Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

16 Ekim '06

 
Kategori
Dilbilim
 

Üç kelime bir sonuç

Üç kelime bir sonuç
 

1992, Londra... Bir yıl kaldığım bu şehirde, 3 kelime ve her birisiyle ilgili 3 sonuç tespit ettim...
1- "TEŞEKKÜR ETMEK" (THANK YOU)
Herhangi birisine bir şey sorduğunuzda, bir şey aldığınızda kesinlikle muhatabınıza teşekkür etmeniz gerekir. Teşekkür etmeseniz ne olur? Hiçbir şey olmaz. Ancak; muhatabınız sizi öğle bir süzer ki, "ben ne yaptım" diye tedirgin olursunuz, bir daha o kişi ile karşılaşmak istemezsiniz. Bu noktada teşekkür etmek, nezaket icabıdır, güzel bir gelenektir.

Ülkemde bu iş nasıl oluyor?

Medeni olanlar hariç, genellikle fazla bir şey denmiyor. Adam işini gördükten sonra arkasını dönüp gidiyor. Biraz eğitimli olanlar, "sağ ol" veya "Allah razı olsun" diyor.

2- "LÜTFEN DEMEK" (PLEASE)

Herhangi birisinden bir şey istediğinizde, bir şey aldığınızda kesinlikle söze "lütfen" kelimesi ile başlamanız gerekir. Lütfen demeseniz ne olur? Hiçbir şey olmaz. Ancak; muhatabınız sizi öyle bir süzer ki, "ben ne yaptım" diye tedirgin olursunuz, çoğunlukla da istediğiniz şeyi alamazsınız. Bu noktada lütfen demek, nezaket ötesinde hoş, biraz da zorunlu bir gelenektir.

Ülkemde bu iş nasıl oluyor?

Genellikle, "lütfen" denmiyor. Adam istediğini elde ettikten sonra çekip gidiyor. Olsa - olsa, "sağ ol" ya da "Allah razı olsun" diyor.

Somut bir örnek; Bir parkta düzenlenen otomobil test sürüşünde görevli bir bayan, 10 yaşındaki oğluma "lütfen dersen san bir oyuncak otomobil verebilirim" dedi ve oğlum bu işi severek yaptı ve oyuncağı kaptı.

3- "ÖZÜR DİLEMEK/AFEDERSİN DEMEK" (I'M SORRY)

Herhangi birisine istemeden çarptığınızda, ya da yanlış bir şey söylediğinizde veya yaptığınızda, bazen de bir şey sorduğunuzda, yerine göre "I'am sorry" veya "Excuise me" sözcüğünü kullanmanız şarttır. Kullanmasanız ne olur? Hiçbir şey olmaz. Ancak; muhatabınız sizi öğle bir süzer ki, bu kez "ben ne yaptım" diye kendinize soru sormaya gerek yok, çünkü; zaten hatanızı biliyorsunuz. Hatasını anlayan adam nasıl bir duygu içinde olursa, o duyguyla yüzünüz kızarır.

Ülkemde bu iş nasıl oluyor?

Eğitimlisi bile, kendisine istemeden çarpan birisine veya kendisine karşı hata yapmış birine; "önüne baksana kardeşim" veya "deli misin, manyak mısın" benzeri kızgınlık ifade eden laflar eder. Orta halli birisi, "görmüyor musun birader, dikkat etsene" benzeri kızgın ve kırıcı sözler söyler. Eğitimsiz olanlarsa, "yuh ayı, gözün kör mü" benzeri kırıcı, hakaret içerir kelamlar eder, karşı tarafın benze türden cevapları ile bu diyalogun sonucu, kavga ile ve karakolda biter.

Somut bir örnek; Kalabalık bir caddede dalgın ve birazda şaşkın halde yürürken, bir zenci bayana çarptım. (Göremedim galiba). İçimden "eyvah, yandık şimdi!" dedim. Biraz da şirret bir tipe benzeyen bu bayan, benim özür dilememe fırsat vermeden, "I'm sory" demez mi. İlginç olanı da bunu tebessümle söylemesiydi. Bana söyleyecek laf kalmamıştı. (Benim, kendisine söylemem gerekeni bu bayan bana söylemişti). Alabora olmuş teknede şok geçiren bir adam misali, ben toparlanmaya çalışırken, bu bayan çoktan uzaklaşmıştı. Sadece arkasından bakarak sessizce "ben de I'm Sorry" diyebildim.

SONUÇ
LÜTFEN + TEŞEKKÜR (EDERİM) + ÖZÜR (DİLERİM) = SOSYAL BARIŞ.

 
Toplam blog
: 5
: 908
Kayıt tarihi
: 21.09.06
 
 

1952 Kars doğumluyum. TEKEL Genel Müdürlüğü Başmüfettişi ünvanıyla emekli oldum. Bir yıl (1992 -1993..