Türk Futbolu'nun yeni sezonu

2012-2013 SEZONUNDA NELER YAŞANDI?

Ne güzel bir futbol ülkesiyiz. Geçen sezonu düşünüyorum da, biz futbol üstü bir futbol ülkesiyiz.

Birlikte düşünmeye başlayalım.

Kulüp yöneticileri, futbolcular ve  menajerler çete kurmuş, kurdukları bu çetelerle şike yapmışlar, şike için başkalarını tehdit etmişler ve tüm bunlar yapılırken izlenmişler ama yine de yapmalarına müsaade edilmiş. Sonrasında ise birden (!) bu kanıtlar kullanılmak istenmiş. İlk defa şike yapılıyormuş gibi yapılarak bu çete üyelerinden bazıları yargılanmış ve ne hikmetse kimse ceza almamıştı.  Futbol ülkesinin güzelliklerine bak.

Ne güzel!

Biz o arada gönül verdiğimiz renkler için televizyon karşısında, türbinlerde, orada burada kahır oluyorduk. Birbirimizin başının etini yiyorduk. Benim tuttuğum takım en şerefli ve en haysiyetli kulüp kavgası değildi bizimki. Bizimkisi; bu maçı nasıl kazandık sataşmaları, hakeme mahkeme kurma, teknik direktöre nasihatler ve bir futbolcunun sülalesinde dolanma şeklindeydi.

Genç bir arkadaşımız kalbinden bıçaklandı ve öldü. Spor programları basıldı. Televizyonlarda birbirini tehdit edenler oldu. Saha içinde birbirinin boğazına sarılanlar çıktı. Teknik direktörler sahada agresif türbinde duygusal anlar yaşattı.

Hepsi sağolsunlar!

Geçen sezona dair tek sevinebildiğim olay, Galatasaray’ın Şampiyonlar Ligi’ndeki ve Fenerbahçe’nin de eski adıyla Uefa Kupası’ndaki başarılı performansı oldu. Bunların dışında 2012-2013 sezonunda futbol kültürümüze katkı sağlayacak tek bir gelişme bile olmadı.

Umarım bu sene her şey çok daha farklı olur.

2013-2014 SEZONUNDA FUTBOLUN DURUMU NE OLACAK?

Klasik bir söylemle konuya giriş yapayım. Burası Türkiye! Eğer bu ülkede olayların hangi yönde ilerleyeceğini az biraz kestirmek mümkün olsaydı bunu sizinle paylaşmaktan mutluluk duyardım. Ama inanın kestiremiyorum. Şimdilik gönlümden geçenlerden bahsedebilirim.

Hani geçen sezon yaşananlar yaşanmasa,

Hani meydanlarda ve miting alanlarında farklı formalar giyip yan yana yürüyebilenler, statlarda da yan yana oturabilseler,

Kulüp başkanları, saha dışından daha çok saha içiyle ilgilenseler ve genç futbolculara daha fazla destek olsalar,

Teknik direktörler, saha kenarında ve maç sonrası röportajlarında, futbolcularını gerebilecek hareketler yapmaktan kaçınsalar,

Futbolcular, saha içinde ve dışında yaptıklarına ve söylediklerine, bir holigan gibi değil de bir insan gibi özen gösterseler,

Taraftarlar, futbolun ve destekledikleri renklerin her şeyden önce onurlu duruşunu sorgulasalar ve futbol kültürümüzü geliştirmeye hizmet etseler,

Liderlerimiz, futbol kültürümüzün gelişimine katkı sağlayacak yasaları hazırlasalar ve bu yönde faaliyetlerde olsa,

Medya, futbolun reklam ve gerginlik tarafından çok güzel yanlarını gösterse, televizyonlarda bağırılmadan ve tartışma üslubuna dikkat edilerek programlar yapılsa,

Biz de keyifle ve kahrolmadan, böyle güzel bir futbol sezonu geçirdikten sonra ülke olarak başarımızı tebrik etsek

Fena mı olur?

Fena olmaz ama bu dediklerim de olmaz. Çünkü bir sene önce futbol için adam öldürülen bir memlekette, bir sene sonra bu isteklerimin yerine gelebilmesi mucizeden öte bir durumdur. Değişim zaman isteyen bir kavramdır. Futbol kültürünün yerleşmesi için sert uygulamalar olmalı.

Spor Bakanlığı, Futbol Federasyonu ve bütün sorumlu kurumların samimiyetine ve kararlılığına ihtiyacımız var. Cezaysa ceza! Futbolla yatıp futbolla kalkan bir ülkede, futbolu kirleten her türlü unsur cezalandırılmalıdır. Kimsenin futbol aşkımızı baltalamaya hakkı yok. Konuşarak ve anlatarak bir yere varmadığımızı gördük. Bundan sonra verilecek her türlü adil cezanın, sonuna kadar arkasında duracağım. Ayrıca bu sene uygulanmasını istediğim yeni cezaları ele alacağım bir yazımı, önümüzdeki günlerde sizlerle paylaşacağım.

Futbolu çok ciddiye almayacağımız ama doyasıya keyif alacağımız bir sezon olsun.

Yeni sezon hepimize hayırlı olsun.