Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

25 Ocak '15

 
Kategori
Kültürler
 

Terkedilmiş...

Terkedilmiş...
 

Edirne Ağustos 2013


Fotoğrafı olayını  en az yazı olayı kadar seviyorum...
 
Fotoğraf çekmek-bakmak  ve yazı yazmak-okumak adına.
 
Bizim nesilden kaçta  kaçının bebeklik-çocukluk fotoğrafları vardır?
 
İlk fotoğrafı ne zaman çekilmiştir örneğin...
 
Yazı yazma olayına ilginiz varsa eğer, hafızanızda kalan ilk hatıradan bu yana, sizler birer sanal fotoğrafçıydınız aslında.
 
Olayların-üzüntülerin-sevinçlerin kareleriydi kağıda basılmayan.
 
Kağıda basılmayanlardan bazıları kompozisyon yazılısı oldu...
 
Bazılarıda sevgiliye mektup...
 
Sonrasında;şimdilerde gazetelerde neredeyse hiç olmayan okur mektupları,günümüzde de internet-sosyal medya-bloglar...
 
Fotoğrafın en önemli özelliği tıpkı yazı gibi kalıcı olabilmesidir.
 
Eski zaman fotoğrafları sosyal medyada önemli bir yere sahip.
 
Manzaralar,ünlü-önemli coğrafi yerler eski ve yeni karşılıklarıyla.
 
Zamanın neleri değiştirdiğini görebilmek adına...
 
Eskiye göre dijital fotoğrafların anında görülüp gerekirse tekrar çekebilme özelliğinden kaynaklanan bir artı unsur söz konusu.
 
Başkalarını bilmem ama bende ister  gören ister çeken olunsun insanın çok daha az olduğu karelere karşı ilgi duymama sebeb oldu bu...
 
Cep telefonu kolaylık ve anı yakalamakta mümkün.
 
Film yakma yok hatalı çekme derdide çok az...
 
Ve geçmişin her manzaranın önünde yakın plandan çekilmiş  insan profili  olayı çok az bende.
 
Yazdığın yazılar için bloglar gerekliyse...
 
Çektiğin fotoğraflar içinde sosyal medya...
 
Kendine ait sayfalarda yazı yazma ve fotoğrafını paylaşma konusunda sorun yok...
 
Yazı yazanda sensin,fotoğraf çekende dolayısıya editörde...
 
Bazen editör onaylı fotoğraflarda şansım ne olur diye düşünmeden edemiyor  insan.
 
BBC TÜRKÇE'de buna dair bir uygulama var.
 
Konuyu kendileri belirleyip buna dair fotoğraflarınızı yollamanızı istiyorlar.
 
İlgimi çeken,bende de buna dair çekmiş olduğum bir fotoğraf vardı.
 
Konu TERKEDİLMİŞ  BİNALARdı...
 
Benim çekmiş olduğum fotoğraf sayfadada gördüğünüz bir camiydi.
 
Konuya uygunluğu konusunda biraz tereddüt ettikten sonra fotoğrafı gönderdim,sonrasında da yayınlandı.
 
Fotoğraf göndermiş olduğum açıklama ile birlikte sayfada:
 
"Edirne, Ağustos 2013. İbadethaneler de zamanın acımasızlığndan nasibini alabiliyor. Hüsrev Karagöz camiyi, "görüntüsü ve kimsesizliği ile hüzün verici" diye tanımlamış."
 
Bunu Facebook sayfamda paylaştım...
 
Birkaç beğeniden başka bir yorum ve cevaplama olayı...
 
Şöyleki:
 
"Fethi Durmaz Tunca Nehir kenarındaki cami .
 
Hüsrev Karagöz ...Ve asfalt yolun kenarı,çukurda, etrafı yeşil alan yerleşim yeri değil evler-binalar yok...Tarihi,adı nedir hiçbir bilgim yok,her ne kadar zamana yenik düşsede yetkililerce yıkılmadığına göre tarihsel bir değeri var sanırım...En azından onarılabilir,belki de ibadete açılabilir diye düşünüyorum Fethi abi...
 
Fethi Durmaz İbadete açılsa bile cemaat gidemez . Arada set var asfaltı takip edip Dereboyundan gitse çok uzak . Tuncanın öbür yakasında küçük bir askeri birlik (müfreze) var ancak onlar yararlanabilir . Şimdi o haliyle Tinerci çocuklar yararlanıyorlar .
 
Hüsrev Karagöz Fethi abi bu cami hakkında bilgin var mı? Dediğin doğru yerleşim yerinden uzak ve ortada-çukurda kalmış.
 
Fethi Durmaz Bu cami hakkında edirnedeki söylenti Tuncaya balık tutmağa gelenlerin rivayetleri Burada Askeri birlik varmış ayrıca Dini eğitim alan öğrenciler . ve burada Askerlerden ve öğrencilerden aratan yemekleri Nehirdeki balıklara dökerlermiş. Rivayete göre Cami Tunca nehrinden 140 basamak yüksekteymiş Yani Tunca nehri o kadar aşağıda imiş fakat şimdi Yazın en fazla 2metre . yani o basamakların hepsi kaybolmuş. Kısaca benim bildiklerimde rivayet . Merak edipte araştırmadım . Edirnede 20 yıl kaldım .Dini durumu Hariç Edirnenin Kültürel durumunu . siyasive Ekonomik yapısını Coğrafi konumunu hepsini iyi bilirim .
 
Hüsrev Karagöz Çok sağol Fethi abi..."
 
Sizlerden bazıları buradan geçerken bakmıştır bu camiye...
 
Hatta;bakıpta-görenleriniz de olabilir.
 
Görüpte-bilenler,bilipte anlatabilecekler...
 
En önemlisi adını-tarihini bilmediğim bu camiyi onartıp ibadete açtırabilecek hayırsever ya da ilgili-yetkili birileri   var mı?
 
Bu haliyle gerçekten terkedilmişliği ve kimsesizliği ile hüzün verici...
 
Osmanlı'ya başkent  olmuş  Edirne'ye bu durum yakışmıyor doğrusu...
 
Toplam blog
: 180
: 901
Kayıt tarihi
: 25.07.09
 
 

Önceleri Milliyet Gazetesi'nin "Okur Mektupları" vardı...Şimdi ise "İnternet", "Milliyet Blog" ve..