “tasmalı” ülkelerdir...

Ekonomilerini dışa bağımlı hale getiren anlayışlar, hükümetler de tasmalıdırlar...

Kulluk, kul olmak, marabalık, köle olmak, müritlik, kavramları bu aşamada nasıl değerlendirilir bunu da sizin takdirinize bırakıyorum...

Tasma, yuları elinde olmak, nereye çekilirse oraya gitmek...

İşin gerçeği ne yazık ki “tasmalı” bir yaşamın içindeyiz...

Halkalı bir köleliğin içindeyiz... Çıkmaya çalışanların başına da ne işler getiriliyor görüyoruz...

Başbakan’ın empati eksikliğinden olsa gerek, kendisi gibi düşünmeyenleri, karşı görüşte olan gazetecileri “tasmalı” olarak yorumluyor... Şimdi bunun tersini düşünelim; muhalefet de, Başbakanın lehinde yazan, övgüler düzen gazetecilere “tasmalı” derse ne olur ?...

İcraatlarıyla "Tasmalı" bir yaşamı topluma empoze etmeye çalışanların, tasmaya karşı duruşlarını nasıl değerlendirmek gerekiyor, bunu da siz okurlarıma bırakıyorum...

Sahi ben bu yazıyı yazarken, bir tasmanın içinde miyim acaba...

Doğrusu kendimden de şüphelenmeye başladım bile...  

 

E. Şahin

 

 

 
Toplam blog
: 1410
: 1053
Kayıt tarihi
: 04.11.06
 
 

Emekli öğretmenim ve  emeklemeye devam ediyorum.  Emeklilik yaşamın sonu değil, yaşama yeni amaçl..