Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

02 Haziran '07

 
Kategori
Kültürler
 

Türkmen Çelim'i ve nargile geleneğimiz

Türkmen Çelim'i ve nargile geleneğimiz
 

Sigara denilen illetten yakamızı kurtarabilmek için yoğun kampanyaların yapıldığı şu dönem de bu yazıyı kaleme almakta ki amacım sigara tüketimini teşvik etmek değil elbette. Gerçi çocuklarımıza miras bırakacağımız şehirlerimizi, plansız yapılanma ile ilgili sorunlarını çözmeden, yakıt ve egzoz atılımıyla kirlenen havayı teneffüs edilebilir bir dönüşüme uğratmadan, beslenme alışkanlığımızda köklü değişimler yapmadan tek başına sigara üzerinde odaklanmakla çocuklarımızın sağlığını koruduğumuzu düşünmemiz de ayrı bir trajı komik ruh hali ya neyse. Bir başka zaman da daha geniş olarak tekrar ele alırız bu meseleyi.

Ağzı laf yapabilen, üç beş tiryakinin bir araya gelerek, koyu bir sohbet havası içinde huzurla nargile içtiğini hemen, hemen görmeyenimiz kalmamıştır. Deniz kenarında, asırlık çınarların serinliğinde, tavşankanı görünümünde ki çayı yudumlarken bu insanların ne denli sakin oldukları dikkatimi çekmiştir hep.

Özenmişimdir nargileyi, fakat bir fırsatını bularak denemeye vaktim olmamıştır. İçin için kaynayan şeffaf bir çaydanlığa benzettiğim bu nesnenin başında saatlerce zaman geçirmek doğrusu bana göre değildi. Daha çok boşa harcayacağı zaman problemi olmayan, emeklilere özgü bir yaşam tarzı diye düşünürdüm. Ama sanırım yanılıyorum! Bu biraz da mizaç ve yapıyla ilgili bir tercih. İklimin sıcak olduğu coğrafyalar da serinlemek amacıyla sığındığı gölgelikler de vücudun rehavetine uygun, düşük ritimli hareketlerin yapıldığı yöresel bir aktivasyon şeklinde ortaya çıkarak daha sonra yaygınlaşmış olmalı.

Elimdeki kaynaklara baktığım da ilk nargilenin, Hindistan da "narçil" denilen bir Hindistan cevizinin kabuğundan yapıldığı belirtilmiş. Gövde adı verilen bu bölüm daha sonraları camdan, sırçadan, pul şişeden yapılmaya başlanmış. Lüle (ateşlik) ise nargile de üzerine kıyılmış yaprak tömbeki sarılarak konan tabladır. Gövde de ateşlikten inen boru, suyun içine girer. Marpuç, bir ucu gövdenin yukarısında hemen suyun üstünde ki boşluğa bağlanmış diğer ucu ise serbest bırakılmış hortumdur. İmame (ağızlık), marpuçun ucuna takılarak ağza alınan şeydir.

Nargile ile ilgili buraya kadar anlattıklarımı sanırım çoğumuz biliyoruz. Peki ama ya 1860’lı yıllar da Harezm bölgesinde yaşayan Teke Türkmenleri arasında tütün olarak ne içiliyordu? Kaçımız böyle bir konuya ilgi duyarız? O dönem de yaşayan Henri de Blocqueville isimli bir Fransız subayı Teke Türkmenlerine esir düştükten sonra bu konuyla ilgilenmek zorunda kalmış. Kültür ve Turizm Bakanlığı Yayınları arasındaki "Türkmenler Arasında" isimli, Rıza Akdemir tarafından dilimize çevrilen eser de bakın konuyla ilgili neler yazılmış: "… Yemekten sonra nargileye benzeyen (ÇELİM) içilir. Çelim’in su kabı camdan olmayıp tahtadan yapılmıştır. Kabak şeklindedir. Bazen de su kabı kabaktan oyulur. Yukarı boyun kısmında karşılıklı iki delik bulunur. Dudaklar dumanın emilebilmesi için deliklerden biri üzerine yapıştırılırken, elin bir parmağı diğer deliğin üzerinde bulunur ve deliği açıp kapamak suretiyle dumanın az veya çok çekilmesini sağlar. Türkmen çelimden acele, acele üç dört nefes alır. Son nefes ciğerlerinin el verdiği ölçüde uzun olur ve havaya kocaman bir duman bulutu salar. Sonra çelimi yanında oturan arkadaşına uzatır…”

Kitapta birbirinden ilginç konulara yer verilmiş. Zevkle okunabilecek sadelikte. Zaman olsa da Türkmen hanımların, makyaj için neler yaptıklarını anlatabilseydik ama ne yapalım, bugünlük bu kadar.

 
Toplam blog
: 177
: 1268
Kayıt tarihi
: 09.03.07
 
 

1965 Almanya doğumluyum. Atatürk üniversitesi İlahiyat fakültesi mezunu olup, öğretmen olarak çalışm..