Türkiyedeki IŞİD’leşme…

HOŞBEŞ ÇAYEVİ’ nde GÜNDEM KARMAŞASI yaşandı…

‘IŞİD’ İN ELİNDEKİ 49 (!) REHİNENİN KURTARILMIŞ (!) OLMASI’ gündeme alınmak istendi ama bir katılımcı sesini yükseltti…

- Sırtlarında uluslar arası oyunlar oynandı; çoluk çocuk, çok korktular, onlar ve aileleri adına çok sevinelim, geçmiş olmasını dileyelim AMA GÜNDEME ALMAYA DEĞMEZ… Tiyatroya bakın… ‘Operasyonla kurtarıldı…’ havası üfleniyor topluma…  TÜRKİYE’ Yİ YÖNETENLERİN HABERİ BİLE YOKTU BIRAKILACAKLARINDAN… Başbakan ve şürekasının Azerbaycan’ da programı vardı, 49 (!) rehine bırakılıverince programı kesip, OLAYI SAHİPLENME TELAŞIYLA ALANDAN ALANA KOŞUŞTURDULAR, analı-yavrulu fotoğraflar verdiler… İlk basın açıklamasını, alelacele buldukları Numan KURTULMUŞ’ a yaptırdılar. Adamın eline bir danışman nutku bile hazırlanamamış. ‘’49 rehine…’’ diyeceğine, ‘’45 mülteci…’’ dedi. Zaten gelen kişi sayısı 46… 3 rehine Musulluymuş, orada kalmış… Suriye sınırından Türkiye’ ye geçilen, açılan kapı sayısı ‘13’ dedi, hemen sonra oldu ‘8’… Önce 4500 kişinin girdiğini söyledi, ilk virgülden sonra 45000… Bizde, yaşanan bu durum için ‘OFUN SOFUN OLMAK’ denir… Hadi bakalım; BİRİLERİ IŞID’ E KARŞI YAPILACAK OPERASYONA KATILMAMA GEREKÇESİNİ ALIVERDİ ELLERİNDEN… Adam çıkmış otobüsün üstüne ‘’Canlarını ortaya koyarak operasyona katılan isimsiz kahramanlar…’’ dan söz ediyor… Şimdi ne yapacaklar, bekleyelim, görelim… Bugün tartışacak yanı yok bu konunun bence… Bırakın, ALGI YÖNETİCİLERİ, KENDİ AVUNUCULARI İÇİN OYUNLARINI OYNASINLAR.

* * *

- Evet, gündemimize dönelim; TÜRKİYE’ DEKİ IŞİD’ LEŞME…

- 1960’ lı yıllardı… Ayakkabı tamircisi olan büyükbabam Pazar sabahları yıkanır, sakal tıraşını olur, saçını limon suyuyla ıslatır, simonunu oluşturur, en güzel giysisini giyer, boy aynasına şöyle bir bakar, gülümser, kendini beğenir,  kahveye doğru giderdi… Dayımı bir günlük sakalla görmedim hiç… Babamı görmedim… Mahalledeki, cami imamı Yusuf Amca’ yı, Arabacı Ziya Amca’ yı, bir benzinlikte muhasebecilik yapan lise mezunu Mehmet Ağabey’ i, kuyumcu Azmi Ağabey’ i, bağırsak işleyip satan Fehmi Enişte’ yi hiç tıraşsız, sakalları uzamış bir suratla görmeden büyüdüm. Sinemalardaki artistleri de öyle… HERKES İLK FIRSATTA GICIR GICIRLAŞIR, TOPLUMDA YERİNİ ÖYLE ALIRDI… 1970’li, 1980’ li yıllarda da, bazı simgesel, siyasi bıyıklar dışında suratları kirleten kıllar yoktu… 10-15 YILDIR, ÖZELLİKLE BUNLAR DEVLETE POSTU SERDİKTEN SONRA ERKEKLERE BİR HALLER OLDU… Aşçısından işçisine, iş adamından kapıcısına, öğrencisinden hocasına, çoğunluğumuz artık kirli sakallı… Televizyon dizileriyle pompalandı bence bu kirli, kıllı suratlarla toplumu karartma…

- Abartmıyor musun? Moda işte…

- Moda… Yıllardır ‘de-’ olamayan moda (!)… Pırıl pırıl delikanlıların suratları gölgeli… Bir de bu gözle izleyin bakalım, her bir dizide kaç oyuncu sakallı… Ve BİR ORTAK ÖZELLİĞİ DAHA DİZİLERİN; komedi dizisi de olsa, ev dizisi de olsa, BİR ŞEKİLDE ELLERE SİLAH VERİLİYOR. Vurulan insanlar için bölümler boyunca hastane sahneleri çekiliyor… Öyle kolay ki adam vurmak, adam bıçaklamak, kendi doğrularına uymadığı düşüncesiyle insanları öldürüvermek… ‘KENDİ ADALETİNİ KENDİN SAĞLA!’ çarpışmaları öylesine çok, ama sonunda POLİS YOK, YARGI YOK…

- Doğru söylüyorsun… Polisiye dizilerde bile karşısındakini haklı nedenlerle vurduğu düşünülenler, bir şekilde yargı karşısına çıkmıyor…

- Yahu arkadaşlar, gerçekten anlattığınız gibi… Dün bir diziye gözüm takıldı… Romantik komedi… Bir cami avlusunun ‘dedeler grubu’ var… Esas oğlan kötü adamları cezalandırmaya gitmişti, dedelerden birinin zulasından onlarca silah çıkartıldı, peşinden yardıma gidildi, cayır cayır çete savaşı verildi, ortada polis yok…

- PEKİ, BUNLARLA NEYİ ANLATMAYA ÇALIŞIYORSUN?

- Geçen toplantımızda, işlenen akıl almaz suçlardan söz etmiştik… İşte bu izlenenler toplumu suça meyilli hale getiriyor bence… SOSYAL VE EKONOMİK SIKINTI İÇİNDE OLAN MUTSUZ İNSANLAR ÇOĞALDI… Kahvede sohbete, bir köşede dostlarıyla içmeye giden insanların belinde silah oluyor, tartışıveriyorlar, iki kişi ölüyor, üç kişi yaralanıyor… Karısına kızıyor, çocuklarının önünde doğrayıveriyor…  Yakalanmış, götürülüyorlar, bakıyorsun, yüzlerinde kirli sakallar… Silah çekivermek, tetik düşürüvermek öylesine kolay, sıradan, acımaksızın, karşısındakinin de insan olduğunu, evinde onu bekleyen eşi, çocukları olduğunu aklına bile getirmeksizin ve ‘polis alacak, yargı içeri atacak’ falan diye düşünmeksizin… NE FARKI VAR BU İNSANLARIN IŞİD CANİLERİNDEN?

- Farkı var… IŞİD CANİLERİ, ASLINDA İNANMADIKLARI İSLAM ADINA ‘ALLHUEKBER!’ ÇEKİYORLAR ÖLDÜRÜRKEN, BİZDEKİLER BUNU SÖYLEMİYORLAR…

- ŞİMDİLİK…

- Evet… TÜRKİYE’ DEKİ IŞİD’ LEŞME SÜRERSE O DA OLACAK… YAKINDIR…

_________________________________________________________

ANKARA BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ, ATATÜRK ORMAN ÇİFTLİĞİ’ NİN İSMİNİN DEĞİŞTİRİLMESİ İDDİASINDAN SONRA BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ’ NE VE MELİH GÖKÇEK’ E BÜYÜK TEPKİLER GELMİŞTİ.

Gelen tepkilerin ardından Büyükşehir Belediyesi yazılı bir açıklama yaptı. Açıklamada, Atatürk Orman Çiftliği isminin değiştirilmesinin söz konusu olmadığı belirtilerek, “Yapılan açıklama tam anlamıyla ideolojik fırsat kirliliğinin tipik bir örneğidir. Belediye Meclisi’ nde bir meclis üyesinin verdiği plan değişikliği ile ilgili önergede, Yenimahalle İlçesi sınırları içindeki  ‘Atatürk Orman Çiftliği’ ismi ‘Yenimahalle Orman Çiftliği’ olarak sehven ve eksik geçmiştir. Ne Atatürk Orman Çiftliği’ nin adının değiştirilmesi akıllara getirilmiş, ne de ismi değiştirilmiştir.” denildi.

Özcan ÇELTİK

20.09.2014