Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

16 Eylül '07

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Trafik lambalarıyla aşk 2

Trafik lambalarıyla aşk 2
 

Trafik Lambalarıyla aşk yapılmayacağını biliyorum ama söyleşi de yapılmaz.
Mesaj göndermek, birilerinin dikkatini çekmek istiyorum. Başlığa SÖYLEŞİ adını verince 24 saatte sadece 24 kişi okuyor, AŞK da işin içine sokulunca bakalım ne kadar ilgi olacak. Bir de seksi resim koydum. Ya Allah ya Bismillah! Oruç olanlar da akşam iftarı açsınlar resme bakarak.

Almanya'dan bahsetmeden edemeyeceğim bu konuya değinmişken. Yıllar önce, gece saat 02:00 civarıydı, Münih'in sakin caddelerinden birinde arabamla evime dönüyorum. Caddede in de yok cin de yok. Nasıl top atacaklar? Bomboş bir cadde. Ama köşedeki trafik lambası kırmızı kırmızı bakıyordu bana. Bu seksi bakışına aldırış etmeden, sevgili blog arkadaşımız ''mucizeler'' gibi yaptım, caddenin durumuna göre davranarak geçtim gittim.

O da ne? Bir km kadar gitmiştim ki arkamdan bir vasıta önüme geçti ve pencereden çıkarıp salladığı ışıklı ''Kelle'' denilen bir nesne ile benim sağa yanaşmamı işaret etti. Yanaştım tabii. Biraz önce kırmızı ışıkta geçtiğimi, trafik lambalarına saygısızlık ettiğimi görmüşler. Daha sonra, yüklü bir para cezası ödedim bu davranışımdan dolayı. Flensburg'daki Trafik Merkezi'nde de dosyama 3 kötü puan eklendi.

Polis Devleti filan denir ama Almanya'da her an, her köşede karşınıza vazifeli bir polis çıkabilir. Bu sebepten de sokaklar ve her yer emniyettedir. İnsanlar, polis güvencesinde genellikle korkmadan yaşarlar.

Türkiye'de trafik lambalarına riayet edilmesini, kırmızı yandığında geçilmemesini temin etmek için polis kontrolü sıklaştırılmalı ve para cezaları da tahsil edilmeli. Bir de şöyle bir düşüncem var; acaba lambaların üstlerine veya alt bölümlerine seksi kadın resimleri konsa, sürücüler onlara hörmeten, biraz daha bakabilmek için dururlar mı acaba?

Ama bu sefer de Milliyet Blog'da protesto edilir. Siyah zeminli, kurdelalı protesto blogları yazılır. Sevgili September1 ''Trafik Lambaları aşk konularına bulaştırılmasınlar, seksi resimlerle süslenmesinler'' başlıklı yazı yazar. Sevgili AYDA ve CANAN ÖZ de ''YAŞASIN SEKS, YAŞASIN TRAFİK LAMBALARINDAKİ SEKSİ PANOLAR'' diye sevinçlerini ifade eden bloglar yazarlardı.

Sözde dindarlar var ya, hani her işe dini sokanlar; onlar, kırmızıda hiç durmazlar artık. Seksi resimlerle abdestleri bozulmasın diye vınnn... diye gaza basarlar.

Bu da çözüm değil galiba.

Anlamadığım bir şey daha var; kırmızı ışığa saygılı bir sürücü, duruyor diyelim.
Ama nasıl duruyor? Hiç mi trafik lambalarının önünde durmaz bu mübarekler ya?

Ya tam lambanın hizasında yaya geçidine burnunu sokar, ki çoğunun çizgisi mizgisi kaybolmuştur ama ''nereye gitti?'' diye hiçbir yetkili aramaz, ya da lambayı ömür boyu görmeyecek şekilde tam yaya geçidinde bekler.

Yayalara bakmaz, varsa kayalara, düz araziye, ormana, çayıra, bayıra bakar. Yayaların reaksiyon göstereceklerini bilir. Ne olur utanacakları eylemi işlemeseler? Ne olur trafik lambalarının 1-2 metre önünde dursalar?

''Bunların hepsi tabakhaneye mi gidiyorlar acaba?'' diye sık sık düşünürüm.

30 yıl öncesini hatırladım yine. Münih'te meşhur Mittlerer Ring vardır Şehrin her istikametine giden yollar bu çember yoldan ayrılır.

Kırmızıda tam lambaların hizasında durmuştum. Arkamdan flaşların patladığını gördüm.
''Herhalde birisi fotoğraf çekiyordur.'' düşüncesiyle, yeşil yandığında yoluma devam ettim.

5-6 gün sonra, kırmızıda lambaların önünde durmadığımı belgeleyen bir resimle birlikte 50 DM ödemem için makbuz gönderilmişti adresime, kısa bir yazıyla.

O lambaların bulunduğu yerde, yüksek direklere kameralar yerleştirildiğini, kırmızı yandığında lamba hizasında belirli bir ağırlık olduğunda fotoğraf çektiklerini sonradan öğrendim. Toprağın altına kablolar yerleştirmişler, ağırlıkla harekete geçip kamerayı çalıştırıyor.

Ey, güzel Türkiye'min güzel trafik lambaları, durum işte böyle... Gelişmiş ülkelerde sizlere saygı gösterilmesi için çok güzel yöntemler uyguluyorlar. Bizde polislerimiz bile sizlere saygısızlık ediyorlar. Resmi elbiseli polislerimizin çoğu yaya geçitlerinde kırmızı ışığa bakmazlar bile. Sallana sallana geçerler. Çoğu kez ellerindeki sigarayı tüttürerek...

Bir de düdük çalarlar düüüt... düüüüt ... diye. Siz sürücüye DUR! dersiniz kırmızı bakışlarınızla, onlar da GEÇ! derler düdükleriyle. Sürücüler de, yayalar da size saygı göstermezler, düdüğe saygılıdırlar.

Trafik lambalarına saygılı bir polis tanıdım. İzmir/Mezarlıkbaşındaki lambaların önünde düdüğüyle bekler, aklınca trafiği düzenlerdi.

Bu sempatik polisi şimdilerde göremiyorum. Başına bir şey mi geldi acaba?

Son gördüğümde yaya geçidinde kırmızı yanmasına rağmen geçen 2 kişiyi yaka paça çekiştiriyordu. Hemşehrileri zor aldılar bu şahısları polisimizin elinden, üstelik hırpaladılar da onu.
Polis dayak yerken herkes seyretti. Zira kavgacılar 8-10 kişiydiler.

Lütfen trafik kurallarına uyalım, uymayanları uyarmayalım, başımız belaya girebilir. Yollarda saldırgan dolu. Polisi bile dövüyorlar.

Saygı ve sevgiler.
Mustafa Mumcu 16. 09. 2007 Saat: 12:10

 
Toplam blog
: 324
: 2811
Kayıt tarihi
: 10.04.07
 
 

06. 06. 1945 İzmir doğumluyum ve İzmirli olmaktan da gurur duyuyorum. 1968 yılında birkaç yıllığın..