Türk resminde dayatma arzuları

Ankarada Sanat Sevenler Derneğinde Bedri baykam'ın açmış olduğu ilk sergiye gelip kovboyları (!)izlediği andan itibaren Türk resim sanatını dikkatlice izleyen iyi bir kolleksiyoncu ve kenarından müzayedeci olan benim eleştirilerimi nasıl karşılayacağınızı merak ediyorum.

Ressamların yayınladığı bildiriyi dikkatlice okudum.Çıkardığım sonuçlar şöyledir;

-Galericilerce yıllarca yüksek keyfi fiyatlara kolleksiyonerlere satılan resimlerin Galerilere geri gelmeye başladığını ve satış fiyatlarının beşte birine müzayedelerde satılan eserlerin galericilerin başına bela olmaya başladığını hissediyorum

-Piyasa oluşturmak için 300-500yüzbin dolara sergilere eserini koyan ama el altından üç-beş bin dolara kendisi satan sanatçılar var .Bu sanatçılar(!)çok rahatsızlar.

-1996da Sotheby's Müzayede evinde satışa çıkan eserlerine tek bir bayrağın kalkmamasından ders almayan ama Türkiyede de hala kaza eseri satışları hariç eser satamayan sanatçıların son birkaç ay içerisinde bazı yeni ressamların eserlerinin değerlerini bulmasıyla kıskançlıkların yaşandığını anlıyorum

-"""Serbest rekabet Piyasasında Cari fiyat teşekkülü""" üniversite birinci sınıflarda Ekonomiye giriş dersinde öğretilen en basit ekonomik kuraldır.Bu kural ""Narh""olgusunu reddeder.Dernek bu konuda sanırım eksik bir eğitime sahiptir.

-Bu ülkede bir müzayedede , resmi kendi atölyesinden sattığı fiyatların 3-4katına yükselen ressamlar bile akıllıca davranarak kendi atolye fiyatlarıyla satmaya devam ederken dernek mensuplarının gerçekçi olmayan fiyatları ""dayatması""bildiriyi okuyanları gülümsetmektedir.

-Bahsedilen akılalmaz boyuttaki zarardan kasıt ""sanatseverlere"" Van Dogeeen ya da bir Paul Signac fiyatına bir """"Mironun kötü bir taklidini"""" satmaktan geri bıraktırılmaksa burada konuşulması gereken kavrama ""zarar ""değil "sanatseveri koruyucu hekimlik""demek daha doğru olmaz mı?

-Eserleri ""Normal fiyatıyla alan sanatsever""" sözünüzün ""hiçbirşeyden haberi olmayan ve galeri danışmanlığı isteyen SAF kolleksiyoner""olarak değiştirilmesi daha doğru olması gerekmektedir kanısındayım.

-Dünyada yapılan birçok uygulamayı örnek gösteren dernek bildirisi dünyada yapılmayan bir uygulamaya dayanarak ""müzayede öncesi ressamı arayarak fiyatın belirlenmesinin istenmesi""kavramını dayatmaya çalışarak çelişkiye düşmektedir.

-Demek ki;Bir eseri kişisel galeri ilişkileriyle tutturabildiği en insafsız fiyata en yakın arkadaşım dediği kolleksiyoner adayına satanlar dernek bildirisinin üslubuyla"""onursuz ""konuma düşmemekte ve """Türk sanatının geleceğini tehdit etmemekte"" ama sanatseverin beğenisiyle sanat eserinin ederini en gerçekçi ortamda birleştiren müzayede firmaları bu duruma düşmektedirler.

Yani kolleksiyonerin kazık yemesini önlemek çok onursuz bir şeydir :-)))ve Müzayede evleri sanatçı-galerici ikilisinin sanatseverleri istedikleri şekilde kazıklamasında suç ortağı olmalıdırlar.

Sizce de komik değil mi?

-Bazı galericilerin bu tür çabaları , gayretleri sayesinde sanat tabana yayılamamıştır .

Birazcık dikkatli iseniz gözünüzden kaçmayacaktır.

Bildiriye imza atanlarlardan başka sanatçı başka ressam başka galerici yokmuş gibi davranmak hoşlarına gitmektedir.nerede diğer galericiler nerede diğer garibim ressamlar .

Kerameti kendinden menkul şeyh gibi olan galericiler düzenledikleri fuarlara bile sadece kendi mantık çizgilerindeki ressam ve galericileri çağırarak ressamsın/ressam değilsin ayrımcılığıyla standları kafalarına göre ayrıma tabi tutmaktadırlar.

-Gerçek şerefli galericilik sattığınız fiyatın arkasında durmaktır.Zaman içerisinde resmi %20-30 eksiğine herzaman geri alabilme veya takasa sayma dürüstlüğünü gösteremeyenlerin ortada yalancı pehlivanlık yapmaları herkesi kahkalarla güldürmektedir.

-Galerici ve ressamlarımızı kendilerinin çalıp kendilerinin oynadığı bir düzeni kurma çalışmaları sırasında başkalarını da kendi düzenlerinde oynatmaya çalışmaları da komiktir.