Türkiye' de nükleer enerjinin tarihsel serüveni...

Ülkemiz dünyadaki gelişmiş toplumlara ayak uydurmak için her konuda olduğu gibi Nükleer enerji konusunda da girişimlerde bulunduğu tarihsel bir gerçek.

Ancak, bu ülkeyi yönetenler her konuda olduğu gibi bu konuda da yaram yamalak iş yapmaları yüzünden bir sürü kaynak, yok fizibilite çalışmaları, yok yer seçimi gibi konulara heba edilmiştir.

Bir işe kalkışıldığı zaman, o iş ciddiye alınıp, gerekli çalışmalar yapılarak, en kısa sürede yapılmalıdır. Yıllardan beri ayrılan kaynaklar boş yere heba edilmiştir.

Ha şu anlaşılmasın. Nükleer enerjiye hiç de sıcak bakmıyorum. Ancak bu ülkenin kıt kaynaklarının boşa heba edilmesine de gönlüm razı gelmiyor.

Gelin Türkiye’nin Nükleer Enerji tarihine bir bakalım:

Türkiye'nin ilk nükleer macerası 1960'larda ortaya çıkmış.

O dönemde birçok ülke nükleer santral inşaatına başlamıştı.

1960'da ABD Jüpiter füzelerinin konuşlandırılması için Küçükçekmece'de 1 MW gücünde bir araştırma reaktörü kurmuştu.

ABD ve İspanyol firmalar reaktör kurulması yönünde fizibilite çalışmaları yapmıştı.

400 MW gücünde bir santral projesi hiç başlamadan rafa kalkmıştı.

Aradan 14 yıl geçtikten sonra bu kez 1974 yılında Mersin Akkuyu da bir nükleer santral kurulması konusu gündeme geldi.

Yine süreç başlatılamadı. Yani başlamadan bitti!

1980'li yıllarda Turgut Özal nükleer santrali Türkiye'nin gündemine yine soktu.

Uluslararası firmalar Türkiye'ye davet edildi.

Fakat şirketler yap-işlet-devret modeliyle santral yapmaya yanaşmadılar.

En son ise 1998-2000 yılında Bülent Ecevit Hükümeti döneminde Akkuyu'da nükleer santarl kurulması için ihale açıldı.

İhaleye üç konsorsiyum katıldı.

ABD-Japonya ortaklı Westinghouse-Mitsubishi Konsorsiyumu yanına Türkiye'den Enka ve MNG'yi aldı.

NPI Konsorsiyum'unda Alman Siemens, Fransız Gecalsthom'un yanında Garanti-koza ve Tekfen İnşaat vardı.

Kanada Konsorsiyumu'nda ise Türk olarak Bayındır, Güriş ve Gama yer alıyordu.

25 Temmuz 2000'de Ecevit, 'ekonomik değil' diyerek nükleer santral projesini bir kez daha rafa kaldırdı.

Aynı dosya bu gün bu iktidar döneminde yeniden açılarak, bir değil iki projeyi hayata geçirmek için kaynak ayırmaya başladılar.

Bildiğim kadarıyla, projenin birisi Sinop ilinde diğeri de Mersin Akkuyu beldesinde olacakmış.

Düşünün bir kere, bu zamana kadar bir santrali bile yapmayı beceremeyen bir ülke, iki nükleer Enerji santralini birden kuracak olması, inanılacak gibi değil.