Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

07 Temmuz '10

 
Kategori
Siyaset
 

Türkiye’nin ekseni kaydı

Türkiye’nin ekseni kaydı
 

Hadi ya!

Daha önce neredeydi ki eksen?

Sabahın beşinde kapıyı çalanın sütçü olduğundan emin olduğumuz bir batı demokrasisinde mi?

General Stanley McChristal’in, sivil yönetimi eleştirdiği için ertesi gün SİVİL Başkan Obama tarafından görevden alındığı bir Ülkeye yakın bir yerde miydi?

Bir milletvekilinin, kamusal görevlerle uçarken kazandığı mil puanlarla tatile çıktığı tespit edildiğinde, o dakika istifa ettiği Almanya tarafında mıydı bu eksen?

Daha önce Norveç, Hollanda, Kanada mıydınız?

Eksen kaymış…

Siz, biz hepimiz binlerce yıldır buradayız işte, ne eğip büküyorsunuz?

Anlaşılan siz çağdaşlık ile batılılaşmak kavramlarını karıştırdınız. Batı ile atışmayı, ya da en azından ‘ bana kelek yapma, akıllı ol’ restini sindiremediniz.

Hemşerim, çağdaşlaşmak ile batılılaşmak farklıdır. Japonya kendi kültürünü, dilini, yaşam tarzını koruyor, çağdaş değil mi yani?

Kafanız hala kumda, Türkiye’nin gücünün farkında değilsiniz. Siz şimdi bu sözü de aklınızla değil, başka tarafınızla yorumlar, hükümet yağcılığı diye yorumlarsınız. Sizden beklenen de odur. Sizin Türkiye’niz Ankara ve İstanbul ile birkaç metropolden ibarettir.

O eski, ceberut, müflis, hantal ve çapsız insan deposu Devlet yok artık, kafanız buna basmıyor. Küçüldü ve artık gerçek görevlerine odaklanmaya başladı, farkında değilsiniz.

Aklınız hala Telekom’da, Petrol ofisi’nde, Turban’da, yağma hasan’ın böreği devlet bankalarında, Tüpraş’ta, Ereğli Demir Çelik’te…

Yahu okumuyor, dış dünyayı izlemiyorsunuz, diyorum, kızıyorsunuz. AB, Türk Telekom’u Türkiye’nin en güçlü ve değerli markası seçmiş. O Türk Telekom sayesinde Süperlig yayın hakkı rekor fiyata gitti, futbola daha fazla kaynak girecek.

Biraz düşün be hemşerim, 15 yıl önceki Telekom ile olur muydu bunlar?

Aslında eskiden ne güzeldi değil mi?

Hepsi siyasetçilerin babalarının çiftliği idi. 2000 kişi ile çalışacak kamu işyerine her gelen siyasetçi ahbaplarını doldurur, en az 10.000 kişi, çoğu da işe gelmeden maaş alırdı.

Sıkışan siyasetçi yalakası Ankara’da ağababalarına gider, onun bir telefonu ile ihaleyi, kadroları, kredileri cukkalardı, ne günlerdi onlar…

Yahu kaydı dediğiniz eksen zamanında bu Ülkenin bir siyasetçisi Azerbaycan Devlet Başkanı’na yeğeni için tavsiye mektubu yazmadı mı?

Türkiye’nin ekseni kaymış…

Bilen bilmeyen de Türkiye Arap şeyhlerinin peşine takıldı, bir meçhule gidiyor sanacak.

Öyle ya, nasıl demokrat, nasıl özgür, nasıl hakkaniyetli bir Türkiye vardı o zamanlar. 17 yaşındaki genç, yaşı uydurma bir test ile büyütülerek başka ülkede asıldı sanki.

Yüz binlerce insanın evinden, toprağından can havli ile kaçıp yıllarca göçmen mülteci olarak dışarıda çile çektiği ülke Türkiye değildi.

Hrant Dink Şişli’de değil, Beyrut’un varoşlarında öldürüldü, değil mi?

1990’larda bu halkın 90 milyar dolarını bankalardan Suriye’liler hortumladı.

1999 depreminde 30 bin insanımızı bizden alarak yerle bir olan çürük çarık binaları Katar’lılar inşa etti.

Fırsat buldukça hortlayan sahte alkol üretimini de Dubaililer yapıyor Türkiye’de.

Ev satma bahanesi ile yabancıları tokatlayanlar da Kuweyt’lidir olsa olsa. Bir daireyi birkaç kişiye kakalayanlar, peşinatı alıp kayıplara karışanlar Türk olamaz, değil mi?

Sahillerdeki imar abra kadabraları ile köşeleri dönenler de Lübnan’lıdır.

Siz kimi kandırdığınızı sanıyorsunuz?

Siz, biz, hepimiz buyuz işte. Bu yağma kültürünün insanıyız. Öyle olmasa bu kadar kısa sürede bu Ülkenin ormanını, suyunu, toprağını, tarihini böyle hunharca yağmalar mıydık?

Çıkarın bakalım şu son 40 yılın tapu kayıtlarını ve inceleyin kimler, nereleri, nasıl ve ne şekilde gasp etmiş.

Eksen kaymış.

Bu eksen, dün de burada idi, yarın da burada olacak.

Siz yanlış yaptınız yıllar önce.

Beş bin yıllık bir süreci kesip attınız. Hitit, Likya/Lidya, Roma, Bizans, Selçuklu, Osmanlı diye süren bir geleneği parçaladınız.

Bu geleneğe yabancılaştırdınız bu toprakların insanlarını. Tam da bu yüzden, işte tam da bu yüzden, geçmişine, binlerce yıllık tarihine yabancı köylüler, barbarlar güzelim tarihi mirası talan ediyor, kıymetini bilmiyor, apteshaneye çeviriyor, yıkıyor, yok ediyor.

1923’ten önce bu coğrafyada hiçbir şey, kültür, uygarlık, sanat, devlet geleneği yoktur, demeye getirdiniz. Karaladınız, sildiniz toplumsal hafızadan. Yeni sistemi yüceltmenin tek yolu bu idi sizin için, toptan inkar.

İnsanlık tarihine en büyük sanat ve siyaset katkılarını sunmuş Bizans’ı, çocukluğumuzda bir küfür sözcüğüne dönüştüren ekseninizi severim ben sizin.

ABD’nin bile ihtişamına vurulduğu ve çoğu uygulamasını örnek aldığı bir İmparatorluk hiç kurulmamış, Söğüt’ten 3 kıtaya büyümemiş sanki.

Cumhuriyeti kuran kadroların bile, o inkar ettiğiniz sistemin okullarında yetiştirildiğini bildiğiniz halde hem de.

Ona hain, buna kızıl sultan, ötekine deli…

Bunlar birer toplum mühendisliği tezgahı olan okullardaki yalancı tarih kitaplarında yazmaz. O kitaplarda biat ve itaat öğretilir. Yalan vardır. Dolan vardır. Çarpıtma vardır.

O kitaplarda, adeta uzaydan gelmiş gibi tasvir edilen bir ırk beyin mastürbasyonu yapsın diye sözel ecstasy vardır. Kendin söyle, kendin inan propagandası vardır.

Eksen kaymış.

Kaymadı.

Türkiye, komşularına, komşu olmanın ne anlama geldiğini anlatıyor, hepsi bu.

Ticaret yapalım, sınırları gevşetelim, kültürel alış verişte bulunalım, birbirimizi tanıyalım, güvenelim, zenginleşelim.

Türkiye bölgenin haracını yiyen küresel güçlere ‘ durun hemşerim, biraz da biz yiyelim’ diye postasını koydu, durum budur.

Bütün bölge ülkelerinin birbiri ile kanlı bıçaklı olmaları gereğine dayalı emperyalist tezgahlar bozuluyor, neden anlamıyor gibi yapıyorsun?

Daha dün antiemperyalizm sloganları ile sokakları arşınlayan sen, şimdi herkesten sıkı Batı’cı oldun, eksen kaymasından bahsediyorsun.

Ne istediğini sen de bilmiyorsun, okumuyor, araştırmıyorsun.

Kıyıda köşede bıçkın pozlardaki gizli faşistlerin karaladığı ceviz kabuğunu doldurmayacak ıvır zıvırı okudukça “ helal olsun, iyi geçirmiş” demekle tatmin oluyorsun.

Eksen kaymış ha?

Sevsinler eksen mühendisliğini senin.

 
Toplam blog
: 34
: 682
Kayıt tarihi
: 01.07.06
 
 

Hiç bir şey göründüğü gibi değildir. Olmamalı da. Biraz beynimizi yormalıyız. Dayatılan hiç bir dogm..