Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

06 Haziran '13

 
Kategori
Ekonomi - Finans
 

Türkiye ekonomisinde adım adım ekonomik krize - 4

Türkiye ekonomisinde adım adım ekonomik krize - 4
 

Kaynek: Borsahane


Dünkü yazımızda ekonomi içerisinde düşük katma değerli sektörlerin aşırı büyümesinin bir algı yanılgısı oluşturduğundan bahsetmiştik. Öyle ki; şu günlerde bu algı yanılgısı ekonominin her bacağında görülür hale gelmiştir.
 
Örneğin; Borsalarda, faizlerde, kredilerde, banka bilançolarında vs…
 
Öncelikle hemen belirtmem gerekir ki bir ülkenin Borsasının yüksekte olması, faizlerinin düşük olması ve ya dış Dünyadan kolaylıkla kredi sağlayabilmesi o ülke ekonomisinin sağlıklı olduğunu garantilemez. Unutulmamalıdır ki yukarıda sıraladığımız ekonomik göstergelerin çok daha iyisi 2008 öncesi ABD' de mevcuttu.  Krediler tavan yapmıştı, bankalar neredeyse devletler kadar büyümüştü ve borsası hiç olmadığı kadar yüksekteydi. Buna rağmen biliyorsunuz 2008 ABD krizi hem Amerika'ya hem de tüm Dünyaya ciddi bedeller ödetti.
 
Türkiye'de bahsettiğimiz sürece nasıl gelindi?
 
Borsa ve piyasalar nasıl yükseltildi? (Yükseldi diye yazamadığıma dikkat çekmenizi istiyorum.)
 
Nasıl bankalar borsanın yarısı ve iktisadi hayatın tamamı oldu?
 
Aslında bu soruların cevabı aşağıdaki grafiğin içerisinde saklı duruyor. Buyurun beraber inceleyelim:
 
Yukarıda gördüğünüz grafik TCMB' nin ağırlıklı ortalama fonlama maliyetini göstermektedir. 2011 sonlarında % 12 ye kadar çıkmış olan fonlama maliyetinin 2013 ilk çeyreğine gelindiğinde % 5 in altına indiği görülüyor. Bu grafik gücünü tamamen FED ve ECB' nin ucuz fonlama serüveninden alıyor; şöyle ki daha öncede bahsettiğimiz gibi gelişmiş ülkelerin büyüme hızını artırabilmek için Dünyaya verdiği ucuz para, içeride fonlama maliyetlerimizi aşağı çekiyor.  Şunu hemen belirtmem gerekir ki bu noktaya kadar gerek TCMB' nin gerek diğer ekonomi yönetiminin niyetleri oldukça halis ve iyi. Yani evdeki hesap şu:  Bankalara düşük maliyetli likidite sağla ve bankalar bu parayı girişimcilere/hane halkına transfer etsin girişimci yatırım yapsın; tüketici tüketim yapsın ve sonuçta çarklar dönsün…
 
Bakalım evdeki hesap çarşıya uyuyor mu?  Aşağıdaki grafik bize evde kurulan hesabın çarşıya pek uymadığını gösteriyor;
 
Evet, görüldüğü üzere bireysel krediler artmış ancak tüketim planlandığı gibi artamamış. Bununla beraber tüketicilerin gelecekteki beklentilerini içeren tüketici güven endeksi de fena halde düşmüş.
 
Gelinen noktada şunu söyleyebiliriz TCMB' nin sağladığı ucuz fonlama reel ekonomide fazla işe yaramamış. Ucuz fonlama sadece faizleri aşağı çekmiş ve banka şirketlerinin portföyünde bulunan DIBS ve DT' lerin karlılığını artırmış, bunu analiz eden yabancılar gelip banka hissesi almış ve borsa endeksi yükselmiş. Daha düşük fonlama maliyetinde bulunacağının sinyalini veren merkez bankasının etkisiyle ilgili bankalar daha fazla DT almış ve gösterge bono faizleri düşmüş,  konu bir etki, tepki misali döngüye girivermiş. Sonuçta zahir de görünen gerçekleri perdelemiş. 
 
Burada bir önemli noktaya daha dikkatinizi çekmek ve size bir soru yöneltmek istiyorum: Tüm bu araştırmalarımız sonrasında kredi kullanım oranı hızla artarken tüketimin düşmesi size normal geldi mi? Burada bir tezat bulunmuyor mu? Konu hakkında fikir yürütecek olan var mı?
 
Benim bir fikrim var; hani yan yana ATM ler önünde gördüğümüz kredi kartı kullanıcıları varya bir ATM den nakit çekip diğer ATM den borcunu yatıran kullanıcılar. İşte onlar genelde cüzdanlarının içi banka kartlarıyla doludur, oradan çekip buraya yatırmak derdindedirler. Bir sonraki ay kredi limit artırımı ve döngü'ye devam. Borç al ancak bunu diğer borcu ödemekte kullan. Anlatmak istediğim şu: alınan borçlar diğer borçları ödemekte kullanılmaktadır, çekilen kredilerin tüketime ayrılan kısmı sınırlıdır veya veriler bize bunu göstermektedir.  
 
Son olarak;
Bir ekonomide bir defa Borç; borç ödemek için alınmaya başlanmışsa ve bu kısır döngüye girilmişse gelecek hakkında umutla konuşmak pek mümkün değil diye düşünüyorum.
Yanılıyor olmak dileğimle…   
 
Sevgilerimle.    
Mustafa ÖZTÜRK
 
Toplam blog
: 80
: 1013
Kayıt tarihi
: 16.04.12
 
 

İktisatçı; Yatırım danışmanı; Trend takipçisi  ..