Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

27 Aralık '14

 
Kategori
Ekonomi - Finans
 

Türkiye daha çok tasarruf edebilir mi?

Türkiye daha çok tasarruf edebilir mi?
 

Sevgilim, Sende para oldukça, O benim için önemsizdir. Seni seviyorum!


Türkiye daha çok tasarruf edebilir mi? 

Türkiye'nin gelişmiş ekonomilerle aradaki farkını kapatması için en fazla %3 kalkınma hızı sağlıyan 2014 itibariyle mevcut  %12 tasarruf oranının değil, %7'ler düzeyinde kalkınma sağlayabilecek (%4.5 tasarruf %1 kalkınma hızı sağlıyor) %30 üzerinde (%4.5x7=%31.5 tasarruf ) tasarruf yapması gerektiği bilinmektedir. Ayrıca gelir=gider+tasarruf eşitliğinde geliri borç alarak artırmak  ve yatırımları  artırılmış gelir= gider+tasarruf+alınan borç eşitliğine dayanarak yatırımları artırmak ve %7 kalkınma hızlarını devam ettirmek fikri son on yıldır uygulanmaya çalışılmaktadır. Ancak alınan borç bir takvime göre faiz dahil ödenmek zorundadır. Borç geri dönüşü olmayan alanlarda heba edilirse, verimsiz alanlarda yatırım yapılırsa  zaman içinde sıkıntı artmaktadır.

Türkiye'nin durumunu anlatmak için alınan borçların ve yapılan tasarrufun Devletçe uygun yatırım alanlarında kullanılmadığından bahsedilebilir.

Türkiye İstatistik Kurumu 2014  Haziran rakamlarına göre 15-64 yaş arası yaklaşık 60 milyondur. İşgücü 30 milyon, işsiz sayısı 2.7milyondur. Gerçek işsiz sayısının çok daha fazla olduğu söylenmektedir. İşgücüne dahil olmayanlar 27.7 milyondur. Çalışan kesim 26.5 milyondur. 76 milyon nüfusun, işgücüne dahil olamayanları tasarruf yapamayacaklarından tasarruf yapacak kesim çalışan kesim olacaktır. Bu kesimin belirli bir kısmının da geliri az olduğundan tasarruf yapamadığını biliyoruz. Bu çerçevede aşağıdaki önerilerin özel sektör ve kamuda dikkate alınmasının faydalı olabileceğini kıymetlendiriyorum.

I. Birinci temel sorun çalışan sayısını erkek ve kadın artırmak bu amaçla yeni iş alanları açmaktır. Bunun için inşaat sektörü desteklenmektedir. Ancak bu destek ihtiyacı olanların eve kavuşmasına yeterince yardımcı değil, sadece işsizliği azaltıcı niteliktedir. Kâr tutkusu olanlar 2-3 yıl içinde kolay geri dönen yatırım olarak sektörü tercih ediyorlar ve bu sektörde orta üst gelir grubuna hitap eden arz fazlası satılamayan konutlar vardır. Yıllık konut ihtiyacı ortalama  600bin, sektörde çalışan sayısı 1.8-2.0 milyon kişidir. Sektörün alt gelir grubu ihtiyaçlarını karşılayacak düzenlemeye ihtiyacı vardır.  TOKİ 2014 yılına kadar yaklaşık 615bin konut ürettiğini 2014 yılı konut ihtiyacının 814bin tahmin ettiğini belirtmektedir.

Üretime yönelik diğer sektörlerin desteklenmesi, bu sektörlerin ürettiklerinin ithalata gerek kalmayacak şekilde fiyatlarının Dünya fiyatlarıyla rekabet edebilecek düzeyde ve yeterli kalitede olmasının sağlanması önemsenmelidir. Bunun için şirketlerin verimli çalışmaları ve ihracatın teşviki gereklidir. Bu yaklaşım her sektörün değil ihtiyaç duyulan önemli sektörlerin geliştirilmesi ve verimliliklerinin artırılmasını gerektirmektedir. Bu konuda Hükümet uzun vadeli seçimler yapmalı ve bunu topluma açıklamalıdır. Çok sayıda seçim yerine belirli hedeflere odaklanmak ve önce bunları  geliştirmeye çalışmak ve teşvik daha  faydalı olabilir.

Kaliteli ve ekonomik ürüne sahip olmak için; malzeme , eğitilmiş insan gücü, makine, enerji altyapısı, üretim süreçleri gibi tüm girdilerin geliştirilmesi şarttır. Özellikle eğitim sisteminin bu amaçlara cevap vermek üzere geliştirilmesi elzemdir.

II. Hizmet sektöründe gelişim alanları seçilmelidir. Örneğin tıbbi hizmetin komşu ülkeleri kapsayacak düzeyde geliştirilmesi iyi bir amaçtır. Ancak konulan kurallar sektörün hizmeti üretmesini teşvik edici olmalıdır. Doktorlardan, sağlık görevlilerinden maksimum verimi almak, ilerlemeleri için eğitim teşvikleri sağlamak, performans isteklerinin sebep olduğu sıkıntıları yok etmek, hastaya insan olduğunu hissettirmek  ve O'nu ticari bir varlık olarak görüp sömürülmesini önlemek, sistemde bürokrasi yaratmak yerine suistimal yapanları  cezalandırmak ve sektörde ehil olma, işe layık olmayı öne almak ve siyasal tercihleri minimize etmek faydalı olabilir. 

Tıbbi hizmet alanı dışında Türkiye bilgi sistemleri uygulamalarında Hindistan gibi servis veren bir ülke olabilir mi? Bu alanda başarılı olmanın gerekleri ortaya konmalı ve desteklenmelidir. Bu sektöre yatırımı  bir bilgisayar temini olarak görmek yanılgıdır. Tüm Türkiye çapında altyapı yatırımları, eğitim, güncel bilgiye sahip uzmanlar, dünya çapında yapılan çalışmaların takibi, kapasiteli sunucular, yazılımlar, hukuksal düzenlemeler, bilgi sistem güvenliği önemlidir.  

Turizm alanında yenilikçi, müşteri memnuniyetine ve ekonomik olmaya önem veren bir yaklaşım sergilenmelidir. Türkiye komşularının rahatça gelip, kaldığı hoşgörüsü ve güvenilirliği yeterli bir ülke olmalıdır. Öldürülen, alkol, gıda zehirlenmesine maruz kalan, tartaklanan  bir turist bir daha gelmez ve dolaylı etki çarpan düzeyinde olur ve binlerce turisti eksiltir. Bir kötünün binlerce kişiye zararı olmaktadır. Ayrıca yabancı ve yerli halkı kandıran otel yönetimleri bunu düşünemeyecek şekilde cezalandırılmalıdır.

III. Finansal alanda Türkiye'yi geliştirmek ve güvenilir yapmak hedef olmalıdır.İstanbul bir finansal merkez olabilir mi? Avrupa Birliği veya İngiltere birikiminden istifade  imkanları için neler yapılabilir? gibi soruların cevaplarının analiz edilmesi kadar bunların uygulamaya konması önemlidir. Güvenilir hukuk düzeni,   Finans Merkezi olmanın mutlak şartıdır. Finans merkezi olan ülkelerin elde ettikleri olanakların incelenmesi  bu hedefin önemli olduğunu açıkça göstermektedir.

Tasarrufu artıracağı söylenen finansal kurumların modern yapılanması ve halkın ilgisini çekecek şekilde işlemlerin basitleştirilmesi incelenmelidir.  Tasarruf edenlerin 2011'de enflasyondan daha az faiz aldığı belirtilmektedir. Tasarruf sahibine enflasyonun üstünde gelir sağlamak gerekmez mi?.

Türk Lirasının değerinin muhafazaya çalışılması yerine Çin'in Yuan para birimine yaptığı gibi aksine TL'nin düşük tutulması fikri incelenmelidir.  Muhtemelen bu düşük kur ihracatı destekleyecek, ihtiyaç olmayan lüks ithalatı azaltabilecek ancak faizden faydalanan sıcak para girişi için olumsuz olabilecektir.

İşe girmek ve çıkmak kolay olmalıdır. İşçilerin hakkını koruma esaslı olduğu söylenen kurallar istihdamın gelişmesini önleyebilmektedir. Dürüst yatırımcı baş tacı edilmeli, işleri kolaylaştırılmalıdır. Şirket kapamak kolaylaştırılmalıdır. Maliye, şirket kurmaya evet, kapamaya hayır diyor. Bunun bir çözümü olmalı.

Ayrıca aslolan üretim, istihdamdır. Devlet, çalışan emekli düşmanı olmamalıdır. Tecrübenin para kazanması Türkiye dışında ne zamandan beri hangi ülkede yasaktır. İnsanlar ölene kadar bulunduğu topluma katkıda bulunabilmeli ve karşılığını alabilmelidir. Gençlere iş imkanı azaldığı bahanesine bürokrasi sığınmamalı, çalışmayı,   üretimi, hizmeti ve bunu yapanları desteklemelidir.

IV. Türkiye iç güvenlik ve ve dış güvenlik masraflarını azaltmalıdır.Uygulamada aksi olmaktadır. Bu görev iç politika ve dış politikanın etkin yönetimini gerektiriyor. İç güvenlik alanında polis olay olan yere telefon edildiğinde yetişmeli ve halkın hizmetinde olmalıdır. Bu istek çok polis değil mobil, göreve hazır polis gerektirmektedir. Hollanda' da polis zeki ve olaya anında müdahale edebilir düzeydedir. Bizde neden olmasın.

Jandarma'nın sorumlu olduğu alanların polise devredilmesi iyi sonuç vermiyor. Ankara Çayyolu, polisin gelmesinden önce daha az hırsızlık olayına sahne oluyordu. Buradan iç güvenliğin ciddi olarak analiz edilmesi ve jandarma veya polis emniyet güçlerinin eşgüdümlü çalışması ve  daha iyi olan çalışma metodlarının seçilmesi ve mobilite üzerinde özenle durulması gerekmektedir.

Dış güvenlikten sorumlu ve gerektiğinde içeride görev verilen  Silahlı Kuvvetlerin daha teknik ordu olması ve vasıfsız personelden kurtulması masrafları azaltacaktır. Teknik ordu olmak Ordu yapılanmasını elden geçirmeyi gerektirmektedir. Taktik ve Teknik alanlar söz konusu olduğunda taktik alanların ilgili branş subayı ve teknik alanların mühendis, teknisyen niteliklerine uygun personelce doldurulması sağlanmalıdır. İhtiyaç karşılanırken Milli Savunma Bakanlığının yurt içindeki firmaları tercih etmesi (Made in Turkey) kuralına teşvikçi olması, bu firmaların ihracat odaklı olmasının desteklenmesi ve bürokratik unsurların Dışişleri ve Savunma Bakanlığı'nın firmaların sistem, silah satışlarına engel değil teşvikçi olması faydalı olabilir. Silahlı Kuvvetler Lojistik Hizmet ve Tedarik  Sözleşmelerinin  birer yıllık değil beş veya on yıllık ihtiyaca cevap verecek şekilde yıllara sari sözleşmeler yapılması masrafları azaltacak ve ekonomi sağlayacaktır. Ayrıca şirketlerin  ihracat çabalarının teşvik görmesi, askeri sistem denenmesi, teşhir, tatbikat  isteklerine olumlu bakılması önemlidir. Her ihracat şirketin sistem tecrübesinin artmasına ve gelecekte orduya sağlayacağı sistemin daha mükemmel olmasına faydalı olabilmektedir.

V. Eğitim modern Dünya'da iş bulmaya uygun şekilde olmalıdır.                                                            Devletin görevi vatandaşının güvenliğini sağlamak ve ekonominin iyi olmasını sağlamaktır. Temel eğitim öğrencinin dünyayı kavraması, temel yurttaşlık kuralları,  kanunlara uygun davranma, vücudunu iyi kullanma, spor felsefesi, temizlik, dengeli beslenme  ve parayı iyi kullanma gibi bir ömür uygulanacak alanları içermeli ve daha üst sınıflarda öğrencinin kabiliyetine uygun bir mesleğe yönelmesini sağlamalıdır. Alman muslukçuları, Polonyalı muslukçuların ucuzluğundan şikayetçidir. Aynı işi ekonomik yapan Almanya'da iş bulabilmektedir. 

Devlet vatandaşının dinine, ahlâkına karışmamalıdır. Suç varsa karşılık olarak ceza verilmesi  hukuk sisteminin işidir.  Dini işlerin masrafı halk veya sivil toplum kuruluşları tarafından finanse edilmelidir. Mevcut dinlerin,  İslam dini dahil inanç, ibadet ile  ilgili işlerinin  yürütülmesi değil belirli esaslara göre kontrolu Diyanet İşleri Teşkilatınca yapılabilir. Devlet finans maliyetini değil kontrol maliyetini karşılamalı ve dini kisveler altında vatandaşın aldatılmasını, sömürülmesini önlemelidir.  Din eğitimi mevcut Üniversitelerde devam edebilir. Din adamlarının aydın olması şarttır.

Vatandaş istifade ettiği elektriğin, suyun, gazın parasını ödemelidir. Sağlık konusunda sosyal devlet anlayışı maliyetini Türkiye karşılayamıyor. Herkes çalışırken bu alanda kendisini sigorta ettirmeli ve bu alan vatandaşın haklarını koruyacak şekilde Devlet tarafından kontrol edilmelidir. Sağlık hizmetleri, ilaç fiyatları kontroluna önem verilmelidir.

VI. Türk insanı yaşam tarzında tasarrufu önemsemeli ve şehir insanımız farklı/önemli görünme anlayışını değiştirmelidir.

Anadolu'da zengin olan yaşamında çevresi ile uyumlu olmaya ve bunu olabildiğince az hissettirmeye gayret eder. Şehirlerimizde ise bireyler arabalarıyla, evleriyle, eşyalarıyla, telefonlarıyla, saatleriyle ve giyimleriyle  farklı olduğunu vurguluyor. Borca giriyor.  Dış görüntü ve gerçek başka oluyor. Ekonomik davranılmıyor. ABD'de bir aile yıllık  kazancı net 100bin dolar ise otomobil değerinin hiç bir şekilde 50 bin doları aşmaması, otomobilin yıllık kazancın yarısından düşük olması tavsiye edilirken Türkiye'de buna dikkat edilmiyor.  Reklamlarla ve tüm medyatik imkanlarla  bireyler tüketim odaklı reklamlarla, programlarla ve dizilerle; tüketmek üzere etkiye alınıyor.  Aynı şekilde oturulan ev de yıllık kazancın 2 veya 2.5 katı arasında kalmalıdır. Yıllık kazancı 100bin dolar olan ailenin satın alacağı ev 200-250bin dolar arasında kalmalı ev yıllık kazancın 2-2.5 katı olmalıdır. Şehir insanı bütçesine uygun yaşaması gerekirken, bireysel özlemleri, hobileri, istekleri doğrultusunda hesapsız davranan ve çevresi için yaşayan durumuna geliyor. Bunun sonucu bitmeyen istekler, borçlar ve yapılamayan tasarruftur. Geliri giderine denk olmayan, gelirinden fazla harcayan sonunda iflas edecektir. Bu aritmetik kuralı. Ancak tüm toplum bu doğrultuda olursa yatırım için tasarruf edemeyen ve geleceğe hep borçla bakan bir toplum olmak sözkonusu olacaktır. Bunu önlemek için finansal alanda, bütçesine uygun yaşama, paranın kullanılması, borcun getireceği sıkıntılar, acil durum parasının önemi, basit  ve bileşik faiz, kredi kartının uygun kullanımı, kıymetli kağıtlar,  kişisel finans yönetimi konuları orta eğitimde işlenmelidir. Tüm Üniversitelerde tasarruf ve kişisel finans yönetimi seçmeli ders olarak konulmalıdır. Ayrıca ev ve işyeri yaşamında elektrik, su, gaz kullanımı, bilgisayar ve kağıt kullanımı, enerji tüketen cihazların  ekonomik kullanımı,  temizlik konularında çalışanlar ve yaşayanlar eğitilmeli ve evde, işyerinde yaşarken tasarruf önemsenmelidir.

İncelemelerde genç insanın önceleri gelirinden daha fazla harcadığı zamanla harcamasını kontrol altına alabileceği belirtilmektedir. Bu yaklaşım yanlıştır. Tedbir baştan alınmalı ve gelirden fazla harcamaya imkan tanınmamalıdır. Kazandığından fazla harcayan  bu alışkanlığını devam ettirmeye çalışmakta, aşırı borçlanmakta ve sonunda iflas kaçınılmaz olmaktadır. Yaşlıların emekli yaşına yaklaşırken  tasarruf oranının artacağı yaklaşımı daha önce tasarruf yapmaya gerek duymadığını çağrıştırmaktadır. Bu da düzeltilmeli ve çalışan baştan parasının bir kısmını tasarrufa aktarmalı, iş hayatı boyunca buna devam etmelidir. Esasen küçükten tasarrufa başlamak daha yararlıdır. Finansal okuryazarlığın öğrenilmesi için insanlar çaba göstermelidir.

VII. Millet zengin, Devlet olanakları sınırlı olmalıdır.                                                                                   Türkiye'de kamuda çalışan memur, müdür herkes kamu imkanlarını kullanırken tasarrufa ve verimliliğe dikkat etmelidir. Uluslararası Otellerde Müşteriye ayrılan alan en iyi alandır. Otel Yönetiminin belirli bir alandan fazlasını işgal etmesi istenmez. Kamu personelinin iş alanında bulunduracağı varlıklar ve kişi başına ayrılacak m2 alan tanımlanmalı ve uygun şekilde  standartlaştırılmalıdır. Mevcut varlıkların (masa, koltuk, bilgisayar, telefon gibi)  yenilenme süresi kurala bağlanmalıdır. Az masraf yapmak, devlet olanaklarını ölçülü kullanmak personel değerlendirmesinde artı bir özellik sayılmalıdır. Devletin araç verdiği makam sayısı 51bin adet yerine daha düşük bir değer örneğin 10bin ile sınırlanmalıdır. Resmi araç yerine kişisel araç tazminatı verilebilir ve görevli işe kendi arabasıyla gelip gidebilir. Ayrıca emekli maaşı süresi dikkate alınmalıdır. Bir memur, ölünce karısı, boşanırsa kızı en az 50 yıl devlete yük olabilmektedir. Bakanların, yüksek memurların emekli olunca devlete emekli maaşı dışındaki masrafları araç, şoför, lojman gibi masrafları karşılanmamalıdır. Milletvekillerinin emekli maaşı vatandaşı rahatsız etmektedir. Bir dönem milletvekili olan kişi; 40 yıllık bürokrat, müsteşar maaşından fazlasını ömür boyu almaktadır. Seçilmiş olmak bu avantajı sağlamamalıdır.  Bu konular tasarruf sağlayacak konulardır ve incelenmelidir. Devletin gereksiz alanlarda para harcaması vatandaşı vergi ödeme konusunda isteksiz kılabilmektedir. Devletin masrafları azalırsa yatırım imkanları artabilecek ve bireylere gelecek vergiler azalabilecektir.  Masrafların azaltılması  özel sektörün rekabetçi olması için de önemlidir.  

Sonuç:ABD Başkanı Obama vatandaşlarından tasarruf sağlayacak önerileri yazmalarını istemiş ve belirtilen konuları incelettirerek faydalı olanları uygulamaya sokup bir çok konuda tasarruf sağlamıştır. Başbakanlıkta kurulacak bir birim yurttaşların tasarruf önerilerine açık olmalı ve uygulanmasını  sağlayabilmelidir.

ABD Başkanı Devletin çalışma metodunu daha az masraflı hale getirmesini, artı değeri olmayan iş yapılmamasını, aynı işin bir başka yerde tekrar (duplikasyon) edilmemesini, parça parça alım yerine ihtiyacın yerinden ucuza alınmasını, bilgi sistem uygulamaları için yazılım donanım satın alma yerine özel sektörden bulut teknolojisi uygulamalarına geçilerek sadece kullanıcı olunmasını, atıkların azaltılmasını ve muhtelif alanlarda belirtilen tasarruf tedbirlerine uygun hareket edilmesini istemiştir. Türkiye Amerika'dan zengin olmadığından bu tedbirlerin incelenmesi faydalıdır.

 
Toplam blog
: 182
: 1556
Kayıt tarihi
: 14.10.12
 
 

Elektronik Y.Mühendisiyim. Teknik alan dışında Tasarruf ve tutumlu yaşam, Kişisel Finans Yönetimi..