Terör ve yandaşları iş başında

Karanlık güçler yine devrede. 

Artık, PKK-ERGENEKON işbiliği mi der'siniz, sâdece ERGENEKON mârifeti mi dersiniz, yoksa dış güçlerle PKK-ERGENEKON işbirliği mi dersiniz?.. Ne derseniz deyin, bunların hepsi muhtemel gibi gözüküyor. Bunların açıklanması ve aydınlatılması bizi aşar ama BİRİLERİ(!)' nin Güneydoğu'da DÜĞME'ye BASTIĞINI görmemek için kör olmak lâzım. 

Bunun birçok hedefi ve gâyesi olabilir. Ama şu bir gerçek ki, Kürtleri temsil ettiğini iddia eden bir parti ve O'nun şu an'ki Milletvekili adaylarının siyasetle; Kürt Mes'elesi ile falan alakalarının olmadığı, Dağlarda TERÖRİST CESEDİ aramaları ile ap-açık ortaya çıkmıştır artık. 

Bunları yarın, MEMLEKETİ BÖLMEK İÇİN, ellerine silah alıp, PKK' lılarla birlikte umuz omuza; TOPYEKÜN BU MİLLETE kurşun sıkıp bomba atarlarken görürsem hiç şaşırmayacağım. 

Öyle inanıyorum ki; Allah'ın izni ile, sağduyulu Kürt Kardeşlerimiz bu oyunlara daha fazla pirim vemiyeceklerdir. 

İnşâAllah bu seçimlerde sağduyulu Kürt Kardeşlerimiz; anketlerin aksine, BDP ile PKK ile destekçilerine iyi bir ders vererek, uygulamaya koydukları senaryolarla vatanı bölmek istek ve arzularını boşa çıkartarak heveslerini kursaklarında bırakırlar. 

Bugüne kadar Doğu ve Güneydoğu için yapılmamış olan birçok şey yapıldı ve yapılmakta bu Hükümet vâsıtası ile... 

Türkiye Cumhuriyeti Bayrağı altında yaşayan hiçbir vatandaş için ayrımcılık yapılmasını aslâ doğru bulmadığımı, kim yaparsa yapsın her zaman karşısında olduğumu, defalarca yazdım ve söyledim. 

Devletimizin; bu Hükümet işbaşına geldikten sonra, bu konulara daha da fazla dikkat göstermekte olduğunu görmekteyiz. 

Türkiye'yi tekrar karıştırıp, Bu Cennet Vatanı parçalamak için, yıllardan beri yapamadıklarını yaparak; bir İÇ SAVAŞ çıkartma gayretlerine, Bölge'nin ve topyekün Milletimizin akl-ı selîm insanları vâsıtası ile, bu problemlerin de üstesinden geleceğimize inanıyorum. Kürt Kardeşlerimiz de; PKK ekseninde siyaset yapan BDP'lilerin terörizminden ve korkutmacalarından kurtuldukları an; Doğu'da, Güneydoğu'da ve bütün Türkiye'de Kürt Mes'elesi diye bir şeyin konuşulmayacağına inanıyorum. 

Bütün mes'ele; Türkiye'yi ve Milletimizi bölüp parçalama mes'elesidir. Yıllarca alevî-sünnî ve sağ-sol kışkırtmaları ile bunu başaramadılar. Bu Memleketi yıllardır; Türk-Kürt çatışması çıkartarak veya Bu memleketin aslî unsularından olan Kürt Kardeşlerimizi bir Mes'ele gibi göstermeye ve bunu bahane ederek, Türkiye'yi parçalamaya çalışıyor BİRİLERİ(!).  

Allah'tan, bunun farkında olan bir birçok Kürt aydın ve sağduyulu Kürt Kesimi ve onlara çok daha şefkatle yaklaşmaya çalışanb bir Hükümet var işbaşında... 

Ama, dedim ya; BİRİLERİ de ısrarla bu işin tatlıya bağlanmasını istemiyormuşçasına, âdeta, canhıraşhâne çalışıyor!... 

Mes'leye Kürt mes'elesi veya Türk meselesi kapsamında bakıldığında, işi tamâmen basitleştiriyoruz aslında. 

Meseleye, kendi değerlerimizi muhafaza ederek, batıda yaşanan özgürlüklerin; her vatandaşımıza eşit bir biçimde yaşatılması kapsamında bakılmadığı için, hep yanlış yapıyoruz aslında. 

Türk'ü ile Kürt'ü ile... Hep birlikte bunun üzerinde durmamız gerektiğine inanıyorum. Aksi taktirde, bu özgürlükleri; Türk-Kürt ayırımı yapmadan bu vatanın bütün evlâtlarına çok gören ÇETELERE dâimâ pirim vermiş olacağız. 

12 Haziran seçimlerine yaklaştığımız şu günlerde, BDP'nin girmiş olduğu kulvar çok tehlikeli bir hâl almış vaziyette. 

Kastamonu'da yapılan PKK saldırısını, hafife alıp; Güneydoğu sınırından ağır silahlarla saldırı yapmak için girmek isteyen, TERÖRİST GRUBA düzenlenen saldırıda ölen 12 PKK'lıyı savunmaya geçen BDPnin eski EŞBAŞKANI Selahattin Demirtaş'ın söyledikleri, Hükümetin iyi niyetle bugüne kadar yapmış olduğu açılımların hiçbirinin takdir edilmediğini göstemekte... 

Çok üzüce ve endişe verici bir durum doğrusu. Çok karanlık şeyler döndüğünü anlamamak için, kör olmak lâzım gâlibâ! 

Kimse(nin), Kürt Kardeşlerimize verilen hakları, bir lütufmuş gibi göstermeye elbette hakkı yok. Daha evvel de yazmıştım, Türkiye Cumhuriyeti'nin herhagi bir ferdinin sâhip olduğu hakka, herkes sâhip olmalı bu bemlekette. Devletin imkânlarını hiç ayırım gözetmeden, eşit ve âdil dağıtmalıyız elbet. Bunun, Türk veya Kürt hakları ile ne alakası olabilir. Herkesin ve her kesimin savunması gereken bir hakikat bu. 

Herkes bunu, herkes için açıkyüreklilikle; her kesimde ve her yerde müdafaa edebilmeli... 

Sağlık ve Muhabbetle 

19.05.2011, perşembe
Bektaş Azizoğlu
İSTANBUL