Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

19 Haziran '08

 
Kategori
Haber
 

Tuncay Özkan haklı (mı)? Belgeler ortada. Basın özgürlüğü nerede?

Tuncay Özkan haklı (mı)? Belgeler ortada. Basın özgürlüğü nerede?
 

Sayın Melih Aşık 18 Haziran 2008 tarihli makalesinde Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç ile ilgili iddialara yer vermiş. Okumayanlar için aşağıda aynen aktarıyorum.

"İşçi Partisi’nin her gün bir başka yetkilisi basın toplantısı düzenleyerek Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç’ın yalan söylediğini o yüzden istifa etmesi gerektiğini bildiriyor...

Nedir mesele derseniz.. Efendim Aydınlık dergisi bir süre önce Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç’ın 1975-76 yıllarında yayımlanan İBDA-C’nin yayın organı "Gölge" dergisinin "Ankara temsilcisi" olarak görev yaptığını yazdı. Haşim Kılıç yaptığı açıklamada bu iddiayı yalanladı ve orada geçen H. Kılıç adlı kişinin kendisi değil, Hüsnü Kılıç adlı biri olduğunu söyledi.

İşçi Partisi dergi künyelerinin fotokopilerini yayımladı. Künyede açıkça "Haşim Kılıç" yazıyordu...

İstanbul’da yayımlanmakta olan İBDA-C’ye yakın Baran dergisinin 1 Mayıs 2008 tarihli sayısında da, Av. Ahmet Arslan, Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç’ın "12 Eylül öncesinde Salih Mirzabeyoğlu’nun başında bulunduğu hareketin yayın organı Gölge dergisinin Ankara sorumlusu" olduğunu yazdı.

İşçi Partisi kimsenin geçmişini yargılamadığını ama Kılıç’ın doğruyu söylemediği için istifa etmesi gerektiğini söylüyor. Haşim Kılıç son iddialara cevap vermiş değil... Ancak İşçi Partisi’nin takibinden çok sıkıldığı muhakkak... Savcıları göreve çağırması da sanılır ki özellikle bu yüzden..."

Beni Haşim Kılıç'ın kim olduğu değil ülkemin başında ki felaket ilgilendiriyor. Yangının södürülemeyişin de Türkiye'nin jeopolitik konumunun etkisi ilk sırada yer alıyor. Rüzgarın ne yönü belli ne zamanı. Bildiğim tek gerçekse hiç dinmediği... Bu millet bir gün uyanacak derken, en zayıf noktalardan bilinçli olarak her gün, organize bir şekilde mutlulukla başlayıp kabusa dönüşen ölüm uykusuna yatırıldılar. Birileri gelip öpecek uyanacaklar. Dilerim o öpen Ata'mın, şehitlerimin kemiklerini sızlatmaz..

Baran Dergisi'nin 1 Mayıs 2008 tarihli sayısını inceledim. İnanın aradığım habere ulaşabilmek için neredeyse gözlerim kapalı çevirdim sayfaları. Gördüğüm başlıklar ibret hatta ibret ötesi!!!!! Aradığımı buldum. Sizlerle de orjinal halini paylaşacağım.

Gelelim Tuncay Özkan'a. Bir okurumun uyarısı üzerine Haşim Kılıç'ın, 32.gün programında yalanladığı suçlamanın doğru olduğuna dair bir bilgi ulaştı ve ben onu araştırdım. Şimdi adama sormazlar mı; Tuncay Özkan'ı programa çıkartan kanal yöneticileri, ertesi gün Haşim Kılıç değil Hüsnü Kılıç diyerek, üstelik adamı bulup ropörtaj yaparken siz de mi benim ulaştığım bilgilere ulaşmamıştınız?

Sayın Tuncay Özkan'ı tüm Türkiye o programda izledi. Ertesi gün yayımlanan tv programında da söylediklerini ispatlayamamış durumuna daha doğrusu Haşim Kılıç'a iftira eden konumuna düşürüldü.

Şu an ise Melih Aşık, ekmek derdine düşen insanların evine gazete bile alamadığı bir ülkede köşesinde böyle bir makale yazmış, birileri onu okumuş, araştırmış.. Ya diğerleri? İşçi Partisi ve yöneticileri, CHP ve yöneticileri bu bilgi ve belgeler doğrultusunda bir basın toplantısı yapamazlar mıydı? Siz, özür dilerim mahallenin delisi olmaya neden bu kadar meraklısınız? Kurt politikacılar puslu havayı beklerken siz neden gün ışığında ortaya attınız kendinizi?

Şimdi ben soruyorum Sayın Tuncay Özkan'a? Bu haberi okuyup sizi haklı olarak düşünecek BİZ KAÇ KİŞİYİZ?

Saygılarımla.

 
Toplam blog
: 347
: 1365
Kayıt tarihi
: 31.10.07
 
 

İstanbul 25 Temmuz : /… İşletme tahsil ettim. Özel ilgi alanım olduğu için 2 yıl Psikoloji okudum..