Tüm dünyaya demokrasi dersi verdik!

Tüm AKP’li yetkililer kırdıkları potu düzeltmek için harekete geçtiler. Dünyanın dört bir yanına dağılan AKP’li politikacılar, bakanlar yaptıklarının nasıl da demokratik bir hareket olduğunu anlatmaya koyuldular.

Bunlardan birisi de Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu.

Sayın Bakan, özellikle Gezi Park eylemleri nedeniyle yaptıkları müdahalenin 1. Sınıf bir demokratik hareket olduğunu(!) üstüne vurgu yaparak söylüyor.

İngilizlerin dünyaca ünlü gazetesi The Guardian’a yazdığı yazıda; Politikalarının Türkiye'de birinci sınıf bir demokrasi yarattığını, Gezi protestolarının barışçıl çevreci bir hareket olarak başladığını ancak daha sonra şiddet ve aşırılık yanlısı grupların bu hareketin taleplerini gasp ettiğini söylüyor.

Sayın Davutoğlu çok haklı!

Normal sırtta taşınabilen yangın söndürme tüplerine benzeyen biber gazı tüpleriyle yetinemedikleri için, TOMA’ların depolarına bidonlarla boca ettikleri biber gazını halkın üzerine sıktıkları, polisin nişan alarak vatandaşın üzerine kapsüllü gaz sıkması, plastik fişek, normal silah kullanılması, insanları yerlerde sürükleme, polisin arkasına sığınan belli grupların polisin desteği ile vatandaşa çivili sopalar ile saldırması, hatta bir adım daha ileri gidip, 4.80cm.den nişan alarak insanın kafasına silah sıkmak, demokrasinin gereğidir.

Hem de 1. Sınıf demokrasinin!

Sahi biz 12 Eylül 2010 tarihinde yaptığımız referandumla, değiştirdiğimiz anayasa maddeleriyle ‘İleri Demokrasi’ye geçmemiş miydik?

O halde demokrasimizde geriye bir dönüş mü var?

Öyle ya ‘İleri demokrasi’ en üst, derecesiz bir demokrasi değil mi?

Şimdi Sayın Bakan Demokrasimizin 1. Sınıf olduğunu söyleyerek geri adım atmış olmuyor mu?

Sayın Başbakan’ın yerinde ben olsam, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nu derhal görevden alırım.

Onca çalış, çabala ülkeyi ‘İleri demokrasi’ye geçir, sonra çıksın bir bakan demokrasi’nin derecesini düşürsün!

Olacak iş mi?