Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

13 Eylül '10

 
Kategori
Basketbol
 

Turgay Demirel. Bir başarı öyküsünün perde arkasındaki kişi...

Turgay Demirel. Bir başarı öyküsünün perde arkasındaki kişi...
 

Turgay Demirel'i 20 yıldan fazla bir zamandır yakından tanırım. Türk basketbolunü bu seviyeye getirene kadar neler çektiğini de çok iyi bilirim. Kendisi uzun yıllar basketbol oynamış milli bir sporcumuzdur. En son Galasatasaray Basketbol takımının kaptanlığını yaparken, Amerikalı teknik direktörle anlaşamamış ve aktif sporculuğu bırakıp, ticarete atılmıştır.

1979 yılında temeli atılıp da ancak 1989 da açılışı yapılan Abdi İpekçi Spor Salonunun açılışında Turgay Demirel'in büyük emeği vardır. Çünkü o açılışı kendi şirketinin sponsorluğunda Amerika'nın meşhur basketbol takımı Harlem'i getirerek yaptırmıştır.

1992 yılında Türkiye Basketbol federasyonu başkanı seçildiğinde, bir amatör branş olan basketbolün bütçesi o kadar dardı ki, ne hakemlere ne de Milli takım teknik direktörüne ödenecek para vardı. Başkan seçildiğinde ilk iş olarak bir vakıf kurdu. O vakfa da ilk ve en büyük bağışı kendisi yaptı. Daha sonra Basketbol liginin isim hakkını sattı. Sponsor arayışlarında bulundu ve hatırı sayılı sponsorlar buldu. Vakfa yatırılan paralar ise tamamen basketbol için harcandı. Ancak ülkemizde iyi iş yapanlar ne yazık ki her zaman taşlanırlar. Birileri ortaya usulsüzlük iddiaları attı. Bu paralar nereden geliyor? Nereye gidiyor? diye ihbarlarda bulunuldu. Turgay Demirel bütün bunları zamanın Beden Terbiyesi Genel müdürü ve spordan sorumlu Devlet Bakanının bilgisi altında tamamen basketbolu geliştirmek amacıyla yapmıştı. Mahkemelerde bu işler için defalarca ifade verdi. Ancak hiç bir usulsüzlüğü görülmedi ve sonunda beraat etti. Hatta son federasyon seçimlerinden birinde rakibi bile bu konuyu seçim malzemesi yaptı. Sonunda seçimi kaybeden rakibi, başka bir güç tarafından Futbol federasyonu genel sekreteri yapıldı.

Federasyon başkanlıkları fahridir. Yani federasyon başkanı yaptığı iş karşılığında hiç bir ücret almaz. Ama başkanlık ateşten bir gömlektir. İnsanlar bu işi ancak sevdikleri için yaparlar. Turgay Demirel Basketbol'un, özerkleşmesi için de büyük çaba sarfetti. En sonunda da amacına ulaştı. Şimdi sponsorları, gelir ve giderleriyle geniş bir bütçeye sahip olan federasyon sayesinde Türk basketbolu da büyük başarılara imza attı.

Bunların dışında yönetmeliklerle değişiklikler yaparak, basketbolcu yetiştiren kulüplere yetiştirme hakkı karşılığı olarak kendi kulüpleriyle 5-7 yıl arası sözleşme yapma şartı getirildi. Külüplerin alt yapısına önem verilmesi konusunda kulüplere destek oldu.

Turgay Demirel FİBA da da çeşitli görevler aldı. En son olarak da FİBA'nın Avrupa Başkan yardımcılığı görevinde bulundu. Onun başkanlığı döneminde 2001 Avrupa Şampiyonası ve 2010 Dünya Basketbol şampiyonasına ülkemiz ev sahipliği yaptı. Her iki şampiyonada da Basketbol Milli takımımız büyük başarı göstererek gümüş madalya sahibi oldu.

Bu görevleri sırasında kendisi basın tarafından ağır eleştirilerle karşılaştı. Eski yazarların isimlerini yazmak istemiyorum ama en son Gülcan Bilgiç ile isimleri Öç ve Hınç'la başlayan kardeş spor yazarları gerek kendisini gerekse Teknik Direktör Tanjeviç'i yerden yere vurdular. Avrupa'da başarı gösteren Türk teknik direktörler varken neden Tanjeviç de ısrar ediliyormuş? gibi yıkıcı tenkitler yapıldı. Hele spor yazarı Gülcan Bilgiç FİBA Avrupa başkanlığına adaylığını koyan Turgay Demirel seçilemeyince resmen bayram yaptı! Alaycı ifadelerle yazılar yazdı.

Zaman zaman Turgay Demirel'e "Neden bunlara cevap vermiyorsun?" dediğimde "Boşver, cevap vermeye değmez" deyip geçiyordu.

18 yıldır Basketbol federasyonu başkanlığı görevini sürdüren, 6 yıldır da aynı Milli takım Teknik direktörü ile çalışan Basketbol federasyonunun en son başarısı da hep birlikte izledik.

Şimdi görevi 2012 yılında bitecek olan Turgay Demirel'in tek bir hedefi kaldı. O da Milli takımın Olimpiyatlara katılmasını sağlayarak orada da başarı elde etmesinde katkıda bulunmak.....

Kendisi bütün bu sıkıntılara rağmen kamuoyuna bir şikayette bulunmadı. Sadece özel sohbetler sırasında sıkıntılarını dile getiriyordu. Belki bunları yazdığım için bana sitem edebilir. Ama ne yazık ki haksızlıklara tahammül edemiyorum. Bu yüzden de bunları yazma gereğini duydum.




 
Toplam blog
: 974
: 3444
Kayıt tarihi
: 16.01.07
 
 

2017 Basın özgürlük endeksine göre 180 ülkeden 155. sırada olan ülkemizde yemek tarifleri  ve tel..