Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

15 Ekim '12

 
Kategori
Sosyoloji
 

Toplumun Engellilerle ilgili Önyargılı Algı ve Davranış Biçimleri nasıl aşılır?

Yaşadığım örnekler

11 Ekim 2012 Perşembe günü; annem, Suzan ve Sezen ablayla beraber Balçova Kipa AVM’deki çok sevdiğim Köfteci Ramiz’e öğle yemeğine gittik.

Yirmi yaşlarında, güler yüzlü, genç bir bayan garson göreve başlamış. Masaya oturduğumuzda dört servis getirdi. Ancak benim önüme çatal bıçak koyarken, “Servis alıyor değil mi?” diyerek, annemin gözüne baktı. Annem de her zamanki doğallığıyla, “Aslı, çatalını batırıp yiyebiliyor. Alamadıklarına ben yardım edeceğim.” dedi.

Genç bayan, seçim yapmamız için mönü kitapçıklarını getirmek üzere gittiğinde içimden, “Kesin üç tane getirecek.” diye geçirdim ve maalesef yanılmadım. Annemlerin önüne birer tane koydu. Annemler listeye bakarken genç kızla göz göze geldim. “Ben de bir liste alabilir miyim?” dedim, getirdi. Sayfaları kendime özgü hareketlerimle çevirerek bakarken, beni izlediğini hissettim. Hatta çeviremediğim bir yaprakta, gülümseyerek gelip yardım etti…

Annemin anlattığına göre, yan masadaki üç hanım da, kendilerinden geçmiş bir durumda benim yeme tarzımı seyrediyorlarmış. Bir süre sonra annem onlara gülümseyerek bakınca, “Afiyet olsun.” demek yerine, hemen başlarını çevirmişler. O kadar keyifle yemeğimle meşguldüm ki, farkına varmadım.

Yemeğimi yerken, Köfteci Ramiz’in duvarlarında hiç Atatürk fotoğrafı olmaması beni rahatsız etmişti. Ayrılmadan önce, Yönetime iletmesi dileğimle, bu önemli eksikliği de bayan garsona söyledim. Annem de Spastikçe’den tercüme etti. “Tabii efendim, ileteceğim.” diye cevap verdi…

***

İstisnalar dışında, Serebral Palsi’liler (Spastik engelliler) hakkında hiçbir şeyin bilinmediği bir toplumda yaşıyoruz. İlk kitabım Yedi Temel Tutum’da söz ettiğim “Görsel Dehşet” kavramı, toplumun bizleri yanlış algılamasında önemli bir etken…        ( www.yeditemeltutum.blogspot.com)

Serebral Palsi nedeniyle vücudumuzu alışılmış şekilde tutamıyor, kontrollü hareket edemiyor, konuşamıyor, ya da değişik konuşuyoruz. Serebral Palsi’yi bilmeyenler, zekâmızı da dış görünüşümüzle bağdaştırıyorlar. Bunda bence bir kötü niyet yok; sadece BİLİNÇ EKSİKLİĞİ var. Kötü niyet olsaydı, yukarıda yaşadığım örnekteki gibi toplumu bilinçlendirmeye çalıştığımda olumsuz tepki alırdım…

Hâlbuki gözlemlediğim kadarıyla, sinirlenmeden, üzülmeden, zihinsel engelli olmadığımızı hissettirdiğimizde, zaten temeli olmayan önyargılar kolaylıkla aşılıyor ve yaklaşım hemen doğallaşıyor.

Toplumun özellikle Serebral Palsi’lilerle ilgili önyargılı algı ve davranış biçimleri olan Alışılmış Spastik Kalıpları’nın aşılmasında en büyük görev aslında biz Serebral Palsi’lilerle yakınlarımıza düşüyor.

Tıpkı annemin beni toplumla iç içe yetiştirdiği gibi, eğer tüm spastik çocuk ve gençler sık sık sosyal yaşama karışırlarsa (“KATILMAK” değil, “KARIŞMAK” sözcüğünü, daha tabii olduğu için özellikle seçtim.) inanıyorum ki birçok kişi özelliklerimizi tanıyacak, anlayacak ve biz Serebral Palsi’lilerle doğal iletişim kurmayı, zorlamasız başarabilecektir.

Aslı Dinçman 

İzmir, 14 Ekim 2012

 
Toplam blog
: 62
: 569
Kayıt tarihi
: 27.11.09
 
 

8 Ekim 1973 İstanbul doğumluyum. Doğum sırasında oksijensiz kalmamı takiben dünyaya gözlerimi Ser..