Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

09 Haziran '14

 
Kategori
Sosyoloji
 

Türk Kürt savaşı

Türk Kürt savaşı
 

Klasik laflardan bıktığınızı biliyorum. Bu coğrafyada belli başlı sözcükleri o kadar beynimize kakar gibi tekrarladılar ki hepimiz bıktık.

Egemen güçler, Emperyalistler, Derin devlet, Siyonistler, Tapınakçılar, Paralelciler, Örgütçüler, PKK, sözün bittiği yer falan filan

Artık gelinen noktada bunların hiçbirinin bir anlamı yok. Kimin istediği artık umrumuzda bile değil. PKK maşasını her kim tutuyorsa ülkede iç savaş çıkarmayı kafasına koyduğu kesin. Geçenlerde askeri bölgedeki Türk bayrağını indirmenin başka hiçbir açıklaması yok.

O direğe tırmanan kişi öldürülmesi için oraya gönderilmişti. Büyük olasılıkla amaç bayrak indirmek bile değildi. Amaç bayrağın indirilmesine çalışılması, dolayısıyla o kişinin öldürülmesiydi.

O kişi ölecek, sonra halkın arasında "Asker masum sivillere ateş açtı" denilecek ve böylece yoktan bahane yaratmakta mahir teröristler kanlı eylemleri için bir bahane daha üretmiş olacaklardı.

Ancak artık bence bunların da bir önemi yok. Beyni olan herkes bu işin hangi amaçla gerçekleştiğini ve son derece planlı şekilde gerçekleştiğini bilir. Eminim o direğe tırmanan kişinin ölmemiş olması herkesin canını sıkmıştır. O bayrağa aşık olanların da canını sıktı, onu oraya ölüme gönderenlerin de...

BDP'nin bir iç savaş çıkarmak üzere almış olduğu emirleri yerine getirmeye başladığını görmemek için sanırım kör olmak gerekir.

Önce adamlarının öldürülmesi için "Barış sürecinde(!)" Türk askerine kurşun sıkmaya devam ettiler. Böylece Türkler kendilerine kurşun sıkıp adamlarını öldürecekler ve "Türkler barış istemiyor" diye ağlayıp cahil bıraktıkları halka daha fazla kin ve nefret saçabileceklerdi.

Türk askeri herkesin canını çok sıksa da buna cevap vermedi. Ne kadar canımızı çok yaksa da...

Sonra bu işe yaramayınca yok kesmeye, hendek kazmaya başladılar. Hem de kameraların önünde ve silahlı militanlarca, gündüz vakti (!). Yani yeryüzündeki tüm devletler gibi egemenliğine açıkça meydan okuyan üç beş teröristi öldürülmeleri için o yollara gönderdiler. Yine karşılık verilmedi.

Son olarak bir konuda küçük bir başarı elde ettiler. Yol kesme eylemi sırasında jandarmaya el bombası atılınca askerin karşılık vermesiyle iki terörist öldürülünce istediklerinin bir kısmını aldılar. Hemen BDP il ve ilçe teşkilatlarından sokaklara adamlar fışkırırcasına çıkıverdiler.

Asıl amaca doğru yönelmek burada mümkün oldu. Silahlı yüzlerce askerin olduğu bir kışladaki bayrak direğine tırmanan bir intihar komandosu öldürülmek için direğin tepesine yollandı. Ancak yine öldürülmedi ve hayali kurulan çatışma çıkmadı bir türlü.

Peki daha nereye kadar sabredilecek? Her türlü eylemi geçiyorum. BDP'nin Türk askeri öldürme planları, PKK'nın ülkeyi milyonlarca insanın toplu olarak ölmesine neden olacak kanlı bir iç savaş için can atması ve tabi ki PKK maşasını tutan ellerin avuçlarının içini ovuştura ovuştura keyif içerisinde olanları izlemeleri...

Bu dakikadan sonra malesef kimse kan akmasını engelleyemez. Anlaşılmıştır ki bu Kürtler, kendilerini ölüme sürükleyen insanlara isyan etmedikçe (pek öyle bir niyetleri de yok gibi görünüyor) bu kanın akması kaçınılmaz görünüyor.

Çünkü birilerinin onları süslü püslü "özgürlük, devrim, mücadele, direniş" sözcükleriyle kandırıp beyinlerini bir güzel yıkayıp ölüme gönderme konusunda oldukça planlı davrandıkları kesin.

Daha önce defalarca yazdım (Çözüm Süreci Yazı Dizisi). Bu bölgede kurulacak Kürdistan milyonlarca Kürdün bugün, bugün değilse bile yarın kesinlikle öldürülmesiyle sonuçlanacaktır. Irak böyle yok oldu. Bu kadar verimli bir coğrayfayı 700.000 kişilik ordusu ve 2000 yıllık devlet geleneği olan Türklere, yine 2000 yıllık devlet geneleği ve dev bir ordusu olan İranlılara bırakmayanların kışladan bayrak çalıp yol kesip kimlik soranlara bırakacağını düşünmek geri zekalılık olur.

O örgütü dağda besleyenler zamanı gelip bu topraklara açıktan çöreklenmek istediklerinde PKK ve onun sözde "özgürlüğü" olmayacaktır. Elleriyle o coğrafyayı kendilerini yönetenlere altın tepsi içerisinde sunacaklardır.

Olan da onların peşinden gaza gelen ve bu yüzden öldürülecek olan milyonlarca Kürde olacaktır. Azıcık yakın tarihe bakınca bu senaryonun onlarca kez uygulandığını görebilirsiniz. Sadece Irak'ın kuruluşuna ve bugününe bakmak yeterli olacaktır. Ya da İran'a, Suriye'ye, Yemen'e, Libya'ya, Mısır'a, Lübnan'a ya da Fas'a veya Cezayir'e...

Velhasıl kelam, Allah akıl fikir sahiplerini uyarmıştır. Sürekli de uyarmaktadır. Bu saatten sonra hala uyanan olmadığına göre artık kan akması kaçınılmaz görünüyor. Bunu biz yapmasak da bugün bayrak indiren yarın silahlı gruplarla kışlaları basmayı deneyecektir. Başaramamaları önemli değildir. Ölmeleri yeterlidir. Zaten istenen de budur.

Bu saatten sonra benim insanlara yazacak birşeyim yok artık. Yalnızca Allah kan akıtmak isteyenlere, akacak kandan çıkar bekleyenlere, çatısı altında yaşadığımız devletimizi yıkarak milyonlarca Türk ve Kürdün yok olmasına sebep olacakların gazabını üzerinden eksik etmesin, şiddetiyle yağdırsın diyorum.

Bugün televizyonlardan "Özgürlük, kardeşlik, eşitlik" diye bağıranlar milyonlarca insanın ölümünden sorumlu olarak Allah'ın huzuruna çıktıklarında Allah'a nasıl hesap verecekler çok merak ediyorum. Kameralar, kendilerini destekleyen devletler ve geleceklerini karartıp beyinlerini yıkadıkları sempatizanları olmadan mizanda ne hesap verecekler merak ediyorum.

Dediğim gibi bu saatten sonra ok yaydan çıkmak üzeredir ve her an çıkabilir. Öyle sanıyorum ki çıkacaktır da. Allah bundan sonra ülkemizin ve mazlumların yardımcısı olsun. Allah bizi, tüm ülkemizi yalancı ve zalimden korusun.

 
Toplam blog
: 352
: 2915
Kayıt tarihi
: 05.06.10
 
 

Jack Amca, düşünsel dünyasındaki gelişmeleri dışa vurmak niyetiyle başladığı yazı yazma sevdasına..