Türkler akıllarını başlarına toplamalı..

Türkler akıllarını başlarına toplamalı..

“Silvan Şalom, Kfar Blum’da düzenlenen bir konferansta yaptığı konuşmada “Anadolu Kartalı” tatbikatı krizi nedeniyle İsrail ile Türkiye arasındaki ilişkilerde son günlerde yaşanan kötüleşmenin anlamsız olduğunu belirterek “Türkiye, İsrail ile stratejik bağları olan önemli bir Müslüman ülkesidir. Türklerin akıllarını başlarına toplayacaklarını ve iki ülke arasındaki bağların, bizim olduğu kadar onların da çıkarına olduğunu anlayacaklarını umuyorum” şeklinde konuştu”.

Anadolu kartalı tatbikatından İsrailin çıkartılması sonucu bu ülkenin verdiği tepki bu. Tabii, bizim dikkatle takip edip ne söyleyeceğini can kulağı ile dinleyeceğimiz bir stratejik (?) ortağımız daha var. ABD. Onunda ne dediğine bakmak lazım.

ABD Dışişleri Bakanlığı Sözücü Philip Crowley, dün düzenlediği haftalık basın bilgilendirme toplantısında, "Eğer bu, bir devletin katılım için davet edilmesinin ardından son dakikada [tatbikattan] geri çekilmesi meselesiyle, o zaman bir tatbikattan bir ülkenin son dakikada bu şekilde çıkartılmasının uygunsuz olduğunu düşünüyoruz" dedi.

Açıklamasında ülke adı telaffuz etmeyen Crowley, muhabirin ısrarlı soruları üzerine "Evet, bu ülke İsrail" yanıtını verdi.

Hatırlanacağı üzere Davos toplantısında yaşanan “van minit” olayına İsrail fazla bir tepki vermemişti. Hoş, zaten toplantı çıkışında başbakanımız tepkinin moderatöre olduğunu söyleyerek bir ölçüde sözlerini geri almış, İsrail sözcüsüde ortadoğudaki şark kurnazlarının iç politika için dış politikayı nasıl kullandığını bildiğinden (kendiside hep yapar) üzerinde durmamıştı.

Bu kez durum biraz farklı. Son dönemde Türkiyenin giderek arap ülkelerine ve İrana yaklaşan politikalar izleyerek geleneksel denge politikasından vaz geçme eğilimine girmesi, İsraili ve ABD yi kızdırmış görünüyor.

Her iki ülke yöneticilerinden gelen tehdit niteliğindeki bu görüş bildirimleri, salt tatbikatla ilgili değildir.

Dış işleri bakanlığının görev alanında olan bir konuya sayın başbakanın yanıt vermesi düşündürücüdür. Hemde ne yanıt.

“El Arabiye televizyonunun sorularını yanıtlayan Başbakan Erdoğan, “Anadolu Kartalı” tatbikatına İsrail’in katılmamasına ilişkin bir soru üzerine, Türk halkının hassasiyetleri ve diplomatik hassasiyetleri göz önünde bulundurduklarını kaydetti.

Halkın vicdanına sözcülük ettiklerini belirten Erdoğan, halkın tatbikata İsrail’in katılmasını istemediğini, bu nedenle tatbikatın uluslararası bölümünü ertelediklerini ifade etti.”

Sayın başbakanın bu sözleri akla bazı sorular getiriyor.

Acaba sayın başbakan halkın böyle istediğini nereden bildi.

Eğer bir referandum veya anket yapmadan halkın ne istediğini hemen bilebiliyorsa, acaba Ermenistanla tek dostumuz, kardeşlerimiz Azerileri küstürmek bahasına yapılan anlaşmaları halk mı istedi?

Yoksa şahsen cevaplaması zor bir soru olunca “Ne yapalım efendim, halk böyle istiyor” kolaycılığına mı kaçılıyor?

Düşüncelerine, sözlerine dikkat edilen bir kesim bir süredir 2010 yılı sonunda bir erken seçime gidileceğini konuşuyor. Ve ben zikzaklar çizen bu dış politikanın seçmen tabanına bir seçim mesajı olabileceğini düşünmek dahi istemiyorum.

Çarşamba, 14/10/2009