Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

Necip Köni - Adana / TR

http://blog.milliyet.com.tr/necipkoni

08 Eylül '11

 
Kategori
Kültürler
 

Türkiye'de yaşayanlar

Türkiye'de yaşayanlar
 

* TÜRKİYE, TÜRKİYE GÜZEL BİR ÜLKE *


Merhabalar,  

Sevgili arkadaşlar ve dostlar..! 

Gönüllülük hayatı daha çok sevmektir. Çözümü başkasından beklemek değil, bireysel gücünü çözüm bulmak için kullanmaktır. 

diyerek söze başlamak istiyorum. 

********** 

"Ey yükselen yeni nesil! Gelecek sizindir.
Cumhuriyeti biz kurduk, onu sonsuza kadar yaşatacak olan sizlersiniz."
 

 

TÜRKİYE, TÜRKİYE GÜZEL BİR ÜLKE... 

********** 

Evet bu yazımdaki konu ise başlıktaki gibi ; 

Türkiye'de yaşayanlar 

Etik Bakış  

Etik bakış, dışındaki bir gurubun, bir başka gurubu tanımlamasıdır. Örneğin:Türkiyede büyük çoğunluk bütün Karadenizlileri Laz, ( KOCAMAN BİR YANLIŞ ) Doğuluların büyük bölümünü Kürt olarak tanımlar. ( KOCAMAN BİR YANLIŞ ) Bu etik bakıştır. Etik bakış, bilimsel temelden uzak, genelleme şeklinde kaba bir görüştür. Bu nedenle, emik bakış gibi geçerli ölçülere dayanmaz. Ülkenin etnik yapısının değerlendirilmesinde fazlaca bir önem taşımaz. Etik bakış, genellikle çoğunluk egemen unsurun önemsemediği azınlık gurupların kimliklerine ilişkin görüşüdür. Etik bakış, ülkenin etnik yapısının değerlendirilmesinde önem taşımasa da, çoğunluğun bakışı olarak etnik guruplar arası ilişkilerde etkindir. Özellikle, devlet politikalarının belirlenmesinde etkin olabilen etik bakış, ayrıca gurupların kimlik değişiminde de rol oynayabilir.  

Etik bakış ve Lazlar  

Aşağıdaki iki örnek emik ve etik bakış farklılığını ve de etik bakışın gurup kimliği değişimindeki rolünü açıklayıcıdır. Bugün, ülkenin bir çok yöresinde Laz olarak tanımlanan insanlar mevcuttur. Ancak yerli kavramı içinde Laz sadece Rizenin Pazar, Arhavi ve Hopa üçgeni içinde küçük bir guruptur. Oysa toplum her Karadenizliyi Laz olarak görür. Toplumun Laz olarak tanımladığı halkın büyük çoğunluğu Laz yakıştırmasını reddeder. Konunun uzmanı yabancı bilim adamları da yaptıkları kapsamlı araştırmalar sonucunda Karadeniz bölgesi halkının Pazar, Arhavi, Hopa yöresi dışında Lazlığı kabul etmediklerini ve Laz olmadıklarını ortaya koymuşlardır. Bennighaus, Meeker Zonguldak Ereğlisinden başlayarak, Rizenin Pazar ilçesine gelinceye kadar her yörenin kendisinin bir doğusundaki yöreyi işaretle, kendilerinin Laz olmadıklarım belirttiklerini tespit etmişlerdir. Dolayısıyla etik bakışla kalabalık bir gurup olarak görülen Lazlar, gurubun kendi tanımıyla küçük bir etnik guruptur.  

Etik bakış ve Zazalar  

Zazaların durumu daha ilginçtir. Zazalar tarih boyunca kendi kimliklerinde onurla direnmiş, ne Türklüğü ne de Kürtlüğü benimsememiş bir topluluktur. Zazaları inceleyen ciddi bütün bilim adamlarının ortak görüşü; Zazaların Kürt ve Zazacanın Kürtçe'nin bir lehçesi OLMADIĞI yolundadır. Bu görüşü paylaşanlar arasında Kürdolojinin babası kabul edilen V.Minorsky, O.Mann, David Mc Kenzie, Sasuni, Haddank, Prof.Goichie Kojima gibi otoriteler de mevcuttur. Ancak Zazaların önemli bir bölümü bugün Kürt üst kimliğini benimsemektedirler. Dillerinin Kürtçe'den farklı olmasına ve kökenlerinin Kürt olmadığı bilim adamlarınca ortaya konmasına ve daha önemlisi tarihte Kürtlüğe karşı kimliklerini duyarlı bir şekilde savunmuş olmalarına rağmen; Zazaları Kürt kimliğine iten, kendilerini kuşatan toplulukların etik bakışı ve devletin bu bakış doğrultusundaki tavrı olmuştur. Osmanlıdan bu yana Devlet ve toplum Zazaları Kürt olarak tanımlamıştır. Toplumsal ilişkiler sürekli olarak Zazalara Kürtlüğü empoze etmiştir. Osmanlı'dan günümüze devletin padişahı, tımar beyi, paşası, kadısı, kaymakamı, jandarması, tahsildarı, öğretmeni, hakimi, savcısı Zazaları Kürt olarak görmüştür. Sonuç olarak daha 50 yıl öncesine kadar Kürtlüğü reddeden Zazaların büyük bir bölümü bugün üst kimlik olara Kürtlüğü benimsemişlerdir. Ancak Zazalıklarını Kürtlükle eşdeğer bir kimlik olarak sürdürmektedirler.  

Etnik Kimliğin Değişkenliği  

Etnik kimlik pek çok nedene bağlı olarak süreç içinde değişkendir. Tarih içinde, kendi dönemlerine damgasını vurmuş sayısız etnik gurup bugün "kimlik" olarak silinmiştir. Hunlar, Hititler, Sümerler, İskitler, bugün hiç bir etnik gurubu tanımlayan kimlikler değildir. Bu isimlerle anılmış olan topluluklar elbette toptan yok olmadılar. Başka topluluklara karışmış olarak ırki nitelikleri bugünkü toplumlar içinde devam etmekte ise de etnik gurup nitelikleri kaybolmuştur. Günümüz Türkiye’sinde bile, yakın bir geçmişe dayanan etnik kimlik değişiminin pek çok örneği mevcuttur. Araştırmalarla kanıtlanmıştır ki, bir çok öz be öz Türk unsur Kürtleşmiştir. 24 Oğuz boyundan biri olan Avşarlar'ın bir bölümünün yanı sıra, Döğerler, Kalaçlar, Kikiler, Türkanlar, Karakeçililer Kürtleşmişlerdir. Bunların içinde Urfa Karakeçilileri, bugün Batı Anadolu'daki akrabalarının da çabalarıyla Türk kimliklerini yeniden keşfetmekte ve Türklüğe dönmektedirler. İbrahim Paşa'nın zorla Milli Aşiretine bağlayarak Kürtleştirdiği Türkanlar da kimlik değişimine bir başka örnektir. ürtleşen Zazalar kimlik değişiminin bir başka günümüz örneğidir. Svanberg'in belirttiği gibi "bir etnik gurubun NE OLDUĞUNDAN çok, NE ZAMAN, yani NE GİBİ KOŞULLAR ALTINDA var olduğu" önemlidir.  

Türkiye'deki etnik grupların nüfuslarının dağılımı:

TÜRKLER:
Türkmen, Yörük, Tatar, Tahtacı, Terekeme, Karaçay, Azeri gibi Türk soyundan gelen gruplar, Türkler’i oluşturuyor. Kökenleriyle ilgileri kalmayan bu grup 50 milyon civarında ve diğer Türkleşme sürecinde olanlar da dâhil edildiğinde bu sayı 55 milyona çıkıyor.

KÜRTLER: Raporda ikinci grup olarak Kürtler gösteriliyor. Sayıları 3 milyon civarında olan bu gruba Zazalar da dâhil edildiğinde Kürt nüfusu 12 milyon 600 bini aşıyor. Ancak bu sayının 2.5 milyonu ciddi derecede Türkleşme sürecinde ve bazı yerlerde Kürtlüğünü kabul etmeyen bile çıkıyor.

GÜRCÜLER: Ağırlıklı olarak Ordu, Artvin, Samsun ve Marmara bölgesinde yaşıyorlar. 1 milyona yaklaşan nüfusuyla Gürcüler, Karadeniz'deki birkaç ilde yaşayanların dışında Gürcüce'yi unutmuş durumda. Ancak son yıllarda Gürcistan'ın kurulmasıyla Gürcülüğe yönelik bir artış olduğu dikkat çekiyor.

BOŞNAKLAR: Adapazarı, İzmir ve Manisa'da toplu halde yaşayan Boşnaklar'ın nüfusu da 2 milyonu buluyor.

ÇERKEZLER: Değişik şehirlerde yaşayan Çerkezler de 2.5 milyon civarında ve Çerkezler’in yüzde 80'i Çerkezce'yi unutmuş görünüyor.

ARAPLAR: Başta Siirt, Şırnak, Mardin, Diyarbakır, Şanlıurfa, Hatay, Adana ve İstanbul'da yaşıyorlar. Türkiye'deki nüfusları 870 bin olarak gösteriliyor.

ARNAVUTLAR: Türkiye'deki nüfusları 1 milyon 300 bini aşmış durumda. Arnavut nüfusunun yarıdan çoğunun, Türkleşme süreci sonunda Arnavutluk'la hiçbir ilgisi kalmadı. 500 bin Arnavut da ise çok canlı bir şekilde 'Arnavutluk şuuru' var.

LAZLAR: Bütün Doğu Karadenizliler'in Laz sanılması yanlışından dolayı kalabalık sanılan Lazlar'ın gerçek sayısı 80 bin civarında. Çünkü bir Kafkas halkı olan ve Lazca konuşan gerçek Lazlar, Rize ve Artvin'in birkaç köyünde ve göç ettikleri birkaç Marmara şehrinde yaşıyorlar.

HEMŞİNLER: Lazlar gibi Rize ve Artvin'in bazı ilçelerinde yaşıyorlar ve sayıları 13 bin civarında.

POMAKLAR: Bazılarına göre Türk, bazılarına göre Slav ırkından olan Pomaklar da 600 bin civarındalar ve tamamıyla Türkleşmiş durumdalar.

DİĞER ETNİK GRUPLAR: Türkiye'de yaşayan diğer etnik grupların sayısı da 1 milyonu aşıyor. Bunların arasında çingeneler 700 binlik nüfusuyla başı çekiyor. Türkiye'de ayrıca 60 bin Ermeni, 20 bin Yahudi ve 15 bin Rum kökenli vatandaşın yanı sıra çok az sayıda Süryani de hayatını sürdürüyor.

TÜRK NÜFUSU ARTIYOR

Raporun en çarpıcı başlıklarından biri ise Türkler’in nüfus artış hızında yatıyor. Buna göre Türk nüfusu son 15 yıldır az oranda artış gösteriyor. Buna karşılık Kürtler her yıl yüzde 2, 5 oranında artış gösteriyor. Araştırmaya göre Boşnaklar her yıl binde 12, Türkler binde 8, Arnavutlar binde 5 oranında azalıyorlar. Buna karşılık Türkleşme oranının en fazla Kürtler’de olduğu, onları Boşnaklar’ın, Çerkezler’in ve Arnavutların takip ettiği görülüyor.
Güneydoğudan göç eden Araplar’da da yoğun bir Türkleşme hızı olduğu belirtiliyor. 

N E T İ C E 

Türkiye nüfusu son verilere göre : 76.5 milyon ( 2011`da ) 

********** 

BU GÜZEL VATANIMIZ ve BAYRAĞIMIZ HEPİMİZİNDİR... 

BİZLERİ, BİRBİRİMİZE DÜŞÜRMEYE GAYRET EDEN GEREK DIŞ GÜÇLERE ve GEREK İÇERİDEKİ TAŞERON GÜÇLERE, EL BİRLİĞİ ile DİMDİK DURUP, BİRLİĞİMİZİ BÜYÜK BİR " G Ö N Ü L L Ü L Ü K L E " BİR DEMET YAPTIĞIMIZDA, İNANINIZ BİZLERİN, YANİ (T.C.) VATANDAŞI OLAN BÜTÜN ETNİK GURUPLARIMIZIN BİRLİĞİ ve DİRLİĞİ ile SIMSIKI AYAKTA DURUP, BELİMİZİ ve OMUZLARIMIZI HİÇ BİR KUVVET, HİÇ BİR ZAMAN YERE YATIRAMAZ..! 

********** 

Sizlere sonsuz sevgiler, selamlar ve saygılar sunarım... 

NECİP KÖNİ - ADANA / TR

* BLOĞUMUN BAŞLIK R E S İ M İ * 

http://www.el-aziz.net/data/media/683/turkiye_3.jpg 

 
Toplam blog
: 298
: 8548
Kayıt tarihi
: 07.06.07
 
 

Necip KÖNİ - İnşaat Mühendisi olup, güzel sanatlar onun bir hobisidir. Resim yapmak (karakalem çalış..