Türkiye'de ne kadar Soma var?

Birileri hemen itiraz edecek… Ne demek, Türkiye’de ne kadar Soma var, demek. Türkiye’de bir tane Soma var. Tabii bir tane Soma hadisesi oldu, öyle değil mi?

 

Sorunun açıkça sorulma biçimi şöyle olmalıydı. Türkiye’de kaç tane Maden Ocağı var?

 

Artık hepimiz biliyoruz ki, Türkiye’nin dört bir yanında bir sürü adam kimseyi dinlemeden dağları taşları, ormanları filan yararak kömür çıkartmaktadırlar ve daha başka madenleri aramaktadırlar.

 

Bu kazı çalışmalarının bir kısmı resmi olduğu halde bir sürüsü de “kaçak”tır. Resmi rakamlarda gözükmez. Fakat onlarda da bir takım insanlar,, çok ilkel koşullarda yeraltında çalışır dururlar. Niye? Ekmek parası için…Ekmek parası için…Yoksa ölmek için değil.

 

Onun için Türkiye’de ne kadar Soma var; ne kadar Maden Ocağı var kolay kolay bilemiyoruz. Her yıl bunlardan bir ikisi çöker. İçlerinden beş on kişi ölür ve insanlar ağladıklarıyla kalırlar.

 

Soma’da kaç kişi öldü? Resmi rakamlara göre 307 kişi. Gayriresmi rakamlara göre 722 kişi. Hadi diyelim resmi rakamlara inandık.  Ve o gidenlerin mezarlarını yaptırdık, taşlarını diktirdik. Ya o Türkiye’nin diğer binlerce maden ocağı ne olacak. Oralarda çalışanlar ne olacak?  Bu meçhul.

 

Allah Türkiye’ye envai tür maden vermiş. Bunlar Türkiye’nin ihtiyacına yeter de artar bile ve bu yüzden durmadan gemi gemi dışarıya satılır. Türkiye’deki mevcut bazı madenlerimiz şöyle :  bor, barit, jips, lületaşı, mermer, diyatomit, perlit, manyezit, stronsiyum tuzları, sepiyolit, fluorit, kireçtaşı, ponza, sodyumsülfat, zeolit, profilit, kuvars-kuvarsit, linyit, feldspat, kayatuzu, olivin, doomit, siliskumu, bentonit, trona, asbest, kalsit ve zımpara olarak sıralanabilir.. 

 

Peki, rakamlar bize ne söylüyor?

 

Türkiye’de toplam 13 418 maden ocağı bulunurken , bu yılın ilk dokuz ayında 3287 maden ocağı denetlendi ve bunlara 9 ayda 4 milyon 110 bin lira ceza kesildi (emlakkulisi.com. 24.8.14)

 

Hadi buyurun . Türkiye’de kaç tane Soma var? Binlerce insan Türkiye’nin dört bir tarafında dağda taşta, yeraltında ömürlerini tüketiyorlar ve onlardan bizim haberimiz yok.

Sanıyoruz ki bir tek “Soma” var. Onun da sorunlarını çözümlediğimiz zaman memleket kurtulacak. Yok öyle yağma…

 

Bir arkadaşımız diyor ki :” Soma’ya bir fabrika kurarsak onların hayatı da kurtulur…!”  Tamam da Türkiye bütün bu madenlerini ne yapacak? Bırakalım onlar sittin sene yeraltında mı kalsınlar. Yoksa eskiden olduğu gibi, gelip gavurlar mı bu madenleri çalıştırsınlar. Biz öylece seyredelim.

 

Zaten Türkiye’nin bütün fabrikalarının %90’nını İstanbul’a toplamışız. Anadolu’ya da öküz sığırtmaçlığı düşmüş ve bir de yeraltında madenlerde çalışmak.

 

Ama Almanya’yı , Japonya’yı görenler öyle demiyorlar. “Şehir köy birbirine karışmış… Her yerde köy her yerde fabrika… Japonyada’da öyle..”

 

Bir ülkenyi ileri götürmenin koşulu bu. Bütün o Soma’lara, bütün o köylere fabrika kurabiliyor musun… İşte kurtuldun.

 

Önemli olan, Köye sanayii kurabilmek., sokabilmek. Köylü ancak öyle kurtulur. Yoksa, “Bizim köylümüz şöyle iyidir, şöyle güzeldir..” diye türkü söyler gezersin. O da dili dışarıda seni seyreder. Ne bilecek gariban dünyada neler döndüğünü! 

 

Bazı insanlarımız “Soma’yı kurtaralım..” diye uğraşıp duruyorlar. Soma zaten kurtuldu. Bir kısmı ölüp gitti kurtuldu. Kalanlara işte  filan feşmekan verdiler kandırdılar. Şimdi onların çocukları da Madene girmek için sıradalar. Çünkü o madenler şu ve bu şekilde çalışacak.

 

Ama mesele, onları insanca, insana yakışır bir şekilde çalıştırmak. Ölüme mahkum etmemek.

Hadi diyelim Soma’yı kurtardınız.. Bir de üstelik oraya fabrika yaptınız. Peki, 13 418 etkin maden ocağını ve oralarda yeraltında çalışanları  ne yapacaksınız.

 

Hani istenilen, beklenilen yasalar çıktı mı? Sorumlu olanlar gerekli cezaları aldı mı? Taşeron sistemi akli bir düzene bindirildi mi? Neler yapıldı?

 

Ne demişti Büyük İnönü : “Hadi canım sizde…”  Laf çok … İcraat ..? İşte görüyorsunuz. Ne varsa İstanbul’da … Ya Anadolu…? Orası ölümlerin, mevlütlerin, Azraillerin yeri. .. Kolay kolay insan uğramıyor. Orada nasıl olsa “Vatandaş”lar yaşayıp sonra ölüyor... Asırlardır böyle yaşadılar. Daha asırlarca yaşayacaklar…Ta ki ölünceye kadar. Ondan sonrası…