Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

03 Temmuz '07

 
Kategori
Halkla İlişkiler
 

Toplum ve iletişim

Küçük yaşta sevdiğiniz bir kişi ile ileride evlendiniz. Bu sonucu almak için belki de hava da çok parendeler attınız. Belki de gerçekleşmeyecekmiş gibi, görünen bu süreçte yıldınız, yoruldunuz ama işte beklediğiniz o an geldi… Çok sevdiğiniz bu kişi artık kollarınızda değil mi?...

Bir filme daldınız o filmde de bu tür sahneleri belki yüzlerce kez izlemişsinizdir. Hep izlediğimiz filmlerin güzel bitmesine bayılmışızdır. Kötü bir son gördüğümüzde içimizde bir burukluk kalır genelde…. Neden istediğimiz gibi bitmediği için hayıflanırız belki de…

Hayatta işte böyledir sevgili dostlar… Güzellikler karşısında sevinir, olumsuzluklar karşısında üzülürüz….

Güzel bir söz, bir kahkaha, bir film, bir makale, iyi bir şekilde kaleme alınmış bir yazı bizi hayata bağlar. Yaşadığımıza şükrederiz. Böyle güzellikler var olduğu için….

Bir adam düşünün tüm ümidini kaybetmiş, yüksek bir mekana çıkmış, artık yaşam tadı kalmadığı içinde hayatını sonlandırmayı düşünüyor. İşte bu durumda bile insanlar bu kişiye yardım etmek için çırpınabiliyorlar…. Ve bu adam kesin atlayacak dediğimiz zamanda bile bu ümitsiz vatandaşa bile yardım eden, onu ikna eden birilerini görür ve seviniriz.Aslında soru şudur? Hayatını sonlandıran mı vazgeçmiştir, yoksa onu bu durumdan vazgeçirmeye çalışan insanlar çok değişik sözler mi bu kişiyi yola getirmişlerdir….

Ben genel olarak insanların karşılıklı konuşmasından yanayım…

Karşılıklı olarak fikirlerini paylaşan insanlar hayatta daha başarılı ve sosyal yönden güçlü olabilirler diye düşünüyorum.

Bu gün toplumda görülen tüm aksaklıkların temelinde insanlar arasındaki iletişim eksikliğinin olduğunu düşünenlerdenim.İletişim ne dersiniz?Aklımda kaldığı ile tanımını yapmaya çalışayım.Sözle , yazı ile ve bir takım sembollerle karşımızdakine derdimizi anlatma sanatına kısaca iletişim diyebiliriz.Duygu ve düşünlerimiz karşı tarafa yönleniyorsa ve karşı tarafta bunları anlayabiliyorsa da iletişim gerçekleşmiş demektir.

Eğer duygu, düşünce, bilgiler ve olgular karşı tarafa ulaşmıyorsa da orada iletişim eksikliği olduğu anlamı çıkartırız.

İletişim olgusu önce ailede başlıyor.Anne ve babalar çocukları ile ne kadar sık bir arada bulunurlarsa , onları iyiye doğruya, güzele yönlendirirlerse ve onlarında sağlam bir kişilik oluşturmalarına çalışırlarsa iletişim yönündeki sıkıntıları da çözmüş olurlar.Sürekli baskı altında olan çocuklarda iletişim eksikliğinin olduğu bunun sonucunda da kavgacı ve saldırgan mizaçlara sahip çocukların yetiştiği da aşikardır.Hatta uzun bir zaman önce bir haber dikkatimi çekmişti.Almanya eski lideri Adolf Hitler ile ilgili bir yazı vardı.Yazıda da kısaca şöyle diyordu.Adolf Hitler bir Yahudi kıza aşık olmuştu.Ancak Hitler ile Yahudi kız arasındaki iletişim eksikliği onların ayrılmalarına, Adolf Hitler’inde bu kıza olan aşkından dolayı Yahudilerden nefret etmesine ve ardında da bildiğimiz o malum Yahudilerin Gestopa toplama kamplarında yakılmalarına neden olan süreci başlatmıştı.Bunun gibi yine gazetelerde fakir ve toplayıcılılık yaptırılan çocukların hayat hikayelerini incelediğimiz zaman, ailedeki karmaşık ve çetrefil ilişkilerin olduğu, iletişim kanalının tıkalı olduğu ailelerden geldiklerini, aile sevgisi görmediklerini beyan ettikleri de çok görülmüştür.Bu gün Türk siyasal hayatına baktığımızda partilerin kendi aralarında iletişim eksikliğinin olduğu görülecektir.Mevcut partilerin bir cumhurbaşkanı çıkaramayıp ülkeyi kaosa sürüklemeleri de yine iletişim eksikliğinden kaynaklanmıştır.Yine sayın cumhurbaşkanımızın medyayla ve halkla iletişiminin eleştiri konusu olması iletişimdeki eksikliklerden kaynaklanmaktadır.

İnsancıl ilişkilerde iletişimin çok önemli rolü vardır.İletişimi olmayan toplumlar kapalı toplumlardır.Toplumdaki başarılı kişileri incelediğimizde gerçekten toplumla barışık kişilerdir bu kişiler.


Aileler arasındaki olumlu iletişimler topluma yansır.Toplumu oluşturan kişiler arasındaki iletişim sonucunda toplumsal barış ve huzur sağlanır.Birbirinin halinden anlayan, birbirini kırmaktan çekinen , birbirlerine kazık atma amacı gütmeyen insanlar olduğu sürece de devlet olarak her alanda ileri gider, düşmanlar üzerinde caydırıcı güç olur ve bunu sonucunda bölünme gibi paranoyalara kapılmayız.

Devleti yöneten üst kadrolar da toplumla iletişimi iyi kurmak suretiyle kendi programlarında yer alan vaatlerini rahat ve etkili bir şekilde gerçekleştirebilirler.

Toplumu ile iletişimi iyi olan liderler yine diğer ülkelerle de iyi bir iletişimle ülke menfaatlerini koruyacak nitelikte çalışma şansı yakalayabilirler...

İletişim işte bu sevgili dostlar…Varı yok eden yoku var eden bir şey…Tercih sizin…

İletişim kanallarının kapalı olmadığı bir dünya dileklerimle…

Hoşca kalın…

03.07.2007


Engin BİNDAŞ

 
Toplam blog
: 16
: 1301
Kayıt tarihi
: 03.08.06
 
 

Uludağ üniversitesi kamu yönetimi mezunuyum.  Para ve sermaye piyasaları sürekli ilgi alanımdır. ..