Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

05 Ağustos '15

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Tüketmenin dayanılmaz cazibesi veya hayattan almak. Aslında olmak ya da olmamak!

Tüketmenin dayanılmaz cazibesi veya hayattan almak.  Aslında olmak ya da olmamak!
 

Acaba Apple Mac Air mi alsam, yoksa Beymen’den çanta mı, cep telefonumun modeli eskidi değiştirsem mi? İpekyol’daki elbise çok hoş görünüyor, sezon sonu indirimi başladı AVM’ye gitmeli…

Ayşe Vakko’dan yeni çanta almış internetten ben de almalıyım.

Burcu’nun arabasından istiyorum.

Ali’nin Rolex’i çok havalı benim de olmalı.

Artık sohbetlerimizin büyük kısmı alınmış veya alınacak şeylere ilişkin…

Çünkü;

Doğduğumuz andan itibaren tek gayemiz var, “BEN VARIM”ı ispat etmek !!

Bunun en kolay yolu ise satın almak!

Yaptığımız her şey bunu kanıtlamak üzerine…

“Ben varım”ı iletişimle ortaya koyabiliyoruz.

Yani lüks bir şeyler giyince zengin ve güzel olarak varlığımızı gösteriyoruz. Başkalarından farklılaştırıyoruz. İnsan varlığını ancak kendisini “farklılaştırarak” kanıtlar.

Peki beynimiz sürekli bir şeyleri talep ederek doğru düzgün çalışabiliyor mu, biz mutlu olabiliyor muyuz?

Hayır!

Bu taleplerin yükselmesi demek kişinin kendini aslında beğenmemesi anlamına geliyor.

Bir Audi A5 kullanmak bir insanı daha havalı ve çekici yapıyor evet. Ama Audi’den indiği anda yine kendini beğenmiyor. Mühim olan bir insanın Audi A5 kullanmadığı zamanda kendini farklı hissedebilmesi.

Ama nasıl, bunun için ne yapmak lazım?

Aslında çok basit!

İnsanın kendini en iyi ifade edecek şekilde uğraşlar edinmesi, yeteneklerini kullanıp geliştirmesi.

“Hayattan daha çok faydalanması, yani hayattan alması”

Üretmesi, gezip görmesi, farklı dillerde konuşabilmesi, hayat görüşünün genişlemesi, özgür yaşaması… Yani hayatı daha geniş ve doyasıya yaşaması…

Yapılan bir araştırmaya göre insanların en mutlu olduğu anlar bir şeyleri gerçekleştirirken oluyormuş. Yani bir çanta aldıklarındaki mutluluk ile uçaktan atladıklarındaki mutluluk kıyaslandığında, aktivite yaparken ki mutluluk daha kalıcı oluyormuş.

Bazıları bisikletle yollara düşüyor, bazıları dans ediyor, futbol oynuyor, yüzüyor, golf oynuyor, resim veya heykel yapıyor, geziyor… Bunların hiçbirini yapmayan ise devamlı AVM’lerde alışveriş kovalıyor.

Groundhog Day (Bugün aslında dündü) filmi bunu çok güzel anlatıyor. Her gün aynı günü yaşayan adam, sevdiği kadını etkilemek için onlarca şey yapıyor. Sonra fark ediyor ki kendisini gerçekleştirmediği sürece (Yani yeteneklerini geliştirip, kendini en iyi ifade edeceği şekilde yaşamadığı) kadın onun farkına bile varmıyor. Ne zaman ki adam donanımlı ve çevresine daha büyük katlı sağlayan, mutlu biri oluyor, kadın adamı fark ediyor ve ona aşık oluyor.

Bizi tüketim saplantısından kurtaracak tek şey, içimizdeki o müthiş yaşam enerjisini açığa çıkaracak yeteneklerimizi ortaya koymak;

Yani HAYATTAN ALMAK!

 

 
Toplam blog
: 56
: 1253
Kayıt tarihi
: 24.11.11
 
 

Gazeteci ..