Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

17 Nisan '09

 
Kategori
Spor
 

Türkiye Malezya Olur Mu?

Türkiye Malezya Olur Mu?
 

forma


Geçen yıl bir vesile ile Malezya'ya gitme fırsatım olmuştu. Malezya "Malay" denilen halkın ülke nüfusunun ancak %30-35'ini oluşturduğu ve içerisinde çok sayıda milletten azınlıklar bulunduran kendine özgü bir ülke. Geniş yağmur ormanlarıyla kaplı bu ekvator ülkesinin en önemli özelliği ise kendisine "Asya Kaplanı" unvanını kazandıran ekonomik atılımları ve 7'den 70'e tüm Malezyalıların gündelik hayatlarında iktisada büyük önem veriyor olmaları.

Malezyalıların yaşamında önemli yer tutan bir diğer unsur onların futbol merakları. Tıpkı bizim ülkemizde olduğu gibi bu uzak Asya ülkesinde de futbolla yatıp futbolla kalkan, takımları ile ilgili tüm gelişmeleri takip eden ve maçlardan sonra hararetli tartışmalara tutuşan milyonlarca insan bulunuyor. Ancak bu taraftarların bizden farkı kendi liglerini değil Ingiltere Premier Lig'i takip etmeleri! Malezya'da çocukların üzerinde F. Torres ya da W.Rooney formaları görürsünüz. Spor mağazaları Chelsea'den A.Villa'ya hatta Leeds United'a kadar uzanan geniş bir ürün yelpazesinin ürünleri ile doludur. Ülkede Premier Lig ile İngiliz takımlarının tüm Avrupa maçları naklen yayınlanır ve Britanya Adası ile 13 saatlik farka rağmen bu maçların ne kadar çok Malezyalı tarafından takip edildiğini görmek oldukça şaşırtıcıdır.

Tüm bunları anlatmanın nedeni son yıllarda ülkemizde giderek artan futbol karşıtı (“anti-futbol”) olayların yaşanması ve ülke futbolumuzun her geçen gün değer kaybederek açık bir "Malezyalılaşma" tehlikesi ile karşı karşıya kalması. Kulüp yöneticilerinin sığ tutumları, takımlarımızın dünya futboluna paralel bir şekilde gelişmek yerine kısır savaşlar içinde küçülmeleri ve elbette sadece Anadolu takımları ya da alt liglerdekilerin değil kendilerine "büyük" önadını uygun gördüğümüz takımlarımızın dahi maçlarını izlemeye gidenlerin sayısının günden güne azalması anti-futbolun nedenleri ve sonuçları arasında. Daha önceleri taraftar kavgalarına ya da yöneticilerin ağız dalaşına şahit olmuştuk ama pazar günkü derbide gördüklerimiz, futbol kategorisine soktuğumuz keşmekeşin adeta patlama noktası oldu. Sahadaki kavga dolayısıyla futbolcuların, çökme tehlikesi olan tribün çatısı nedeniyle de taraftarların artık hayatlarını riske sokacak kadar tehlikeli boyutlara ulaşan anti-futbol olayları, o çok sevdiğimiz futbolumuzu dünyanın gözünde on yıl geriye götürmekle kalmadı en ateşlilerimizin dahi bu sevdadan soğumalarına neden oldu.

Türkiye Malezya olur mu sorusunun çok değişik boyutlar taşıdığı malum. Ancak bir tarafta yıllardır yaşanan ve göz bebeğimiz Fenerbahçe-Galatasaray derbisinde tavan yapan çirkinlikler diğer tarafta ise Chelsea-Liverpool ya da B.Münih-Barcelona maçlarında gıpta ile izlediğimiz, hem gözümüze hem de gönlümüze hoş gelen mücadele, taktik ve goller olunca; ülkemizin her şeyden önce taraftarlık anlamında Malezya olma tehlikesi ile karşı karşıya olduğunu söylemek hiç de zor olmuyor. Böyle bir ortamda, önümüzdeki yıllarda, bizim futbol meraklılarımızın da Milan, Liverpool ya da Real Madrid taraftarı olmaları, bu takımların başarılarıyla mutlu olup onların kötü sonuçlarıyla üzülmeleri ve harcamalarını bu takımlar uğrunda yapmaları bana hiç de uzak bir olasılık gibi gelmiyor.

Futbolun içine büyük paralar girdiğinden beri o eski zamanlardaki gibi derbi maçın ardından rakip takım futbolcuları ile birlikte yemeğe gitme dönemlerinin çok geride kaldığının farkındayım ancak bu kan revan devam ettiği sürece Türk Futbolu kazanan değil hep kaybeden olacak ve bir gün belki de kendimizi Taksim Meydanı'nda Manchester United'ın şampiyonluğunu kutlarken bulacağız.

 
Toplam blog
: 788
: 1417
Kayıt tarihi
: 11.11.07
 
 

Çoğu çocuk gibi ben de futbolcu olmak istedim, olmadı. Bu oyundan kopmamak adına üniversite yılla..