Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

18 Haziran '13

     
    Kategori
    Güncel
     

    Türkiye'nin güncel global enerjisel değişim sürecindeki önemi

    Şu an dünya tarihinde, eşi-benzeri daha önce görülmemiş bir enerjisel değişim-dönüşüm yaşanmaktadır. İçinden geçtiğimiz dönem tüm karanlıklardan kurtulup arındıktan sonra aydınlığa çıkacağımız bir dönemdir. Yeni dönemde bizleri bekleyen şey karşılıklı anlayış, sevgi ve şefkat olacaktır. Ancak bu döneme sağlıklı geçiş yapabilmemiz ego-benliğimizden, önyargılarımızdan sıyrılmayı ve kalbimizi açmayı gerektirmektedir.

     
    Bu enerjisel dönüşümün ilk sinyallerini ulu önderimiz Atatürk vermiştir. Atatürk “Ne mutlu Türkü’m diyene “ sözüyle Türk milletinin genetiğinde bilinçsel değişim-dönüşüme öncelik etme ayrıcalığı bulunduğunu vurgulamıştır. Bir insanın geleceği görme yetisi, içinde bulunan Tanrısal benlikle kurduğu bağlantının yansımalarıdır. Önderimiz Atatürk dünya tarihinde benzerine çok az raslanan, belki de hiç olmayan bir toplumsal değişim-dönüşümün lideri olmuştur. Atatürk, “Beni görmek demek, mutlaka yüzümü görmek değildir. Benim fikirlerimi ve benim duygularımı anlıyorsanız ve hissediyorsanız bu yeterlidir” demiştir. Atatürk’ü anlamak ve hissetmek, bilinci açmayı, bilinci genişletmeyi gerektirir. Bilincin açılmasına giden yol ego-benliğinden sıyrılıp, Tanrısal benliği öne çıkarmakla mümkün olur. Atatürk’ün kişiliği, ileriyi görme yeteneği ve önsezileri, onun, içindeki Tanrı ile kurmuş olduğu güçlü bağlantının yansımalarıdır. Onu kitlelere mal edip dünyaya örnek olmasını sağlayacak kadar büyük bir lider yapan güç, onun gerçek Tanrısal benliği algılayışında yatmaktadır. Atatürk çağdaş olana uyumlanmanın yeryüzündeki en cesur, en bilge örneğini vermiş bir insan olarak, Türk milletine, her zaman için bu uyumlanmayı gerçekleştirme sorumluluğunu miras olarak bırakmışır. Atatürk bu ayrıcalığı, “Ne mutlu Türk’üm diyene” sözüyle vurgulamıştır.
     
    Global bilinç değişiminin gerçekleşmesinde milletimize büyük görevler düşmektedir. Şu an ülkemizi yöneten insanların söylemlerini yumuşatmaya, kalplerini açarak, bu ülkede yolunda gitmeyen şeyleri “zarafetle” anlatmaya çalışan gençleri anlamaya ve dünyanın bir değişim-dönüşüm geçirdiğini kabullenmeye ihtiyacı vardır. Dünya tarihindeki en cesur değişim-dönüşümün lideri olan Atatürk’ün yaşadığımız topraklarda liderlik yapmış olması raslantı değildir. O, adeta gelecekten geçmişe gönderilmiş bir liderdir. Şu an bizden daha büyük bir adım atmamız, daha büyük bir bilinç değişimi gerçekleştirmemiz beklenmektedir. Peki bu bilinç değişikliğinin temelinde ne yatmaktadır ?.
     
    Zaman, bu kutsal topraklar  üzerinde Türk, Kürt, alevi, sunni her grup insanın, içerisinde sevgi ve şefkati barındıran çözümler çerçevesinde, barış ve dayanışma, karşılıklı anlayış ve hoşgörü içinde yaşayabileceğini gösterme ve tüm dünyaya bu konuda örnek olma zamanı…
    Zaman, laikliğin dinden vazgeçiş değil, içimizdeki gerçek Tanrısal benliğe dönüş özgürlüğü olduğunu anlama zamanı…
    Zaman, hiçbir ideolojiye ve hatta dine bağımlı olmaksızın, Tanrı’yı bize en yakın olan yerde, kendi kalbimizde bulma zamanı…
    Zaman, içimizdeki Tanrı ışığını yakıp, onu olabildiğince parlak tutma zamanı…
    Zaman, ego-merkezli hatalarımızı farketme, en kısa zamanda bunları düzeltme yoluna gitme zamanı…
    Zaman, yaşarken, evet yaşarken, yeni bir insan, yeni bir toplum olarak yeniden doğma zamanı…
    Dünya barışına herşeyden fazla öncelik verecek yeni bir nesil yetişmektedir. Zaman, öncelikle ulusal uyum, birliktelik ve dayanışmamızı kendimize kanıtlayarak, dünya barışına öncülük etme zamanı…
    Zaman, kalbimizi açarak, bu yeni nesilin konuştuğu dili anlama zamanı…
    Zaman, gücünü sevgiden alan bu yeni nesile uyumlanma zamanı…
    Zaman, geçmişin modası-geçmiş kalıpları içinde bocalamaktan sıyrılıp, geleceğe dev adımlarla sıçrayış yapma ve yükseliş zamanı…
    Zaman, Tanrısal benliğimizden aldığımız güçle dağları yerinden oynatacak kudreti açığa çıkarma zamanı…
    Zaman, mucizelere inanma, gerekli bilinç değişiminin göz açıp kapayıncaya kadar geçen sürede oluşacağından emin olma zamanı…
    Günümüz dünyasında değişim-dönüşüm mucizesine giden yol şefkat duygusunun aktive edilmesinden geçmektedir..
     
    Bu geçiş döneminin toplumumuz ve dünya için en sağlıklı şekilde gerçekleşmesi için bu ülkede yaşayan her insanın hassasiyeti vurgulanmalıdır:
     
    Bu ülkede kargaşa istemiyoruz.
     
    Bu ülkede karşı gruplar yaratmak istemiyoruz.
     
    Tüm ülke insanları elele vererek gerekli bilinç değişimini gerçekleştirmek ve bununla tüm dünyaya örnek olmak istiyoruz…Şu an birbirimizi karşı guruplar olarak görmek yerine birbirimizi anlamamız, birbirimize şefkat göstermemiz gereken bir dönemde yaşamaktayız.
     
    Şu an bu ülkeyi yöneten insanlardan gençlerin sesine kulak vermelerini rica ediyorum. Lütfen kişisel kin-nefret ve öcalma duygularını bir kenara bırakın. Eğer bu enerjisel geçiş döneminde yüreklerinizi açıp gereken değişimleri gerçekleştirebilirseniz tarih sizi övgüyle anacaktır. Sizin düşüncenizde olmayan insanlara karşı sizin gücünüzü göstermek  ya da göstermelik birlik mesajları vermekten vazgeçin. Çünkü şu anda hiçbirşeyin gizli kalamayacağı, söylenmeyenin hissedileceği, öyleymiş gibi gösterilenin öyle olmadığının anında anlaşılacağı bir dönemde yaşamaktayız. Bu ülkeyi yönetenler şu anda bu ülkenin ve dünyanın geleceği açısından çok önemli bir sınavdan geçmektedir. Benim özlemle beklediğim şey bu ülkeyi yöneten insanların kalbini açması, yanlış yapmış olabileceklerini kabullenmeleri ve içinde bulunduğumuz enerjisel değişim sürecinin gerektirdiği şekilde değişebileceklerine inanıyorlarsa birleştirici bir tavırla görevlerine devam etmeleri. Eğer bunu yapabileceklerini hissedemiyorlarsa da bunu yapabilecek insanlar için yolu açmaları.
     
    Türkiye için artık geri dönüş yoktur. Protestolar başlamadan önceki gün tanık olduğumuz ülkede yaşamıyoruz artık. Özgürlüğe çağrı adeta hiç konuşulmadan kolektif bilince işlemiştir. Bunun altında provokasyon aramak, bu direnişin farklı amaçları olduğunu ileri sürerek daha agresif tutumlar içine girmek ancak kaos ortamı yaratır. Radikal bilinç değişiminin, gerçek sevgi ve şefkate giden yolun çok kolay olmasını beklemek doğru olmayabilir. Karşılıklı sevgi ve anlayışla bunu ne kadar kısa sürede gerçekleşebileceğini gösterebileceğimiz büyük bir sınavdan geçmekteyiz. Dünya tarihinde böylesine önemli bir adımı atmak ve tüm dünyaya öncü olmak için en önemli sınavını vermekte olan bu güzel ülkenin vatandaşı olmaktan dolayı gurur duyuyor ve gerekli değişimin en kısa zamanda ve hiç kimsenin canına zarar gelmeden gerçekleşmesi için dua ediyorum. İlahi olanın, olmakta olanı kalbimizi açarak desteklediği bir dönemde, bizlere düşen yalnızca kalbimizi açmaya niyet etmektir.
     
    Toplam blog
    : 1
    : 191
    Kayıt tarihi
    : 18.06.13
     
     

    Doktor, metafizikle ilgileniyor ..