Teknoloji ve Çocuklarımız

Teknolojik gelişmelerin toplum ve insan hayatına sağladığı kolaylıklar ve faydalar saymakla bitmez. Fakat teknolojik gelişmeler fert ve toplum hayatına her zaman müspet katkı sağlamamaktadır. Bir takım zararları da beraberinde getirmektedir.İletişim teknolojisinde fertlerin istifadesine sunulan gelişmeler de böyledir.

İnsan hayatını çeşitli yönleriyle kolaylaştıran radyo, televizyon, internet araçları, cep telefonları gibi teknolojik araçlar, iletişim, eğitim ve öğretim alanında son derece büyük kolaylaıklar sağlamaktadır.Ancak; yerinde ve zamanında, amacına uygun kullanılmadğı zaman, özellikle çocuklar ve gençler üzerinde bir takım olumsuzlukları beraberinde getirmektedir.

Kitle iletişim araçlarından en yaygın durumda bulunanı şüphesiz televizyondur. Günümüzde fakir olsun, zengin olsun evinde televizyonu bulunmayana rastlayamazsınız. Âdeta evimizin, odamızın en baş köşesine oturttuğumuz televizyon, aile efradını özellikle çocukları ve gençleri kuşatması altına almıştır. Onları istediği gibi şekillendirmekte ve yön vermektedir. Sonuçta çocuk ve gençlerde çoğu kez bağımlılık meydana getirmektedir.

Televizyon kanallarının çokluğu, her görüş ve düşünceye açık olan yayınlar, çeşitli şiddet, müstehcenlik kokan cinsel içerikli erotik yayınlar gençlerde ahlakî çöküntü, saygısızca hareketlere, izansız davranışlara, düşüncede çıkmazlara ve yeni arayışlara sebep olmaktadır. Gördüklerini bizzat yaşamaya ya da arayışlara girmesine sebep olabilmektedir.

Bağımlısı haline geldikleri programlar ve pembe dizilerin çokluğu, özellikle gençleri eğitim ve gelişimini yapacağı faydalı çalışmalara ayıracakları kıymetli vakitlerini heba etmelerine sebep olmaktadır. Hele bayanlarımızı etkisi altına girdiği, aylarca süren pembe dizilerin çokluğu, vazgeçilemez birer tutku haline dönüştürmüştür.

Televizyonun diğer kitle iletişim araçlarının (Cep telefonları, bilgisayarlı çet programları...) menfi etkileri sadece ahlakî dejenerasyonla sınırlı kalmamaktadır. Reklâmlardaki göz zevkini okşamayı görev bilenler, çılgınca önlenemez bir tüketime, bir israfa yönlendirilmektedir. Kliplerdeki müstehcen hareket ve konuşmalar, internet kafelerde gayr-i ahlâkî sitelere girmeler, gençlerin körpe duygularını körüklemekte, çılgınca şeyler yapmaya itilmektedir. Henüz okuma yazması olmayan küçük çocukları bile ürküten boyutta etkilemektedir. Artık çocuklar bile ölçü tanımayan birer tüketici, yönlendirici konumuna getirilmektadir.

Yapılan çeşitli araştırmalar, televizyonun ve iletişim araçlarının yoğun etkisinde kalan üç veya beş yaşındaki çocukların bile ortalama 100 markayı veya ürün logusunu tanıdıklarını ortaya çıkarmıştır.

Çoğu kalitesiz ve seviyesiz program ve dizilerin, hatta kliplerin, ailenin temel yapısını derinden sarstığını unutmayalım!.. Etkisinde kaldıklarını uygulamaya çalışmaları, aile bireylerini, toplum fertlerini birbirinden uzaklaştırmaktadır.

Elbette ki kitle iletişim araçlarından aile olarak müsbet yönlerini öğrenecek ve çocuklarımızı da faydalandıracağız. Ancak; teknolojik gelişmelerin menfi etkilerinden de korumak biz anne ve babaların aslî ve vazgeçilmez görevi olmalıdır. İleride ah-vah etmemek için, vatanına, milletine, ailesine başta kendine faydalı olabilmesi için, sürekli gözetim altında tutmalı ve takip etmeliyiz. Geleceğimizi, yarınlarımızı teslim edeceğimiz yavrularımıza sahip çıkmalıyız. Bunun için gerek işimizden, gerek çeşitli zevk ve alışkanlıklarımızdan feragat ederek biraz zaman ayırmalı ve özellikle teknolojik zararlı alışkanlıklardan (Televizyon, cep telefonu, bilgisayarı kullandıkları internet kafelerden...)  mümkün mertebe uzak tutmaya çalışmalıyız ya da gözetim altında kısıtlı olarak izin vermeliyiz.

Geleceğimizin teminatı olan gençlerimize sahip çıkmalıyız

Kerim BAYDAK- kbaydak61-artan@hotmail.com