Tüm okulları İmam Hatibe çevirmek isteyen vekilin torunu Fransız okulunda okumuş!

“Ele verir öğüdü, kendisi kırar söğüdü” diyen atasözümüz gerçekleşti…

Hani ‘tüm okulları İmam Hatip okullarına dönüştürme imkânı yakaladık’ diye atıp tutan bir milletvekili vardı hatırladınız mı?

Kim o mu?

Ne çabuk unuttunuz?

Onlarda zaten bunu bildikleri için böyle davranıyorlar.

Hani AKP Muğla milletvekili Ali Boğa vardı ya… İşte o…

Muhterem, gariban vatandaşın çocuğunu İmam Hatip okuluna göndererek, dinini öğrenmesini isterken, kendi çocuklarını veya torunlarını yabancı okullara gönderip, iyi eğitim almasını istiyormuş.

Sizin anlayacağınız, İmam Hatip okulları iyi eğitim vermiyor!

İmam Hatip okullarından çıkanlar, sadece iktidarın söylemlerine körü körüne inanıyorlar. İktidar partisinin tüm isteklerini sorgusuz sualsiz hayata geçiriyorlar.

Biz gelelim AKP milletvekili Ali Boğa’nın İmam Hatip Okulu sevdasının nereye kadar olduğuna:

AKP Muğla Milletvekili Ali Boğa’nın torununun, Fransız okulunda eğitim gördüğünü biliyor musunuz?

Milletvekili Ali Boğa’nın torunu için Fransız müfredatıyla eğitim veren Fransa’nın Türkiye’deki devlet okulunu seçmesi, Ali Boğa’nın şu sözlerinin ne kadar yavan, yalan olduğunu ortaya koydu. “Tarihini bilen, milletini seven, inancıyla barışık, küresel yenilik ve gelişmelere açık bir nesil yetiştirilmesi için bu açıklamayı yapıyorum” demesi abesle iştigaldir.

Hatırlarsanız AKP’li Ali Boğa, 22 Ağustos’ta seçim bölgesi Muğla’da katıldığı İmam Hatip Lisesi Mezunları ve Mensupları Derneği’nin pilav günü etkinliğinde, “Şu anda bir şans geçti elimize. Biz bütün okulları, elbette bu okulların kaydında kuydunda sayıyı artıracağız. Ama bütün okulları imam hatip okulu yapma şansını elde etmiş durumdayız. 4+4+4’ten sonra Kuranıkerim ve peygamberimizin hayatının seçmeli ders olmasından sonra bu şansımız var” diye konuşmuştu.

Ali Boğa’nın sözleri medyada, “4+4+4’ün gizli amacının itirafı” gibi algılanmış ve tepkilere yol açmıştı. Bizde dilimizin döndüğünce, parmaklarımızın yazdığı kadarıyla bir şeyler karaladık.

Bu kadar tepkiyi gören Ali Boğa; Hemen yazılı bir açıklama yaparak,“Bununla birlikte, imam hatip liselerine kayıt sayısının artırılmasının ve diğer okullarda söz konusu seçmeli derslerin teşvikinin tarihini bilen, milletini seven, inancıyla barışık, küresel yenilik ve gelişmelere açık bir nesil yetiştirilmesine yardımcı olarak Türkiye’nin geleceğine yarar sağlayacağı görüşümü muhafaza ettiğimi yineliyorum. Takdiri yüce milletimizin aziz vicdanına havale ediyorum” demişti.

Ali Boğa’nın torununun Fransız okuluna gittiğini duyan, gören ‘Aziz Milletimizin’ vicdanı çok rahatlamıştır!

Gelelim Ali Boğa’nın torununun gittiği okula:  Ali Boğa’nın torunu için tercih ettiği okulun, “imam hatipler” ya da “tarihini bilen, milletini seven, inancıyla barışık bir nesil yetiştirecek bir içerikle” de uzaktan yakından ilgisi bulunmuyor.

Ali Boğa’nın torunu, doğrudan Fransızca eğitim veren, müfredatının içeriği de tamamen Fransa tarafından belirlenen bir okulda öğrenim görüyormuş.

Bu nasıl bir anlayış diye merak ettiğinizi sanıyorum.

Ali Boğa’nın, Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarlığı’nda uzman olarak görev yapan kızı Tuğba Hatipoğlu’ndan torunu M.H. Ankara’da Fransa eğitim bakanlığına bağlı olarak Fransız müfredatıyla eğitim veren Charles de Gaulle Lisesi’nin (Lycée Français Charles de Gaulle) anasınıfından başlamış.

Milletvekili Ali Boğa’nın torunu, anasınıfına Charles de Gaulle’de başlamış ve ilk eğitim ve orta öğrenimini burada tamamlamış.

Bu okulun özelliği ne?

Charles de Gaulle, uzun yıllardır Ankara’da tamamen Fransa devletine bağlı olarak eğitim veriyor. Anasınıfından lise son sınıfa kadar öğrenci alıyor. Okulda anasınıfından başlayarak eğitim dili tamamen Fransızca.

Yani İmam Hatip okuluyla uzaktan yakından bir ilgisi yok!

Gelelim Ali Boğa’nın torununun niçin bu okula gittiğine:

Ali Boğa, Cumhuriyet Gazetesinin sorusu üzerine: “Amerika’da ya da başka ülkelerde imam hatip okulu yoksa biz ne yapalım? Fransız Okulu, diplomatlara dünyanın her yerinde gittikleri ülkelerde geçiş imkânı sunun bir okul. Torunum da babasının sürekli dünyanın her yerine gitmek zorunda olduğu için, eğitimde gittiği ülkelerde sorun yaşamasın istedi. Amerika, Afrika, Asya, dünyanın her yerinde muadili olan, her yerde geçiş imkânı sağlayan tek okul da bizdeki bu Fransız okulu. Dolayısıyla çocuğun gideceği ülkelerde intibak sorunu yaşamaması için bunu tercih ettik.” diyerek, günümüze uygun bir açıklama yapmış.

Görüldüğü gibi ‘Müslüman bir ülkede salyangoz satanlar, bu güzel ülkede milleti temsil ediyorlar!