Türban araç mı, amaç mı?

Sevgili Blog camiası! Sürekli cumhuriyetin, laikliğin, demokrasinin sorgulandığı günümüzde yıllardır çektiğim ve bire bir yaşadığım olayların derlemesi olan ve 15 Mart 2005’de kaleme aldığım bir yazımı paylaşacağım bugün sizlerle. Beni her ne kadar kötü anılarıma götürecek olsa da...

Ve biliyorum ki yaşıtım olan birçok kadın da o günlere dönecek, kendini bulacak bu yazının içinde. Üstelik hala yaşanan, tanık olunan hatta daha da palazlandırılarak Türk kadınını eskiden hapsedildiği dört duvar arasına mahkûm etmeye çalışan zihniyetin ayak sesleri gün be gün tepemize binerken.

Ve diyorum ki hiçbir gerçek; birebir yaşanmış, deneyimlenmiş gerçeklerden daha gerçek olamaz. Sevgilerimle.

Türban Amaç mı, Araç mı?
Eyyy kafasına türban sarıp da bugün sokaklarda eğitim hakkı istiyoruz diye yırtınanlar!

Eyyy verdikleri yalan yanlış fetvalar ve vaizlerle bir neslin kız çocuklarının eğitim hayatına ipotek koyanlar, onları cahil bırakanlar!

Eyyy bu ülkelerin camilerinde namaz kılmayanlar! Cami imamlarını Müslüman'dan saymayanlar!

Pastane açıp da bayanlarla tokalaşmayanlar!
Okulu, dershanesi, ibadethanesi ayrı olanlar!

Eyyy bu ülkenin ekmeğini yiyip de ülkeyi bölmeye çalışan zihniyetlerin maşası olanlar!

Yetti artık! Yüzyıllardır din üzerinden siyaset yaptığınız! Yüzyıllardır Türk halkının dini duygularını sömürdüğünüz, iğrenç siyasetinize alet ettiğiniz!

Siz her zaman bilimin, felsefenin, teknolojinin, düşünen insanın önüne çıktınız, karşısında oldunuz. Ama her ne hikmetse, bilimin nimetlerinden de yararlanan ilk siz oldunuz. Yıllardır milyonlarca aileye bu ülkenin liselerini, üniversitelerini kötülediniz ama siz kızlarınızı Amerikalar'da okuttunuz. Yani bugün eğitim hakkı diye üniversiteye türbanı sokmaya çalışanlar, koyun artık yüreğinizi ortaya da gösterin iç yüzünüzü. Bizim değil üniversiteye, ortaokula ve liseye bile gidemememizin, eğitim alamamamızın nedeni sizleriniz. Ailelerimizin kafasına soktuğunuz yalan yanlış fetvalar.

Ben şimdi sizden 25, 30 yılımı geri istiyorum. Sizin verdiğiniz fetvalar sonucu kırılan onurumu, gururumu, gasp edilen eğitim hakkımı geri istiyorum. Ben okutulmayan tüm genç kızların yüzyılını geri istiyorum. Verebilecek misiniz?

Sizlerin içine girdim, vaizlerinizi dinledim. Hani kadının sesini erkeğin duyması bile haramdı? Hani kadının tek görevi erkeğine kul köle olmak, çocuklarına annelik etmekti? Ne oldu, şimdi niye bu kavganız? Siz böylesiniz işte! Bir değil binlerce yüzünüz, her duruma uygun bir maskeniz var.

İnsanları kafasına öyle girmişsiniz ki benim zavallı annem olayları tersten görüyor. Hani şu türbanlıların, kendilerini demir parmaklıklara zincirleme olayı vardı ya! Sanıyor ki annem onu devlet baba yapmış, inanmayanlar yapmış. Bu arada sanmayın ki ben dine, dini eğitime karşıyım. Dinimi en az sizler kadar da iyi biliyorum. Zorla gönderildiğim kuran kursunda on beş günde Kur’an-ı Kerim’i öğrenmiş ve defalarca hatmetmiş bir insanım. Altmış üç yaşında Kur’an öğrenen annemin Kur’an-ı Kerim’i öğrenmesine katkıda bulunmuş bir insanım.

Şimdi soruyorum; Allah bir, Kur’an tek ise siz hangi hakla üçe-beşe–ona bölüyorsunuz? Neden camilerde namaz kılmıyorsunuz? Neden hu’cunuz ayrı, Nurcunuz ayrı, Süleymancınız ayrı? Neden Kur’an-ı Kerim’i kendi kafanıza göre icatlarla yorumluyorsunuz?

Yani üniversitelerin amacı bilimsel eğitim vermektir. Üniversitelerin amacı kendi ayakları üzerinde duran, kendine inanan, güvenen, kendini ifade edebilen çağdaş, modern Türk kadınını yaratmaktır. Bir toplumun ayakta kalabilmesini sağlayacak olan gelecek nesiler ise ve nesilleri yetiştirmek asli olarak annelere verilmişse, demek ki gelecek nesiller annelerin yetiştireceği çocukların, gençlerin eseri olacaktır. Ya karanlık, ya da aydınlık.

Onun için gerçek amacınız eğitim almak ise eğitim alın. Dini konularda eğitim almak istiyorsanız bu ülkenin okullardan çok camileri var. İmam hatipleri var.

Sonuç olarak nasıl camilere mini etekle girilip namaz kılınmıyorsa, nasıl tarlada çapa yapan kadın şalvar giyiyorsa, üniversitelerinde kendilerine göre bir kıyafet yönetmeliği var. Eğer sizin amacınız saçınızı, başınızı göstermemek ise, alternatif çözüm de sundular size. Peruk! Üstelik yüzünüzdeki o maskelerin üzerinde gayet hoş durur, ne dersiniz?

Biraz düşmanlık mı sezdiniz yazımda!
Ne yapayım bu yılların birikimi...

15 / Mart / 2005