Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

27 Ekim '09

 
Kategori
Güncel
 

Türkiyenin ekonımisinde ve siyasetinde domuz gribi gerçeği

Türkiyenin ekonımisinde ve siyasetinde domuz gribi gerçeği
 

Tükorder Genel Başkanı Öner Samanlı, Turizm ve Domuz Gribi hakkında açıklamalarda bulundu.


Önümüzdeki aylarda çıkması beklenen *pandemide, 2 milyardan fazla insan gribe yakalanacak ve iyimser senaryoda 2-7 milyon, kötümser senaryoda ise 100 milyon insan ölecek.

Dünya Sağlık Örgütü'nün yukarıdaki basın açıklamasını okuyunca korkuya kapılmamak ve 'Eyvah insanlığın sonu geldi galiba' dememek olası değil.

Evet, bu sözler sıradan bir insana değil. Dünya Sağlık Örgütü'nün Asya ve Pasifik Direktörü Shigeru Omi'ye ait.

BU AÇIKLAMANIN EN ÖNEMLİ YANI İSE, TAM 5 SENE ÖNCESİNE AİT OLMASI..

Çok şükür ki böyle bir salgın gerçekleşmedi.

Sağlık Bakanımızın domuz gribi ile ilgili olarak Türkiye için açıkladığı iyi ve kötü senaryoları da gazetelerde okumuş olmalısınız.

“TÜKORDER” Genel Merkezimiz adına, kamuoyunu bu konunun fevkalade önemi nedeniyle, Blog Sayfamızda, 30 Nisan 2009 tarihinde sizleri bilgilendirmiştik.

Bu tür açıklamalar insanları korkutmaktan, kafalarını karıştırmaktan ve moral bozmaktan başka hiçbir işe yaramıyor gibi ifadeler kullananları ise, Mescid-i Aksa’da, tam donanımlı silahlı İsrail askerlerine, taş ile karşı koymaya çalışan Filistin’lilere benzetiyorum.

İnsanlar endişe içinde. “Domuz gribi salgını olacak mı, yoksa toplumda panik mi yaratılmak isteniyor..? Grip aşısı üreten firmaların ya da ilaç endüstrisinin bu işte rolleri var mı..? Grip aşısı olmak şart mı..?” sorularına cevap arıyorlar.

Nisan ayından beri dünyanın hemen her ülkesinde görülen domuz gribi virüsü H1N1'e karşı insanların bağışıklığının olmaması bu virüsü alan her kişinin hastalanması anlamına geliyor ve buna göre de dünya çapında bir salgın ihtimal dahilinde. Ancak 1510 senesinden bugüne kadar oluşan 14 *pandemi incelendiğinde, bunların hiçbirinin önce bahar mevsiminde başlayıp daha sonra kış mevsiminde daha ağır ikinci bir salgına yol açığına dair bir veri yok.... Böylece rahatlıyoruz..."

Yukarıdaki satırlar, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi öğretim üyelerinden, ciddiyeti ve bilimsel konulara hakimiyeti ile tanınmış bir tıp profesörüne, Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Ahmet Rasim Küçükusta'ya ait.

Son haftalarda Sağlık Bakanı Recep Akdağ başta olmak üzere, hükümet ve sağlık yetkililerinin domuz gribi önlemleri üzerinde aşırı titizlik göstermesi, verilen alarmların ve kötü senaryoların abartı sınırlarına ulaşması, bu arada henüz dünyada yaygınlaşmamış bir aşının kampanyasının başlatılması, arka arkaya okulların tatil edilmesi, akıllara değişik soruları getiriyor.

Örneğin, hükümetin Güneydoğu ve PKK konularında yaşadığı hezimeti gözlerden uzak tutmak, gündemi değiştirmek için domuz gribi paniğini körüklediği savı tartışılıyor.

TURİZMİ DÜŞÜNEN YOK

Zira hastalık sadece Türkiye'de değil, dünyada hemen hemen tüm ülkelerde görülüyor. Ancak hiçbir ülkede Türkiye'deki kadar abartılmış önlemler ve panik havası yok. Hiçbir ülkede hükümetler yangına körükle gitmiyor. Eğer böyle sürerse, Türk turizminin büyük darbe yemesi söz konusu.

Abartılmış domuz gribi öyküleri, hükümetin yarattığı panik havası, turizm pazarımız olan ülkelerde tedirginlik yaratacak. Sanki Türkiye'de; İspanya'dan, İtalya'dan, Mısır'dan farklı, olağandışı, çok tehlikeli bir salgın varmış etkisi oluşacak. Türk turizminin darbe alması ise giderek ağırlaşan ekonomik koşullar içinde, Türkiye'nin döviz gelirinin tehlikeli boyutlarda azalması ve işsizliğin daha da artması anlamını taşıyor.

DOMUZ GRİBİ, NORMAL GRİP KADAR ÖLDÜRÜCÜ DEĞİL!

Sağlık Bakanı Recep Akdağ bir senaryo açıklıyor:

"Domuz gribi Şubat veya Mart 2010'da zirve yapacak. Eğer domuz gribi aşısı yapılmazsa 21 milyon kişi hastalanacak ve 5 bin 300 kişi hayatını kaybedecek. Aşı yapılırsa 1 milyon 800 bin kişi hastalanacak, 400 kişi hayatını kaybedecek."

Yani en iyi ihtimalle 400 kişi ölecek. Siz, aşı olmazsa ölecek olan 4 bin 900 kişi içinde olmak ister miydiniz..?

Bu açıklamalar ulu orta yapılıp, basında da çarşaf çarşaf yayınlanınca, panik havası baş göstermemesi mümkün değil.

Oysa konunun en önemli uzmanlarından olan Prof. Dr. Ahmet Rasim Küçükusta, bir domuz gribi salgını olduğunu ama bu hastalığın iddia edildiği gibi çok öldürücü bir hastalık olmadığını söylüyor. Üstelik çok iddialı konuşuyor; "Aşıya gerek yok!"

Peki neden..?

"Çünkü domuz gribinin öldürücülüğü binde 1'in çok altında, bugüne kadar bütün dünyada bu hastalıktan ölenlerin sayısı 5 bin civarında. Oysa olağan grip salgınlarından her yıl 250 bin ile 500 bin insan ölüyor. Türkiye'deki kurban sayısı ise yaklaşık 7 bin... Şimdi Sağlık Bakanlığı'nın, domuz gribiyle uğraşacağına, bildiğimiz gribe karşı önlem alması daha mantıklı olmaz mı..?"

AŞININ ETKİSİ TARTIŞMALI

Prof. Küçükusta, aşı konusunda şu görüşü savunuyor:

"Aileme, çoluğuma çocuğuma ve bana kimse domuz gribi aşısı yaptıramaz. Çünkü hem grip aşılarının etkisi son derece tartışmalı hem de domuz gribi hastalığı öldürücü bir hastalık değil. Üstelik aşının etkinliği ve özellikle de yan etkileri konusunda çok ciddi şüpheler var. Yani domuz gribinden kurtulacağım derken işin ucunda aşıdan zarar görmek, hatta ölmek de var."

“TÜKORDER” GENEL BAŞKANI OLARAK İDDİA EDİYORUM…!

“HÜKÜMET GÜNEYDOĞU HEZİMETİNİ GRİPLE KAPATMAYA ÇALIŞIYOR..!”

Türkiye'de yaşanan "domuz gribi histerisini", turizmin duayenlerinden, sektöre en üst düzeyde yönetici ve siyasetçi olarak hizmet vermiş, Turizm eski Bakanı Bahattin Yücel, halen turizm sektörüne aktif olarak hizmet veren ve Turizm Araştırmaları Derneği'nin (TURAD) Başkanlığını yürütüyor. TURAD Başkanı’da, bizimle aynı görüşte. Sayın eski bakan Yücel, endişelerimizi paylaşarak şu yorumu yapmıştır:

"Hükümet, domuz gribi salgını konusundaki gelişmeleri ne yazık ki iyi yönetemiyor. Son siyasal gelişmeler üzerine, Güneydoğu'da ortaya çıkan sonuçların hükümeti yıpratması nedeniyle; kamuoyunun dikkatlerini başka yöne çekmek istendiği izlenimi veren tutarsız açıklamaların, turizm sektörüne indirdiği darbe giderek ağırlaşıyor. "

PANİK HAVASI YARATILIYOR

Hükümet bir yandan İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti kapsamında bu kenti öne çıkarmaya çalışırken; öte yandan domuz gribi konusunda yapılan işlemleri abartarak farkına varmadan bir panik havası yaratıyor. Gündemi değiştirme çabalarını siyaseten anlayışla karşılamak mümkün olabilir.

AKP HÜKÜMETİ GÜNDEMİ VATANDAŞTA KORKU YARATARAK ÖTELEMEYE ÇABALIYOR…

SALGIN HASTALIK, İÇ SİYASETE MALZEME YAPILDI

Salgın hastalığın ilk defa iç siyaset konusu yapılması; sanıyorum bu hükümete nasip oldu. Örneğin; Diyarbakır'da görülen vaka sayısı ile Ankara'daki vaka sayısı aynıyken, Diyarbakır'da bütün okullar kapatıldı. Ama Ankara'da böyle bir önlem alınmadı. (Nüfus oranlarını vaka sayısı ile kıyaslarsanız; Ankara'daki vaka sayısı Diyarbakır'a göre 3 misli aslında...) Sadece bu örnek bile, hükümetin bu anlamdaki tutarsızlığını göstermeye yeter.

Yıllarca turizm sektörüne eleman yetiştiren okullarda eğitimcilik yapmış bir kişi olarak bildiğim şudur; “Turizmde güven ve insan sağlığı çok büyük önem taşır”

“TÜKORDER” Tüketiciyi koruma ve Bilinçlendirme Derneği Genel Merkezi ve Şubelerimiz adına, vatandaşlarımızı daima oy kaygıları ile hareket eden AKP hükümetine karşı da uyanık olmaya davet ediyoruz.

TÜRSAB Başkanı Başaran Ulusoy, domuz gribinin ülke turizmini etkilemeyeceğini belirterek, basın mensuplarına "Aklınıza geldiğinde, her duyduğunuzda 'domuz gribi' diye ortaya çıkmayın. Bu işte domuz gribi olduğunu sanmıyorum ama bir domuzluk olduğunu hissediyorum" dedi, yani bizlerle aynı düşünceleri paylaşıyor.

BU ÜLKENİN GERİLEMEYE DEĞİL İLERLEMEYE GEREKSİNİMİ VAR, ÖNEMLİ MALZEMESİ DE TURİZM…!

TUROB Başkanı Timur Bayındır da konunun abartıldığı yönünde düşünüyor ve turizmin geleceğinden endişe ediyor. Bayındır'ın görüşü ise şöyledir;

"Türkiye'de öyle bir imaj yaratıldı ki, basına bakarsak; neredeyse Meksika'dan farkımız kalmadı. Domuz gribi, dünyanın her yerinde var. Bu kadar üzerine düşülmesini yanlış buluyorum. Ben politik olmadığım için bu tür konulara girmek istemem ama çok fazla abartılıyor ve turizmi etkiliyor"

Türkiye Otelcilik Federasyonu, TÜROFED Genel Sekreteri Gürel Aydın ise hastalık karşısında alınan önlemleri şöyle değerlendiriyor:

"Biz TÜROFED olarak üzerimize düşen her türlü tedbiri alıyoruz. Üç ay öncesinden havaların soğumasıyla birlikte domuz gribi vakalarının artacağını tahmin ederek bir çalışma başlattık. Johnson Diversey firması ile birlikte tüm bölgelerimizde şu anda devam etmekte olan bilgilendirme seminerlerimize başladık. Bu seminerler, yoğun bir ilgi görüyor. Herkesi bu panellere katılmaya davet ediyoruz.

Basında konuyla ilgili çok fazla haber çıkmaktadır. Özellikle İstanbul'da haberler çok abartılıyor. Bu durum, İstanbul'u seyahat edilmesini riskli gösteren bir tablo olarak gösteriyor.

HALBUKİ DOMUZ GRİBİ, KUŞ GRİBİNDEN DAHA AZ TEHLİKELİDİR.

Normal gripten de ölüm oranları daha azdır. Sağlık Bakanlığı'nın aldığı tedbirleri başından beri destekliyoruz.

Ancak, Sağlık Bakanı Recep Akdağ bir senaryo açıklıyor:

"Domuz gribi Şubat veya Mart 2010'da zirve yapacak. Eğer domuz gribi aşısı yapılmazsa 21 milyon kişi hastalanacak ve 5 bin 300 kişi hayatını kaybedecek. Aşı yapılırsa 1 milyon 800 bin kişi hastalanacak, 400 kişi hayatını kaybedecek."

Yani en iyi ihtimalle 400 kişi ölecek. Siz, aşı olmazsa ölecek olan 4 bin 900 kişi içinde olmak ister miydiniz..?

“TÜKORDER” GENEL BAŞKANI OLARAK MERAK EDİYORUM…!

BU AÇIKLAMANIN ARKASINDA HANGİ AKP’Lİ,

AŞI İTHALATÇISI VAR..?

Birileri yine köşeyi dönmek üzere tam donanımlı ve hazır beklemektedir. Büyük bir olasılıkla aşı siparişleri verilmiştir ve satışı için yaratılacak sansasyonel reklama sıra gelmiştir. Reklamlar her zaman para harcayarak yapılmaz. Uyanıklar daima en ince kargı ile en büyük balığı avlamak peşindedirler. Bekleyip göreceğiz, ağızdan bakla yere düşecektir, akköprü ile karaköprü belli olacaktır. Bu aşı yaygarasının ardından hangi AKP’li, ya da yakını çıkacaktır an-la-ya-ca-ğız..!

*PANDEMİ:Salgın bir hastalığın kıta düzeyinde çok geniş bir alana yayılmasına verilen isimdir.

ÖNER SAMANLI

“TÜKORDER”

Tüketiciyi koruma ve Bilinçlendirme Derneği

Genel Başkanı

e-posta: onersamanli@hotmail.com

 
Toplam blog
: 295
: 3087
Kayıt tarihi
: 22.08.08
 
 

Prof.Dr. Öner Samanlı, yıllarını eğitim ve öğretim faaliyetlerine adamış, birçok bilimsel makalen..