Trump’ın kafasında dolanan tilki: Koridorun teminatı!

Çiçeği burnunda ABD Başkanı Trump, düşen kuvvetlerin diyalektiğinden habersiz olduğunu kanıtladı. Suriye’de “halk” için güvenli bölgeler kuracağını açıkladı. Bu haber Türkiye, Suriye ve dünya kamuoyuna bomba gibi düştü. 2 gündür yer yerinden oynuyor.

5 yıldır dize getiremedikleri Suriye ve Esad’ın bunca kazanımlarından, bölge ülkeleri arasındaki birliğin aldığı mesafeden, Moskova Bildirisi’nin sağladığı şartlar ve inisiyatiften sonra “halk için güvenli bölge” oluşturmaktan bahsetmek abesle iştigaldir ve boş laftır. Türkiye’nin önerdiği “güvenli bölge”den de farklı bir içeriğe sahip olduğu açıktır. Türkiye, mülteciler için güvenli bölge istemişti.

Trump’ın “halk” dediği yere PYD/ YPG’yi koyun; “güvenli bölge” yerine de ABD-İsrail (Kürt) koridorunun açılmaya çalışıldığı Haseke-Kobani-Afrin arazi şeridini koyun, gerçeği yakalarsınız.

Trump, âlemi sersem herkesi kör sanıyor herhalde.

At alınıp Üsküdar çoktan geçildi.

Bor’un pazarı da geçildi; Trump sürecek eşeğini Niğde’ye!

Gelir gelmez ilk aldığı karar da bile tökezledi. Artık dünyada ve kendi ülkesinde çanlar emperyalist emeller için çalıyor.

KÖPRÜLERİN ALTINDAN ÇOK SULAR AKTI

Müslümanlar ve göçmenler kararı mahkemeye takıldı ve halkına ve dünyaya rezil rüsva oldu.

Irak işgali şartlarında kuzey Irak’ta yarattıkları bölücü ve ayrılıkçı kukla oluşumun benzeri bir yapıyı kuzey Suriye’de deneme peşindeler ancak köprülerin altından çok sular aktı.

NE ABD ESKİ ABD, NE DE ORTADOĞU ESKİ ORTADOĞU

O zamanlar ne bölge ülkeleri arasında bugünkü seviyede bir birlik bardı ne de direniş vardı. “Diktatör Saddam”, “kitle imha silahları” yalanlarıyla o dönemde BM ve dünya kamuoyunu yanlarına çekebilmişlerdi. Rusya ve Avrasya bugünkü kadar dünya dengelerinde hassas değillerdi. Mesela Rusya Suriye’de desteğini askeri düzeye çıkarmamıştı. Moskova Bildirisi yayınlanmamıştı. Muhaliflerle ateşkes görüşmeleri, Batı’nın güdümündeki Cenevre pas geçilerek ve ABD dışlanarak Astana’da toplanmamıştı. ABD kara gücü Güneydoğu’da özerklik ilan ettiği kentlerde kazdığı hendeklere gömülmemişti. ABD’nin Türkiye’deki operasyonal kuvveti olan FETÖ Gladyosu henüz canlı olarak duruyordu. Fırat Kalkanı, Amerikan-İsrail (Kürt) koridorunun göğsüne hançer gibi girmemişti. Türkiye, tarihten gelen ve mevcut nesnel dinamikleri (mecburiyetleri) harekete geçmemişti.

O nedenle Bay Trump, Bor’un pazarı geçti, sür eşeğini Niğde’ye!