Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

03 Nisan '10

 
Kategori
Deneme
 

Tek Kumru

Tek Kumru
 

alıntı


İçine çektiği nefes değildi, hayatın kendisiydi. Egzoz dumanı gibi sersemleterek, uyur gibi öldürüyordu. 

Durmuştu işte, bir yerinde… Saatler geçmiş, takvimler eskimiş… Sanki en son resimli Ülkü takvimine bakmıştı. Kız çocuğa isim ‘’Nihal’’… Sonrası… Sonrası baharlar kuşları, kuşlar baharları gözlemiş bir çırpıda kanat kanat göçüvermişti yıllar… 

Kendini bir odaya hapsetmiş, etrafına duvarlar örmüştü. Elinde değildi. Geçmek bilmeyen hastalığı onu kendine kapamıştı. Susuyor, ağlıyor, hırçınlaşıyor ve duruluyordu. Ne beklediği, ne özlediği, ne sevdiği ve hatta ne de sevmediği vardı. Görünmez bir el kesivermişti yaşamla arasındaki kırmızı kurdeleyi. Hiç bilmediği metruk bir binaydı ki içine girdiği labirentlerinde kaybolmuştu. Bir daha hiç makasın ardındaki günlerine dönememişti. Güzeldi çok… Belinde kırmızı kurdelesiyle inerken merdivenlerden hele… Ve kuzguni saçlarına kırmızı kurdele takıldığında…Ve mavi kurdele daha bir farklı yakışmıştı dokuz yıl sonra. Işıl ışıl bakardı gözleri. Yıldızlar kayardı adeta… 

Sabahın ilk ışıklarıyla kumruların sesine açtı gözlerini. Soğuk odada burnundan derin bir soluk aldı. Göğsü daraldı. Hiç acelesiz doğruldu. Ayaklarını sarkıttı. Komidinin üzerindeki sigara paketine gitti eli gayri ihtiyari. Ne zamandır gülmeyen yüzünü ve söylenmeyen sözünü gizlediğinin farkındaydı dumanın arkasına. Dirsekleri dizlerinde avuçladı başını.’’Bir şey olsaydı bu gün’’diye geçirdi aklından. Bir ses gelseydi içeriden , terlik tıkırtısı, demlik sesi, masaya konan tabak, çatal, bardak sesi… Hayat sesi… Hatta her şeyden vazgeçti geçmişten kalma bir çocuk sesi… 

Ayağa kalktı .Geceden kalma izmaritlere bir yenisini daha ekledi. Hışmı kendineydi. Aynadaki yüzüne baktı. Yüzünde yılların açtığı yollardan çocukluğuna, ilk gençliğine, ilk sevgisini davullu zurnalı gelin aldığı güne gitti. Bir kız bir erkek çocukları geldi o yoldan. 

Nihal…’’Anası kılıklı’’ dedi. Acıyla gülümsedi. Kaderi benzemesindi. 

Nihal, yakın olmayan hiç bir kısmetine evet demedi. Çok düşkündü annesine. 

Ahmet… Ahmet kaçabildiği kadar uzağa kaçmıştı. Kabullenememişti hiç. Çocukluğuna ağır gelmiş, büyüdüğündeyse taşıyamamıştı bu durumu. Nihal hem ablalık hem annelik etmişti ama dolduramamıştı içindeki boşluğu. 

Soluksuz, bitmez sandığı yolların başlangıcını adımlıyordu.’’Bitmemiş yol olarak kalan izler’’dedi. ’’Devamını ben çiğnemişim. Yol açmışım kendime tırnaklarımla.’’ 

Yan odada kendini kendisini içine kapatmış bir kadın vardı. Soğuk odada kendini hayata kapatmış bir adam. 

Bırakıp gitmeyi sevdasına yedirememiş, kendini de onunla durdurmuştu fi bir tarihte. Ona söylemediği hiçbir sözü kimseye söyleyememişti. ’’Ben olsam… o da öyle yapardı.’’… 

Yan odanın kapısını araladı. Aralıktan sızan ışıkla, bir zamanlar hayat dolu olan kadının gözleriyle göz göze geldi. Bir çift kara delikti şimdi, bakmaya kanadığı. Uzun kuzguni saçlarından kayıyordu şimdi yıldızlar. Bir eli zayıf parmaklarına doladığı saçıyla oynuyor, diğer eli havada yalpalıyordu, bir iler bir geri…Kesif, ritmik hareketlerle. Mırıl mırıl ninni söylüyordu yine Ahmedinin beşiğinin başında. 

Ses verse, sesi yankılanıp kendine dönecekti. Biliyordu. Ses etmedi. Yutkunmaya çalıştı. Olmadı. İğdiş edilmiş bir yara vardı boğazında. 

Nefes alamıyordu bu evde. Ölü toprağı serpilmiş gibi her yer öfke kokuyordu. Değdiği en güzel anı, yan odadaki kadının ellerine dokunuyor, yaralıyordu onu çığlık çığlığa. Bir tek kendi duyuyordu. Canı yanıyor, bir tek kendi biliyordu. 

Üzerini giydi. 

Özenmedi hiç. 

Yatağını düzeltti. 

Aralanmış kapıdan içeri girdi. Yatağın yanına çöktü. Yok gibiydi orada. ‘’Nihal gelir birazdan’’ dedi. Derin bir kuyuya taş attı. Dibe inişini beklemedi. Doğruldu. Odadan çıktı. 

Aceleyle dışarı attı kendini… 

Gecenin gözleri vardı,  

Korku korku. 

Ve gecenin sözleri,  

Sus pus. 

Ve yağmurun izleri vardı 

Sıcak soğuk… 

Ve kristal… 

 
Toplam blog
: 281
: 324
Kayıt tarihi
: 30.04.09
 
 

1967doğumluyum. Lise mezunuyum. Okumayı ve yazmayı hep sevdim. Kelebek kanadı kırılganlığında bir ha..