Travmalarından beslenen bir yazar

Türkiye’nin sıra dışı bir valisinin yaşamını anlatan ve senaryolaştırılan “Köprü”, Bosna Hersek’te Sırplar tarafından katledilen binlerce insanı konu alan “Sevdalinka” ile “Füreya”, “Adı Aylin”, “Nefes Nefese” ve “Güneşe Dön Yüzünü” gibi toplam 16 kitabı bulunan yazar Ayşe Kulin 28 Kasım tarihinde İzmir Amerikan Koleji’ndeydi. 1 saat boyunca süren bu keyifli söyleşiyi dinleyen her öğrenci mutlaka kendisinden bir şeyler bulmuştur.

Kendini komşuya gelmiş gibi hissettiğini belirten Ayşe Kulin yazar olmak için yetenek ve o yeteneği pekiştirmek için birikim gerektiğini söyledi. Daha sonra bu keyifli söyleşi, kitap ve o kitapları yazarken nelerden etkilendiği konusu üstünde devam etti. Kitapları, Ayşe Kulin’in beslenme ve etki kaynağıymış. Bunun yanında ona göre bir yazar kendi çekirdek ailesinden, mahallesinden, şehirlerinden ve travmalarından beslenirmiş. O da öyle beslenmiş ve yazarlığa ilk olarak eteğindeki taşlarını dökerek başlamış yani en iyi bildiğini yazarak. Yazarlığa başlamadan önce, yani yapımcı iken bir çok insan tanımış. Anadolu’dan kuma olduğu için, evlenmek istemediği için kaçan kadınlar, madde ve alkol bağımlısı adamlar tanımış ve ülkemizin bu gerçeklerini kitaplarında hep yansıtmış.

25 yıl boyunca kitaplarını kimse basmamış ve 25 yıl sonra “Güneşe Dön Yüzünü” adlı ilk kitabı çıkmış. Bu kitapta padişah yanlısı bir dede ile cumhuriyetçi bir babanın çocuğunu yani kendi yaşadıklarını anlatmış. Bu kitap ve yazdığı birçok kitap Ayşe Kulin’in üzerinde izler bırakmış.

İlk olarak “Adı Aylin” onu ünlü yaptığı için çok etkilenmiş. “Sevdalinka” adlı kitabını ise “Dünyamı değiştiren kitap” diye tanımlıyor çünkü, bir zamanlar batı hayranıymış ve bu kitabı yazarken batının gerçeklerini öğrenmiş fakat yine de doğuya dönememiş. Ona göre doğu karışık. Fakat ne kadar yüzü batıya dönük olsa da yüreği küs ve dargın. Bu kitaptan sonra kesin bir yargıya varmış; “Batılı gibi olalım ama batılı olmayalım”. Türkiye’nin sıra dışı bir valisinin yaşamını anlatan “Köprü” adlı kitabında kendi batısının doğusunu öğrendiğini söyleyen Ayşe Kulin doğu insanlarının değişime ve yeniliğe karşı duvar gibi durduğunu görmüş ve Köprü adlı kitabında da duvarları etkileyici bir dille anlatmış.

“Hayatıma misyon getiren kitaptır” diye tanımladı Kardelenler adlı kitabını. “Bu kitabı o kızların halini gördükten ve hayatlarında hiçbir amaçları olmayan insanları dinledikten sonra yazdım. Misyonum o kitapla şekillendi, benim ülkemdeki en büyük sorun eğitim ve eğer o insanları eğitmezsek, aydınlığa çekmezsek onlar bizi karanlığa çeker. Ayrıca kitaplar hepimize bir şeyler öğretir ve bizi terbiye edip birçok insanın önüne geçirir fakat bunu oradaki insanlar farkında değil çünkü önyargılılar.”

Ayşe Kulin’in dediği gibi okumanın bu kadar yararı varken hala okumuyoruz ve bence doğudaki eğitimsizliğin beraberinde biz kendi kendimizi karanlığa doğru çekiyoruz…