Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

11 Şubat '15

 
Kategori
Kitap
 

Tophane Rıhtımın'dan Üsküdar'a gitmek için Rusya'yı feth eden Osmanlı

Tophane Rıhtımın'dan Üsküdar'a gitmek için Rusya'yı feth eden Osmanlı
 

JUles Verne - İnatçı Keraban


İNATÇI KERABAN - JULES VERNE 
 
İcat edilmemiş bir çok şeyi öngören, gezilmemiş, gidilmemiş bir çok yeri hayal dünyasında keşfetmiş olan ‘bilim falcısı’ Jules Verne’in 1883’te yayımladığı İnatçı Keraban romanı 19. yüzyıl Osmanlı topraklarını konu edinen, yazılmış en önemli eserlerden biridir. Yazarın 1876’da bir yat alarak Avrupa’nın çevresini dolaştığı bilinir ama Türkiye’ye ve Karadeniz sahillerine uğrayıp uğramadığı bilinmemektedir. Bu topraklara dair dönemin panoramasını zengin bir şekilde resmeden Jules Verne’in böylesi bir romanı kaleme almasının coğrafyamız açısından önem taşıdığı kanaatindeyim.
 
Jules Verme, kitap boyunca, adı geçen yerlerin yerleşimini, nüfusunu, hanlarını, sosyal yapısını, geçim kaynaklarını, doğal güzelliklerini, dağlarını ve ırmaklarını, limanlarını, ticaret yollarını detaylı bir şekilde anlatmaktadır. Hatta yazar; bazı yörelerin, adı, tarihçesi ve mitolojisi hakkında da değerli bilgiler vermektedir. 19. yüzyıl sonlarında Osmanlı toplumuyla ilgili, sosyal yaşam, giyim kuşam, Ramazan gelenekleri, sofralar, yeme içme adabı, kadın erkek ilişkileri, evlenme ritüelleri, adalet sistemi, denizcilik, aşiret algısı gibi bir çok başlığa dair, ilginç veriler de sunmaktadır. Konuların yanı sıra, çeşitli toplulukların folkloruyla ilgili başarılı olduğunu düşündüğüm sosyolojik belirlemeler de romanda önemli bir yere sahiptir.
 
İnatçılığıyla tanınmış Keraban Ağa, bir gün Tophane rıhtımında Hollandalı müşterisi Van Mitten ve uşağı ile buluşur. Onları Üsküdar’daki evine, iftar yemeğine davet eder. Ancak tam kayığa binecekleri esnada Galata Zaptiye Reisi buna karşı çıkar. Zaptiyeler aynen şu emri okur:
 
“Zaptiye Reisi Müşir’in emriyle, bugünden itibaren, İstanbul’dan Üsküdar’a ya da Üsküdar’dan İstanbul’a gitmek için boğazı geçmek isteyen her şahıs, her türlü yelkenli ve buharlı teknelerler kayıklar için on paralık bir vergi tesis olunmuştur. Vergiyi ödemeyi reddenler, hapis ya da para cezasına çarptırılacaktır.”
 
Osmanlı topraklarının en inatçı adamı Keraban Ağa “Bu parayı benden asla alamayacaksınız,” diye çıkışıp otoriteye baş kaldırır. Bunun üzerine, “O zaman asla karşıya geçemezsiniz Keraban Ağa,” denilerek, ona, devlet gücünün üstünde güç olmadığı, açıkca gösterilmek istenir. Misafirlerinin önünde kendisine bu şekilde davranılmasını; küçük düşürülmesini onuruna yediremeyen ‘inatçı’ Keraban Ağa, “Ben size bir kuruş vermeyeceğim ve misafirlerimle birlikte karşıdaki evime gideceğim.” der. Ve bu sözün ardından da, boğazın diğer yakasına geçmek için, Karadeniz’i Rusya’nın güneyinden boylu boyunca geçerek, Anadolu üzerinden Üsküdar’a geçme planıyla Tophane’den misafirleriyle birlikte serüven dolu bir yolculuğa başlar.
 
On paralık vergiyi ödemeyen, Jules Verne’in sempatik Osmanlı karakteri Keraban Ağa’nın bu inadı, kendisine yüzlerce altına mal olacak zorlu ve ilginç bir Karadeniz yolculuğu yaşatır. Kendisini deniz tuttuğu için deniz yolunu ve alışkın olmadığı için de dönemin demiryolu gibi yeniliklerini kullanmaktan da uzak duran İnatçı Keraban ve misafirleri, hem atlı araba ile gerçekleştirilen bu yolculuğun zorluklarıyla mücadele ederek ilerlerler, hem de birbirinden ilginç olay ve tehlikelerler karşı karşıya kalırlar.
 
Romanın sonundaysa, okurları şaşırtacak bir sürpriz bulunuyor.
 
Sürükleyici bir Jules Verne romanı olması bir yana, dönemsel bilgiler ve yorumlarla bezeli zengin bir kitap olan İnatçı Keraban, sosyologlar, tarihçiler ve coğrafyacılar için de bir nevi kaynak niteliğinde… 
 
Edebiyatçılar ve kitap kurtları içinse Osmanlı’ya dair keyifle okunabilecek önemli bir eser
 
Toplam blog
: 46
: 284
Kayıt tarihi
: 27.03.12
 
 

Dağcılık sporu ile çocuk yaşlarda tanıştı. 1984 yılında ilk yüksek irtifa tırmanışını gerçekleşti..