Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

05 Ağustos '10

 
Kategori
Futbol
 

Türk futbolunun acı gerçekleri....

Türk futbolunun acı gerçekleri....
 

türkfutbolu.net


Yandaki fotoğraf Fenerbahçe'nin 1988-1989 yılı kadrosu. Hani Türkiye Kupası'nda ilk yarıyı 3-0 yenik bitirdiği Galatasaray maçının ikinci yarısında 4 gol atarak maçı 4-3 kazanan takım. Bu takımdaki üç futbolcuya dikkatinizi çekmek isterim. Bunlar Rıdvan Dilmen, Oğuz Çetin ve Aykut Kocaman. Bu üç futbolcu da yıllarca Fenerbahçe'de top koşturdular. Oğuz ve Aykut daha sonraki yıllarda takımdan koparılmasına rağmen yine de Fenerbahçe'nin efsanevi futbolcu arasında yerlerini aldılar.

Ancak yukarıda söz ettiğim üç futbolcu daha sonra Fenerbahçe'de teknik direktörlük yaptılar ve bu görevlerinde ise hem kendileri, hem kulüp hem de taraftarlar hüsrana uğradılar.

Rıdvan Vanspor'u birinci lige çıkardıktan sonra, Oğuz Çetin, Mustafa Denizli'nin sezon ortasından ayrılmasından sonra, Aykut da geçen yıl Daum'un yerine teknik direktörlük görevine getirildiler. Aykut Kocaman henüz yeni olmasına rağmen bu son maçtan sonra takım için bir umut olmaktan çok uzak görünüyor.

Aynı şekilde Galatasaray'da gözde futbolcu olarak sivrilen Hagi, Bülent Korkmaz ile Beşiktaş'ın vazgeçilmezleri arasında yer alan Rıza Çalımbay ve Ertuğrul Sağlam da futbolcu olarak top koşturdukları kendi kulüplerinde teknik direktör olarak başarılı olamadılar.

Şu anda Türk futbol piyasasında yabancı teknik direktörler dışında teknik direktörlük ve antrenörlük meslekleri eski futbolcular tarafından neredeyse mafyavari bir şekilde parsellenmiş durumda. Spor akademilerinden mezun olan ve bu mesleği bilimsel olarak öğrenen kişiler bu piyasada iş bulamıyorlar. Bir futbolcu eskisi, bir takıma gittiğinde hiç bir özelliği olmayan eski bir takım arkadaşını yardımcı olarak yanına alıyor. Böylelikle de bizim mektepli olarak tabir ettiğimiz akademi mezunları başka alanlarda iş aramak zorunda kalıyor. Ondan sonra bazı tesadüfi başarılar dışında Türk futbolu neden ileri gitmiyor diye her kafadan bir ses çıkıyor.

Aynı konu iletişim fakülteleri için de geçerli. Gazetecilik ve habercilik alanında yetişen bu gençler de spor alanında iş bulamıyorlar. Çünkü burada da televizyonlar ve gazeteler futbolcu veya hakem eskileri tarafından parsellenmiş durumda. Bu kişiler yüksek ücretlerle görev alırken bu alanda üniversite bitirmiş gençlerimiz de iş aramaya devam ediyorlar ama ne yazık ki bu alanda bir şansları olmuyor.

 
Toplam blog
: 974
: 3444
Kayıt tarihi
: 16.01.07
 
 

2017 Basın özgürlük endeksine göre 180 ülkeden 155. sırada olan ülkemizde yemek tarifleri  ve tel..