Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

08 Mayıs '07

 
Kategori
Ben Bildiriyorum
 

Tek taş hadisesi- toplumun kanayan yarası

Tek taş hadisesi- toplumun kanayan yarası
 

Bir taşa fazla gelir bin ton anlam yüklenmek. Hele de tüyü bitmemiş sübyanın elinde, hissiyat sömürüsünde marine edilmiş dayatmalara konu olmak, onu doğadan koparıp, kendi için değil, allah rızası için evlenme teklif edecek erkek cinsini bin bir dırdırdan kurtarma amaçlı işleyen insanoğluna sitemini haklı çıkarır.

Ne sevgilisinden, eşinden bekleyenleri anladım, ne de pek boynu bükük bir seramoniyle kendi alıp kendi takanları. Takıp da kimin aldığına dair açıklamaya girişmeyenlere bir nebze saygımız var, o da sadece sembole en azından pek de prim vermez göründükleri için. Evlilik tekliflerinde önce verilip verilmemesiyle başlayan, taşın büyüklüğüne kadar yolu olan tek taş krizlerinin böyle güzel, çok farklı anlamlara kadir olması gereken bir anda işi ne? Kaprise meyyali vallahi hormonundan kadın kısmısını memnun etmek için didinip şık restoranda şahane ortam hazırlayan ve evlilik teklifini program dahilinde cuk oturtan, zaten garsona ve tüm hayatına o anda mahçup adama "ay niye zahmet ettin ayol küçücük bi şey yeterdi" diyerek kaş göz etmek de neyin nesi? Maalesef kafayı taşa toprağa yoran kadının ince do'dan akor verilmiş şımarık tınılı sesi. Anlıyorum ki, aynı zihniyetin anlayışlı modelleri varsa da bunlar da aslında stratejiyi sabretmek üzerine kurmuşlar, beylerinin "durumu olmasını" bekliyorlar, bir çocuk doğurma hadisesi mi olur, yıldönümü mü olur, "durum" artık hangi ana denk gelirse. İşte bu yüzden, ben tek taş takan kadından korkarım, erkek olsam durmam kaçarım.

Alyansın üzerine takılan tek taşı hep bayağı bulmuşsam da konuya terbiyemi bozmamak amaçlı değinmeme mesafem, TV'de tam tur çatlasa 5-6 yaşlarındaki çocuğun, babasına verdiği "tek taşın kadın hayatındaki önemi" konulu vaazına şahit olmamla kapandı. Okuduğu Cin Aliler'den ya da seyrettiği çizgi filmlerden edinmesi mümkün olmayan derinlikteki tek taş adabına ilişkin bilgileri kokona annesinden öğrendiği aşikar kuyumcu adayı velet, şirin ve masum olmak bir yana, anneler günü hediyesi kisvesi altında annesi ile işbirliği içinde babadan ne tırtıklasak kardır art niyetine sahip bir çıkarcı gibi göründü gözüme. Bunlar ana oğul oturmuşlar, anne kahve oğlu sütünü yudumlarken anne oğluna açılmış: "evladım sen bilmezsin, bu baban evlenelim dedi, daha o zaman züğürt, ev kira, bir iki kere söyliycek oldum, şimdi sırası mı diye çemkirdi, sustum. Seni tam dokuz ay karnımda taşıdığım yetmedi, doğur, altını temizle, büyüt, babaannenler bir yarım altın taktı inan olsun. Anasına onu bunu almayı biliyo, bize gelince borcum var, harcım var. Geçen doğumgünümde bi umut dedim, Süheyla'nın tek taşını anlattım, "sen onun kocası ayda kaç para kazanıyo biliyo musun" dedi. Oğlum bu işi halletsen halletsen sen halledersin."

Reklamı ilk seyrettiğimde aklımdan ışık hızıyla geçen düşünce o çocuğu "yavriiiiiiim nooldu sana böyle" nidaları eşliğinde kaparak soluğu bir psikologda almak oldu, netekim çocuğun ruh dünyasının yalnızca o reklamda oynamakla bile derin bir materyalist darbe aldığı her halinden belli. Ben böyle konuşan çocuktan da korkarım ayrıca, özellikle de doğumda da yeni gelmiştim söylemedim noktasında. Elbette hakkıdır taşa tapan kadınımın tek taş ama bilsin ki o küçük çocuğa algılarının en açık olduğu dönemde verilen mesaj "kadınlar mücevher ile mutlu olur" dur. Bu yüzden minik arkadaşımız büyüdüğünde tek taş görünce ağzının suyu akan aval kadınların olağan olduğunu düşünerek bundan fazlasının arayışına girmeyecek ve muhtemelen sevdiği kadına ilk tek taş hediyesini almak için yine "borcum olsun" diyerek babasından para isteyecektir.

En güzel hediye biz talep etmesek de verilen hediyedir. Mücevher ya da başka bir şey. Bu kadar fazla anlam yüklenmiş, herkesin sahip olduğu, sahip olamayanların benim de olsun diye yırtındığı, özentilikle görgüsüzlük sınırlarını çokça zorlayan, her fırsatta ayağa düşürülmüş, dillere pelesenk tek taşı bundan böyle kim, neden takmak ister ki? Özel günlerde 12 taksite verilen abartılı hediyelerle imitasyon duygu titremeleri geçiriyoruz çoluk çocuk hep beraber, o titremeler ki dayatılıyor bir yerde, parası olmayan da 12 taksite işte böyle titrer, ne duruyorsunuz diye.

Sevgili okuyucu, işte beni bu kızgınlıklar mahvetti, böyle taş çekirdek konularına gark etti, üzülüyorum da bir yandan.

 
Toplam blog
: 24
: 1019
Kayıt tarihi
: 15.02.07
 
 

Ben Gözde. Yaş: 30. Meslek: Avukat. Medeni hal: Evli. Ruh hali ve saçları: Dalgalı...