Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

07 Mayıs '14

 
Kategori
Gezi - Tatil
 

THY Nereye koşuyor?

THY Nereye koşuyor?
 

      Son yıllarda THY'nın atakları hepimizin göğsünü kabartıyor.

 

Türk Hava Yollarının büyümesi, gelişmesi, bir çok ülkeye hat açılması, sadece daha fazla turist, daha fazla ciro olarak yorumlanamaz. Bu aynı zamanda o ülkeler arasında kültürel ve ticari alışveriş yollarının açılması anlamına gelir. Bir Türk olarak "Bayrak Taşıyıcımız" ile gurur duyuyoruz. Bizlere bu imkanları ve gururu yaşatanlara sonsuz teşekkürler.

 

Elbet bu gelişim sürecine 35 senelik turizmci olarak iki kelime kelam etmezsek olmaz.

THY'nın gelişme planı; dünyanın en büyük hava yolları olarak anılan Delta, American Airlines, China Sauthern Airlines, Lufthansa gibi nüfusu yüz milyonları bulan kendi halklarını arkasına alan değil  başka ülkelerin yolcusuna ihtiyaç duyan bir planlamadır. Bence bu konuda örnek alınması gereken kuruluş Emirates ve onun kullandığı Dubai Havaalanıdır.

 

THY Türkiye'nin stratejik konumunun avantajını kullanarak  "Transit Yolcu" sayısında müthiş bir atak yapmıştır.  Buna THY kabin personelinin güleryüzlü ve kaliteli servisi eklenince ortaya bir ballı-kaymak tablosu çıkmıştır. Uçaklarda bir iki eksiğimizin dışında hemen her şey yolundadır. Belki uçak koltuklarına elden düşmeyen iPad'ler için birer şarj ünitesi, belki tüm uçaklara wifi, bavulu hangi banttan alacağını bildiren anons şimdilik yeterlidir. Türkiye'ye gelene kadar mükemmel ve mutlu geçen seyahat, Atatürk Havalimanına ayak basıldığı andan itibaren hem biz Türkler hem yabancılar için birer işkenceye dönüşmektedir. Her gün THY ile İstanbul'a ayak basan onbinlerce yolcuyu huni misali ufacık havaalanına sıkıştırıyoruz.  Avrupa'dan 2 saatte gelip toplam 4 saat pasaport ve 4 uçağın aynı banttan çıktığı bavul kuyruğu bekleyen turist kaç kez Türkiye'yi tercih edebilir?  Kime Türkiye'yi tavsiye edebilir?

Transfer desklerinde ki sorunlar, beklemeler kargaşalar ayrı bir problem oluşturmaktadır.

 

Dikkati çeken bir başka husus; Ben hangi ülkeye gidersem gideyim bir üst aramasıyla o ülkeye girebiliyorum. Türkiye gibi teröre hedef bir ülkenin dünyanın dört bir tarafından gelen yabancıları üst aramasız ülkeye alması ise yadırganacak bir durumdur.

Kısaca yeni havaalanımız yapılana kadar bu eziyeti çekeceğimiz anlaşılmaktadır. Peki ufak tefek önlemlerle bu durum biraz düzeltilemez mi?

 

Örneğin

- Her gün Atatürk havalimanı dış hatlardan kalkan onlarca Kıbrıs uçağı iç hatlara kaydırılamaz mı?

- Charter (tarifesiz kiralık uçaklarla yapılan uçuşlar) seferleri "Korgo" bölümünden kalkamaz mı?

- Neredeyse kargo taşımacılığına dönen ve çuvallarla yapılan bavul ticareti destinasyonları "Korgo" bölümünden kalkamaz mı?

- Artık Chip'li pasaportlarımız var. Zaten Pasaport polisin yaptığı Chip'i okutup kaşe basıp yollamak. (isterseniz basmıyor.-) Peki bu iş, kuyruk beklemeden Dubai ve bazı ülkelerde olduğu gibi insansız Kiosklardan yapılamaz mı?

- Freeshop'lar müthiş yer işgal ediyor. Uzun kuyruklar oluşuyor. Kuyruğa girmemek için son 4, 5 seferdir alışveriş yapamıyorum. Oysa alacaklarımız belli. Vitrin vitrin dolaşmıyor kıyafet denemiyoruz. İnternet üzerinden check-in yapar gibi FreeShop'tan da alacaklarımı ayırtsam. Ya eve yollasalar veya daha küçük mekanda stoklasalar ayırttıklarımı. Kredi kartımı, pasaportumu okutup malımı alıp gitsem.

- Sadece THY BusinessLounge'ı kullanmak için Business bilet alan yabancılar tanıyorum. Emirates, Aeroflot gibi biz de güçlü olduğumuz ülkelerde BusinessLounge açmalıyız.

- Hosteslerin konuştukları diller yakalarına ülke bayrakları ile belirtilse. Çok yabancı getirdiğimiz destinasyonlarda o ülke vatandaşı hostesleri tercih etsek yolcu kendini daha "evinde" daha güvende hissetmez mi? (Emirates, Lufthansa v.s. Türk hostese rastlayınca ben kendimi daha huzurlu hissediyorum)

 

Yeni havaalanına gelince
Sanırım en iyi havaalanı mimarlarına ve şirketlerine sahibiz. Bunu defalarca dünyanın dörtbir yanında havaalanları inşaa ederek ispatladılar. Umarım bu kez eski havaalanında ki bazı eksikliklerimiz tekrarlanmaz. Turistlerin sadece binde birinin kullandığı taksileri 1. sıraya koymazlar. Ayrı bir çıkış kapısı verirler. Turist otobüslerine yer tahsis edilir. Alan çıkışlarına acenta kioskları yapılır. İlkel karşılama görüntüleri azalır. Transit yolcuların beklemeler sırasında güzel vakit geçirebileceği alışveriş ve eğlence mekanları gözetilir

 

THY yollarının başını en ağrıtan bölümü ise "hasarlı bavul" hizmetidir. Bunu özel bir sektöre vermişler. Yolcularımızın en büyük şikayeti bu şirket. Sık seyahat ettiğim için sık da bavul hasarı meydana geliyor. THY ile 2 kez bu başıma geldi. Her ikisi de çözülmedi. Sanırım ben ve sekreterim 2 senede 2 hasar için 50 kez telefonla görüşüp onlarca mailleşme yaptık. Bu arada bu şirketten yapılan yazışmalar küstahça ve isim vermeden yapılıyor. Hasarlardan biri 2012'de yani 2 sene önce, diğeri geçen sene 2013. Daha sağlam olduğunu düşündüğüm için S...te marka valiz kullanıyorum. Değeri en az 400-500 euro. Ufak tefek çizikler için değil ama Hard Top yani valizin sert bölümü ve tekerlek kırılınca alanda kiilgili departmana gittim. Bana şaka gibi her ikisi hasarda da pazardan 20TL alabileceğiniz kumaş valiz teklif ettiler. Aradan sene geçmiş, yazışmalar devam ediyor ve şimdi bana çöpe attığım valizi tamir ettirip faturayı getirin diyorlar :)  Valiz kırık desek de maalesef durumu anlatamıyoruz. Bana yeni valiz alın diyen yok ama çocuğa şekerleme verir gibi 20 TL değerinde "tek kullanımlık" valizi de kabul edecek halimiz yok.

 

Umarım değerli THY mensubu meslektaşlarımız bu sözlerimizi eleştiri olarak değil gelişime katkı olarak alırlar ve uygun gördükleri kısımlarını değerlendirirler.

 

 
Toplam blog
: 305
: 4038
Kayıt tarihi
: 23.01.07
 
 

Kayseri doğumlu, 1977'den beri Sektörde (Otel, Çarşı, Yurtdışı Acente, Profesyonel Turist Rehberi..