Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

12 Ağustos '10

 
Kategori
Haber
 

Üç boyutlu bir haber: Antalya'nın Rus patroniçeleri ...

Üç boyutlu bir haber: Antalya'nın Rus patroniçeleri ...
 

milliyet.com.tr / 12.08.2010


Haber, gerçeğe dayanır, günceli yakalar, çok sayıda okurun algısına hitap eder; işte o zaman haberdir. Dahası haber, değişik zaviyelerden zaman, mekan kesitlerinin yanı sıra derinliği de taşırsa, yani “evet”, “hayır” ve “acaba” da dedirtebilirse, haberdir. (haber= zaman + mekan x derinlik )

"Antalya'nın Rus Patroniçeleri" haberi de derinliği olan bir haberdir: Okunuştan düşünüşe değişir… Üç boyutludur.

Birincisi en önemli turizm merkezlerinden birinde hizmet sektörünün sahipliğindeki değişmedir. Bu değişimin bir uzantısı ve ondan ayrı olarak Rusların, Alanya’dakilerde dahil yörede 4500 emlak satın aldığını vurgulamaktadır: Milliyet ve mülkiyet değişimi… (haberin mekan değeri)

İkincisi, hizmet sektöründe, “kadın girişimciliğinin” artan önemine dikkat çekmektedir. Bu değişim de erkek egemen toplumda -Türk hanım girişimcileri de anımsayınca- adeta söke söke olmaktadır: Ekonomik verimin cinsiyeti optik okuma alanı dışında tutabilmesi: Zihniyet değişimi… (haberin zaman değeri)

Üçüncüsü, daha vulgarize olarak, kimi “Eski Türk Otellerinin Ruslarca sahiplenilmesi ve turizm sektöründe Rusların da yöneticilik yapar hale gelmesi”. Bu işletme (ve) hizmet sektöründe kadınların ağırlık kazanmaları ve bunun, o hiç de zarif olmayan “Nataşa” tabirlerinin yerine, yeni bir kültürel algı yaratmaya başlaması: Kültürel alışveriş… (haberin derinlik çarpanı)

Hızla baktığım haberde; beni en çok etkileyen iki konudan ilki, bir Rus hanımın üç dilde aylık olarak Antalya’da gazete çıkarması oldu. Gazetesinin içeriği sanırım kültür-turizm ağırlıklıdır ve kendisini ve ekibini kutlamak gerek.

Diğeri, Ukrayna asıllı bir hanımın Antalya’da iyi bilinen bir restoran işletmesi... O girişimcinin yaşadığı güçlükleri tahmin edebiliyor insan. Çarlık sonrasında İstanbul’da Beyoğlu’nda yaşama tutunmaya çalışan –o arada çok değerli katkılar da yaptığı anlatıla gelen- Beyaz Ruslara göre, iletişim çağında, işi belki bir ölçüde daha kolaydı, ama yine de onu ve takım arkadaşlarını da kutlamak gerek.

Haberin bir başka derinliğindeyse, işletmecilik ve mülkiyet anlamında “yabancı yatırım” olgusu var. 

Yaşama insancıl sosyal pencereden bakan ve sosyal pazar ekonomisine rağbet eden bir kişi olarak, doğrudan yabancı yatırımın, istihdam yaratması ve teknoloji sağlaması, o arada vergi ve çalışma kurallığı içinde olması kaydıyla olumlanması gerektiğini düşünürüm.

Yabancıların, kazandıklarıyla buralarda mülk alımları, olağan dışılık arz etmiyorsa, yine yadırganmamak gerekir. Tıpkı Türk iş adamlarının yabancı ülkelerde iş ve hizmet üretmeleri ve olanakları el verdiğince mülk edinmeleri gibi, doğal bir durumdur, bu.

Önemli olan helal diye tanımlanan yollardan servetin birikmesi ve hakkaniyete dayalı olarak el değiştirmesidir.

Fakat bir başka önemli konu, Türkiye’mizin, kendi girişimcisini, çiftçisini, köylüsünü ve sektörlerini –hem yurtta hem yurt dışında- desteklemesi ve esnek bir plana dayalı anlayışla, eğitim ile endüstrinin bağını kurarak, KOBİ ve Ziraat kesimleri başta olmak üzere banka ve kredi sistemini de işletmelerinin yaşaması ve yarışması anlayışı üzerine inşa etmesidir. 

 
Toplam blog
: 374
: 491
Kayıt tarihi
: 16.08.06
 
 

Merhaba! Toplumsal, siyasal, ekonomik ve kültürel olgularla ulusal ve evrensel düzlemde ilgilenme..