T.C. Başbakanı 'silah bırak' demez, 'teslim ol' der!..

T.C. Başbakanı ‘silah bırak’ demez, ‘teslim ol’ der!..

Bugün itibariyle ‘çözüm sürecinde’ 63 akil insanlar grubu devreye girmiş, İmralı’ya dördüncü ‘protokol ziyareti’ gerçekleşmiştir.

Atalarımın Ulusal Kurtuluş Savaşı’na olan katkılarını çocukluk yıllarımda büyüklerimden duyardım. Birinci Dünya Savaşı’nda büyük dayımın Arap Çölleri’nde 7 yıl boyunca bu vatan toprakları için nasıl mücadele ettikleri anlatılırdı.

Askerliğimi 164. Dönem Yedeksubay olarak vatanıma 18 ay hizmet verdikten sonra ‘teğmen’ olarak terhis oldum.

Türk Silahlı Kuvvetleri’nde askerliğim süresince komutanlarımdan ve aile büyüklerimden ‘her türlü düşmana’ karşı‘silah bırak’ değil, ‘teslim ol’  ilkesinin geçerli olduğunu öğrendim.

T.C. Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’ın demek istediğinin farkında mısınız?

Koskoca T.C. Devleti bu ülkede‘barışı’ sağlamak uğruna eli kanlı PKK Terör Örgütü’ne ‘teslimiyetçi politika’ uygulamalı mıdır, nereye kadar uygulayabilmelidir?

Şu hiç unutulmamalıdır ki; PKK silahlı bir örgüt değil,‘terör örgütü’dür. Ona en fazla ‘teslim ol’ çağrısı yapılabilir.

‘Silah bırak’ yaklaşımı T.C. Devleti’nin içine düştüğü ‘acz’in göstergesidir.

05.04.2013’deŞanlıurfa’daki evinde ‘Apo’ya Özgürlük,’ ‘Kürdistan’a Özgürlük’ sloganları ile PKK bayrakları ve Apo posterleri altında ‘yaş günü’ kutlamaları düzenlenmiştir.

Nitekim Başbakan Erdoğan’ın ‘silah bırak’ çağrılarından sonra PKK Terör Örgütü gittikçe şımarmaktadır.

PKK silah bırakmazsa ne olur?

Bundan ‘teröristler’ mi zarar görür, T.C Devleti mi?

PKK  30 yıldır silah kullanıyor. Silah kullanmak PKK’nın kaybedeceği savaşa devam etmesi demektir.

AB Ülkelerinde devlet kendisine silah çeken ‘terör örgütü’nü ikna etmeye çalışıyor, onunla aynı masada pazarlığa oturuyorsa; özetle ‘devlet tanımı’ dışına çıkıyor, kendini de örgütle aynı düzeye çekiyor, ‘devlet niteliğini’ kaybediyor demektir.

Şimdi Başbakan Erdoğan T.C.’ni tam da böyle bir duruma sokmuştur.

Başbakan Erdoğan bu yaklaşımıyla PKK’nın ‘nedenleri ve gerekçelerinin ‘doğru/ haklı’ olduğunun kabul edilmesine neden olmaktadır:

Böylece “Devlet geçmişte ‘hata’ yapmış,

PKK da ‘meşruiyet’ ‘haklılık’  kazanmış oluyor.”

Ben ‘haklı’ çıkmam inşallah!..

07.04.2013, İzmir