Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

29 Ağustos '07

 
Kategori
Blog
 

Tatil bitti

Tatil bitti
 

Milliyet blog’da ilk yazımı, 29 Ocak 2007’de yazmıştım. 45 Blog yazdıktan sonra, kısa bir ara vermek zorunda kaldım. 22 Temmuz 2007 Milletvekilliği Genel Seçimleri için aday adayı oldum. O dönemin koşuşturmaları içinde, bir ay süre ile yazma olanağım olmadı. Adaylığımın gerçekleşmemesi üzerine, 27 Haziran 2007 tarihinde, “ Yeniden Yazmak “ başlıklı blogumla( http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=48824 ) Milliyet Blog’da yeniden yazmaya başladığım zaman da belirttiğim gibi, burada yazmanın sevincini yeniden yaşadım. Bu yazımı “ Bir ay süren ara bitti. Burada yeniden yazmaktan mutluyum. Eskiden olduğu gibi, aksatmamaya çalışarak, haftada üç gün yazma çabamı sürdüreceğim. Umarım zorunlu bir ayrılık daha yaşamayız “ diye bitirmiştim.

Ne yazık ki koşullar gene beklentilerimizden farklı gelişti. 24 Temmuz 1978 günü, Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığı, Bakırköy Huzurevi Müdürlüğü, Sosyal Hizmet Mütehassısı (Namzet) olarak başladığım devlet memurluğundan, gene bir 24 temmuzda, 24 Temmuz 2007 tarihinde, 55 günlük yıllık iznimi alarak ayrıldım. Geri döneceğimi de sanmıyorum. Hiç planda yokken, eşimle birlikte, bir ay süren bir tatil de böylece başlamış oldu. Eşi, dostu, yakınlarımı bir tarafa bırakın, sizlere bile bir hoşça kalın diyemeden, izninizi alamadan kaçıp gittim. Umarım bana kızmadınız?

28 Temmuz 2007 Cumartesi günü, saat; 04:30’da, eşimle birlikte Ankara’dan hareket ettik. Emektar otomobilimizin zaman zaman klimasında oluşan kısa süreli arızalarını saymazsak, sorunsuz bir yolculuk oldu. Afyon’da Varan Tesisleri’nde verdiğimiz kısa bir kahvaltı molası dışında hiçbir yerde durmadık. Saat tam 12:30’da Çeşme’deydik.

Son birkaç yıldır iyice kalabalıklaşan, İzmir’in şirin ilçesi Çeşme’de olmak ailece bize hep huzur verir.( Bu aniden alınan tatil kararının ardında sanırım bu huzur arayışı da vardı.) Çeşme’nin kuzeyinde yer alan, Dalyan Köy, Sakızlıkoy mevkii idi tatil adresimiz.

30 yılı aşkın bir süredir tatillimizi, İnşaatı 1974 yılında biten Sakızlıkoy/Ankaralılar Sitesinde geçiriyoruz. Önceleri hep birlikte kayınpederimin evinde oluyorduk. Daha sonra da ailenin kalabalıklaşması nedeniyle, kayınpederimin iki kızının ortak kullanımı için aldığı ve sevgili baldızım-bacanağım ile dönüşümlü olarak kullandığımız, aynı sitedeki ev imdadımıza yetişti. Sakızlıkoy’daki bu tatil, ilaç gibi geldi.

7 Temmuz 2007 tarihinde evlenen ve çok istediğim halde, düğününü burada anlatamadığım oğlumun sevgili eşinin ailesinin daveti ile gittiğimiz ve sevgili dünürlerimin Kuşadası’ndaki evlerinde kaldığımız iki günü saymazsak tatilimizin tamamını Sakızlıkoy/Ankaralılar Sitesindeki evimizde geçirdik. Eş dost ziyaretleri, evimize gelen konuklarla geçirdiğimiz keyifli saatler, her gün sitenin gazinosu, “ 06 Şakir” ‘ de 11.00-13.00 saatleri arasında, Emekli Büyükelçi Ergun SAV, Prof. Dr. Erdem YORMUK ve Diş Hekimi Seyit Bey arasında oynan iddialı tavla maçlarının(hapis) izlenmesi, midye dolması eşliğinde içilen soğuk bira, saat 17:00 sularında eşimle birlikte evin balkonunda, eşsiz Sakızlıkoy Manzarası , Çeşme İmbatı ve Çeşme’ye özgü inanılmaz hoş kokulu limon çeşnisi keyfiyle içilen cin tonik ve zaman zaman dostlarımızın da katıldığı keyifli akşam yemekleri, içilen rakılar, roka, balık. (Kısaca İzmirlilerin RRB’si) İşte tatilin özeti. Denize ne zaman mı girdim? Sadece 21 Ağustos günü 15’er dakikadan iki kez.( 2004 yılında geçirdiğim deri kanseri hastalığım nedeniyle güneşe çıkamıyorum.)

Bu arada çıkan orman yangınlarının yarattığı üzüntüyü de eklemem gerekiyor. Bu yaz Ülkemizde hiç olmadığı kadar çok orman yangını yaşadık. Her orman yangını ile gene çok şeyler kaybettik. Komşumuzda başlayan ve hala söndürülemeyen ve milyonlarca canlının yanında 61 insan kaybı da üzüntü ve kederimizi kat kat artırdı. Yanan yüzlerce hektar orman alanı ise tüm dünyanın kaybı. Bizim orman varlığımızın yedide biri oranında orman varlığına rağmen , bizim 13 yangın söndürme uçağımıza karşılık 54 yangın söndürme uçağına sahip olan komşumuzun, 176 ayrı noktada başlayan yangınlar karşısında bu uçak varlığı bile yetersiz kaldı. Küresel ısınma bu yangınları artıracak. Orman çıkarcıları da acımasızca dünyanın her yerinde orman yakmaya devam edecek. Bir şeyler yapmak lazım. Öyle değil mi?

Tatil süresince yeyip içme dışında, sabah yürüyüşlerinden ve site çevresindeki turlardan da söz etmeliyim ki, tatil anlayışımın sadece yemek/içmek şeklinde olmadığını belirtmiş olayım. Sabah Saat 07:00’de başlayan ve yolu birazda uzatarak, Dalyan Köy fırınından aldığım mis kokulu “Alaşehir” ekmeği, kahvaltılarımızın vazgeçilmezi oldu tatil süresince. Bu ekmek alma yolculuğu gidiş ve dönüş olarak 7 Km.lik bir yürüyüşle gerçekleşiyordu ve yaklaşık bir saat sürüyordu. Sakızlıkoy/Ankaralılar sitesinden başlıyor, Dalyan Köy’ün tam aksi istikametinde bulunan, komşu sitemiz “ Havacılar Sitesi” etrafından dolaşıyor, bağırsanız duyulacak uzaklıktaki “Sakız Adası”nı bazı günler sisli, bazı günler de berrak bir havada, neredeyse yolarında yürüyen insanları bile görerek izliyor ve aşağı yoldan yeniden bizim sitenin içinden Dalyan Köy fırınına kadar yürüyor ve geri dönüyordum.

Bu yürüyüşlerim sırasında da, gene bir toplumsal duyarsızlığımız, son yıllarda bir hayli artan, yaşadığımız çevreyi kirletme sorunu canımı sıkıyordu. Yol kenarları, deniz kıyısı, ağaç altları adeta bir çöplük görünümündeydi. O akvaryum kadar berrak ve eşsiz manzaralı Sakızlıkoy, inanın bunları hak etmiyor. Böyle devam ederse, korkarım o güzelliklerden eser kalmayacak. Sitenin tüm girişlerinde onlarca çöp bidonu boş dururken, site çevresi, evsel atıklar, içilen alkollü alkolsüz içkilerin boş şişeleri, sigara izmaritleri, karton kutu, plastik poşet, inşaat atıkları ile dolu. Site içinde görevlilerin çabaları ile sağlanan temizlikten site çevresinde eser yok. Duyarsızlaşıyoruz. Ne yazık ki duyarsız bir toplum olma yolunda hızla ilerliyoruz. Bu durum sizleri de üzüyor değil mi?

Gazete ve televizyondan olanakların el verdiğince uzak durarak ve bilgisayardan da yeğenlerimin izin verdiği ölçüde yararlanarak( bu süre 10 dakikayı hiç geçmedi.), bolca yiyerek/içerek, eş dost ziyaretleri, dostlarımızı evimizde ağırlamalar, sabah yürüyüşleri, orman yangınlarının yarattığı hüzün ve çevre duyarsızlığına duyulan öfke ile bir tatil böyle geçti.


Yeniden burada yazmanın, dostlara kavuşmanın sevinç ve heyecanını yaşıyorum. İyi ki varsın Milliyet Blog.

 
Toplam blog
: 182
: 2395
Kayıt tarihi
: 29.01.07
 
 

10 Kasım 1954 tarihinde doğdum. Sosyal Hizmet Uzmanıyım. Pilotum. (ultralight licence no:151)..